Neden kredi başvurunuz reddediliyor? İşte bankaların ‘evet’ demesini sağlayacak taktikler
Uğur GÜNDÜZ / Ekonomist-Bankacı
Bankalar bana kredi vermiyor.” “Benden durumu daha kötü olanlar kredi alıyor ben alamıyorum.“ “Kredibiliteye sahip olmak için ne yapabilirim?” Cevabı basit, çözümü ise bayağı çaba gerektiren sorular. Bankalar, hazine işlemleri dışında, elde ettikleri kaynakları firmalara kredi tahsis ederek kâr elde ederler. Yani bankanın asli faaliyetlerinden biri kredi vermektir.
Peki, neden bir yandan firmalar krediye ulaşamazken bir yandan da bankalar yeni müşteri bulmak için sahada geziyor? Bankalar kapılarını çalan bir sürü firma varken neden kapılarını açmak için zorlandıkları firmaların peşine düşüyor? Bu soruların cevabını, bankaların ne beklediğini ve ne istediğini anlayabilirsek verebilir; doğru adımlar atar, doğru hamleler yaparsak karşılıksız sandığımız aşkımıza kavuşabiliriz.
Bankalar kredi taleplerini nasıl değerlendirir?
Bu konuda firmaların dikkat edeceği noktalar bulunmaktadır. Şöyle:
● Mali analiz ve moralite (Rating): Kredi notu ya da rating firmaların geriye dönük bilançolarının analizi ve kredi ile çek/senet ödeme performanslarına dayalı olarak oluşturulan bir puandır. Yüksek kredi notu, düşük kredi riskini gösterir. Düşük kredi riski düşük faiz ve daha az teminat ve daha yüksek limit demektir.
Bilanço analizinde; özellikle ortaklardan alacaklar, donuklaşmış olmasına rağmen canlı hesaplarda izlenen alacaklar gibi kalemler öz kaynaklardan düşürüleceğinden, bu hesaplara özen gösterilmesi gerekir. Yılsonu bilançosu firmaların bayram kıyafetidir. En iyi halinizi göstermelisiniz. En fazla paralı ve en az borçlu kıyafetinizi giymelisiniz. Kredi taksit ödemelerini zamanında yapmak, çek ödemelerinde hassas olmak çok önemlidir. Sizin önemsemediğiniz, 1-2 günlük gecikme ya da 1-2 çekin karşılıksız çıkması, rating notu belirlenirken başrol oynar.
Bir firma istihbaratı yaparken karşımıza yüzlerce ödenmemiş çek kaydı çıkmış, firma sahibini arayarak süreci durduğumuzu ve limit çalışması yapamayacağımızı söylemiştik. Firma sahibi şaşırarak “Ben binlerce çek ödüyorum, iki günlük ödemeleri başka yere kaydırmıştım, şu anda ödemelerimi düzenli olarak yapıyorum zaten” demişti. Yani firma uzun süre kredibilitesini ortadan kaldıracak bir karar vermiş ve sonucunu kestirememişti.
Bilançodaki sorunlar bazı muhasebe aksiyonları ile bertaraf edilebilir ama moralite bozukluğu yıllar geçse de yakanızı bırakmaz.
● Ciro ve nakit akışı: Kredi başvurusunda bulunan firmanın ciro gelişimi ve nakit akışı incelenir. Gelirlerin kredi ödemelerini karşılamaya yeterli olup olmadığına bakılır ve satışlarda artan bir seyir beklenir. Peki, satışlar nasıl artırılır?
● Müşteri tabanını genişleterek yeni müşteri edinmeye çalışılmalıdır.
● Mevcut müşteriler için ödül/prim sistemlerini devreye alınarak ek ürün ve hizmetler sunulabilir.
● Satış ve Pazarlama Stratejilerinde döneme uygun değişiklikler yapılmalı.
● Dijital pazarlamaya yatırım, online pazarlama gibi dijital kanalları kullanarak daha geniş bir kitleye ulaşmaya çalışılmalıdır.
● Marka bilinirliğini artırıcı faaliyetlerde bulunmalı, tüketici nezdinde marka algısı yaratılmalıdır. Tüketiciler bildiği, tanıdığı markalardan kolayca vazgeçmezler.
