Ocak ayı dert ayı

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Pek çok açıdan bakıldığında geride bırak­tığımız ocak ayını dert ayı olarak nite­lendirmemek elde değil. Yeni yılın gelme­siyle her şey zamlandı dersem hiç de abart­mış olmam. Mesela vergi, harç ve cezalara yeni yılda yeniden değerleme oranı kadar, yani yüzde 43,93 zam yapıldı.

Yurt dışı çı­kış harcı, araç muayene ücreti, ehliyet har­cı, kırmızı ışıkta geçme; saymakla bitmez. Daha mı, dahası da var tabi, yol ve köprü ge­çiş ücretleri, akaryakıt, alkol ve tütün ürün­lerindeki ÖTV, pasaport ücretleri, motorlu taşıt vergileri, yurtdışından alınan telefon­ların IMEI ücretleri. Dedim ya saymakla bitmez. Ocak ayında fiyatı bir önceki aya gö­re en çok artan ürün yüzde 66.67 ile diş mu­ayenesi, fiyatı en çok düşen ürün ise yüzde 23.47 ile kabak olmuş.

İTO’dan alınan bilgi­ye göre, eğlence ve kültür harcamaları gru­bu yüzde 52,80, edebi kitaplar, sağlık harca­maları grubu yüzde 44,71, ulaştırma harca­maları grubu yüzde 43,89, köprü-otoyol ve tünel geçiş ücreti yüzde 40, şehir içi ulaşım harcamaları ve okul servis ücretleri yüzde 35 artmış. Liste gidiyor, aslında fiyatı art­mayan neredeyse hiçbir şey yok gibi.

Geçtiğimiz yıllara göre en önemli fark ise geliri neredeyse hiç artmayan bir ke­sim var ki gidişatı önemli ölçüde etkiliyor ve bundan sonra da etkileyecek. Bu grup sa­tışını dövizle yapan ve geliri döviz olan ke­sim.

Sadece ihracatçı demiyorum; dövizle satış yapan herkes. İhracatçıların yanı sı­ra turizm sektörü, sağlık turizminde hiz­met veren hastane ve sağlık merkezleri, uluslararası nakliye şirketleri hatta güm­rük firmaları dahi benzer durumda. Dövi­zin artmamasına rağmen ülke için giderle­rin artmasına bir de ocak ayında personel giderlerindeki artış da eklenince deyme­yin dövizle gelir elde edenlere. Ben artık o gruba “dövizzedeler” ismini verdim.

Dö­vizzedelerin işi gerçekten zor. Hele ki üre­tip ihraç eden emeğe dayalı sektörlerde bu daha da ileri seviyede hissedilecek. Şubat’a geldik ve tam da hissedildiği tarihlerdeyiz. Ocak ayı dert ayı da geri kalan aylar daha mı parlak olacak derseniz, daha uzun bir süre bu durumun devam edeceğini söyle­mek mecburiyetindeyim.

Dış ticarette ocak ayı nasıl geçti?

Gelin bir de ona bakalım. 2025 yılı Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 5,8 oranında arttı ve 21 milyar 164 milyon dolar ile yeni bir rekor kırdı. Ancak gelin görün ki ithalat da yüzde 10,2 oranın­da arttı ve 28 milyar 847 milyon dolar oldu. Dış ticaret açığı da yüzde 24 yükseldi. Her ne kadar dış ticaret hacmi, yüzde 8,3 oranın­da artsa da ihracatın ithalatı karşılama ora­nı 3 puan azaldı ve yüzde 73,4’e geriledi. Bir senelik dış ticaret açığı ise 83,7 milyara da­yanmış oldu.

Katıldığı İFCO Hazır Giyim Fuarında konuşan Ticaret Bakanı Sn.Ömer Bolat 2025 ocak ayında tekstil ve konfeksi­yon ihracatı 2,6 milyar dolar olduğunu be­lirtirken, bu yıl 280 milyar dolar mal ihraca­tı ile 120 milyar dolar hizmet ihracatı hedef­lediklerinin bir kez daha altını çizdi. Bakan Bolat’ın, inşallah 400 milyar doları birlikte yakalayacağız temennisini samimi buluyor ve hepimiz arzuluyoruz. Ancak para politi­kalarındaki sürdürülebilirlik politikalarına rağmen fiyat artışlarının devam etmesiyle artık emek yoğun sektörlerde pek çok fir­manın seneyi tamamlamasının zor olacağı gerçeğini de birilerinin görmesi gerekiyor.

Yapılacak çok şey var

Dış ticarette istikrar, hele ki ihracattaki büyüme hedefleri son derece önemli. Dün­yada Trump’la beraber gümrük vergisinin ne olduğunu ve ülkeler için önemini bilme­yen kalmadı. ABD Başkanı her gün yeni bir rüyayla uyansa da biz dönüp kendi içimiz­deki iyileştirmelere ve yapacaklarımıza odaklanmak zorundayız.

Örneğin elektro­nik sistemlerden daha fazla yararlanabilme ve tüm sistemlerin birbirine entegre edile­bilmesi, kamu kurumlarındaki personel ye­tersizliğinin giderilmesi, tahsilatların tek noktadan ve POS cihazları ile yapılabilme­si, cezaların ve maliyetlerin makul seviyeye çekilmesi, mükerrer belge talepleri, verile­rin birden fazla girilmesi yerine aynı veri­nin her noktada kullanılabilmesi, liman ar­diye, mesai ücretleri gibi pek çok iyileştir­menin katacağı değerler son derece önemli.

TL’nin yüksek oranda değerlenmesi ile kay­bettiğimiz fiyat avantajını yeniden yakala­manın tek yolu maliyetleri önemli ölçüde aşağı çekmekten geçiyor. Her konuda oldu­ğu gibi dış ticarette de yapılabilecek çok şey var. Verimli bir ihracat politikası olmadan ekonomiyi ayakta tutmanın ve buraya ka­nalize olmanın önemini ve avantajını her kesime çok iyi anlatmak gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İkinci sezonun fragmanı 14 Şubat 2025
Altına hücum 10 Ocak 2025