● Borçluluk durumu: Satıcılara olan borçlar ve banka borç ve limitleri incelenir. Borç/gelir oranı değerlendirilerek, ilave kredinin ödenip ödenemeyeceği analiz edilir. Enflasyonist dönemde kredi faizleri yükselir. Dolayısıyla dert sadece kredi almak değil, bu yüksek maliyetli krediyi geri ödemektir. Şartları ağır, yüksek maliyetli kredi sizi zor durumdan kurtarmaz, daha yüksek borçla daha zor duruma sokar.
Ziyaretine gittiğimiz firmayla sohbet ederken, firma sahibi “ Bizim bankalara borcumuz yok” diyerek borçsuz firma algısı yaratmış, evraklar geldiğinde cironun yarısı kadar banka borcunu görünce hemen firmayı aramıştım. Firma sahibi “Onların karşılığında çek var, kredi kendi kendine kapanıyor“ diyerek borç algısının ne kadar farklı olduğunu göstermişti.
Bankalar bankalara borcu olmayan iyi firmalara kredi kullandırmaya çalışırken kredi kullanan ve ihtiyacı olduğunu söyleyen firmalardan uzak dururlar! Yılsonuna doğru mümkün olduğunca kredileri azaltmanın bir yolu bulunmalı, en düşük kredi riski yılsonu bilançosunda sağlanmalıdır.
● Teminat: Kredi talebinin en önemli parçasıdır. Öyle ki, bazen teminatın gücü diğer birçok etkenin bertaraf edilmesini sağlayabilir. Bankalar açısından güçlü bir teminat olan KGF kefaleti önerilebilir.
İşle kazanılan iş için kullanılır. Finansal yapıyı rahatlatan orta vadeli krediler için maddi teminat vermekten kaçınılmamalı, birçok bankayla teminatsız, küçük limitlerle çalışmak yerine daha az bankayla teminatlı çalışmak tercih edilmelidir. Özellikle kriz dönemlerinde ilk hamle küçük ama teminatsız kredi veren bankalardan gelir. Teminat firmayı rahatlatır.
● Sektör riski: Şirketin faaliyet gösterdiği sektörün riskleri ve geleceği değerlendirilir. Bankalar rekabetin yoğun olduğu ve atıl kapasitesi yüksek sektörlere mesafeli yaklaşır. Yani firmanın verileri iyi olsa bile sektör riski nedeniyle kredi tahsis etmek istemezler. Örneğin, yeni un fabrikası yatırımı için kredi başvurusunda bulunulduğunda, bu yatırımı destekleyecek banka bulmak çok zordur. Bu riske maruz kalmamak için özellikle yeni yatırımlarda detaylı sektör analizi yapılmalı, yatırımın getirisi belirlenirken gerçekçi bütçe tahminleri oluşturulmalıdır.
● Kredi amacı: Kredinin hangi amaçla kullanılacağına bakılır. Firmaların pek önemsemediği, bankalar nezdinde ise çok önem verilen, kredi değerlendirme sürecinin en önemli safhalarından biridir. Kredi notu yüksek, teminatları uygun olan bir firma, kredinin hangi proje için kullanılacağını ve gerçekçi geri dönüş tahminlerini ortaya koymazsa, kredi talebine karşılık bulamaz.
Şube müdürünün “Ne kadarlık bir krediye ihtiyacınız var” sorusu, kredinin ne için kullanılacağı ve hangi vadelerde geri dönüşünün sağlanacağı cevabını arar. Birçok firma kredi amacını sağlam temellere oturtamadığından ret cevabı almaktadır. Bu soruya “Siz ne uygun görürseniz” tarzında bir cevap, süreci sonlandırır. Gerekçeleriyle birlikte net bir kredi rakamı telaffuz edilmelidir.
Heyhat, kredinin reddi dünyanın sonu değil! Kredinin reddi sizi hemen kötü firma yapmaz. Kredi başvurusu aynı anda birden fazla bankaya yapılır, bir banka uygun görmezken diğeri uygun görebilir. Çünkü kredi talebi, objektif kriterlerle yapılan sübjektif bir değerlendirmedir.
Doğru bir finansal yönetim ve finansal dil kullanımı ile bankalar nezdinde bu sorunu aşmak mümkün. Yapılması gereken; ortak hassasiyetleri sağlamak, yukarıda değinilen, bankaların hassas olduğu konularda hassas olmaktır. Unutulmamalıdır ki, firmanın kredibilitesini firmanın kendisi belirler.