Sosyoekonomik seviyede büyük eşitsizlik

Bu yazıda geçen hafta açıklanan 2. Çeyrek (Ni­san-Mayıs-Haziran) ekonomik büyüme ra­kamlarını yorumlamam gerekirdi. Ama başka bir konuyu işlemeye karar verdim. Ekonomik büyü­meyi yorumlamaktan vazgeçmemin nedeni har­camalar yöntemi ile alt kalem büyüme rakamla­rında ciddi bir tuhaflık olması.

TÜİK ilk çeyre­ğe göre üretim yöntemiyle GSYH’nin reel olarak yüzde 1,6 büyüdüğünü tahmin ediyor. Dolayısıy­la harcamam yöntemiyle de Büyüme oranı 1,6. Harcama kalemlerinde değişim oranları ise şöy­le: Hanehalkı tüketimi yüzde -0,7. Yatırım yüzde 2,4. Kamu tüketimi yüzde 2,9. İhracat yüzde 3,1 oranında azalırken ithalat yüzde 3,4 artmış. Gör­düğünüz gibi net ihracatın büyümeye katkısı çok büyük ölçüde negatif, 2 yüzde puanın üzerinde. Diğer üç kalemin toplam katkısı ise 1 yüzde puan bile değil.

Harcama kalemlerinin değişim oranları GSYH içindeki paylan ile çarpılıp toplandığında üretim yöntemiyle hesaplanan büyüme oranı arasında fark varsa bu fark stok değişimi olarak kabul edi­lir. Ancak stok değişimi öncesi harcama kalemle­rinin toplam büyümesi büyük ölçüde negatif ol­duğundan yüzde 1,6’lık GSYH artışına için firma­ların 3 yüzde küsur puan gibi muazzam bir stok artışına gitmiş olması lazım. Bu konjonktürde fir­malar neden stok biriktirsinler ki? Ne diyeceğimi bilemediğimden ekonomik büyüme konusunu biryana bırakıp yeni bir eşitsizlik ölçütünün so­nuçlarını paylaşmayı tercih ediyorum.

Yeni bir ölçüt: Sosyoekonomik seviye

19 Ağustos’ta TÜİK bir dizi göstergeyi harman­layan sosyoekonomik seviye (SES) adlı yeni bir coğrafi eşitsizlik ölçütü yayınladı. Bu ölçütün is­tatistikleri ilk kez yayınlanıyor. Bir sonraki SES istatistikleri üç yıl sonra Ağustos 2028’de yayın­lanacak. Bu ölçütün önemli niteliği ankete değil idari kayıtlara dayanması. SES hanehalklarının sosyal ve ekonomik statüsünün birlikte ele alın­dığı bir ölçüt. 26 milyondan fazla hanenin tama­mı için SES skoru hesaplanmış durumda. Ölçü­tün diğer önemli niteliği ise sonuçların ilçeleri de kapsaması.

SES başlıca 3 bileşenden oluşuyor. Hane fert­lerinin ortalama eğitim süresi, hane büyüklüğü­ne göre hesaplanmış eşdeğer fert geliri ve mesleki bilgiler. TÜİK ilginç bir uygulama yaparak hane­de kişilerin sahip oldukları motorlu kara taşıtla­rının Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından paylaşı­lan ilgili yıla ait motorlu kara taşıtı kasko değeri­nin onda birini de fert gelirine eklemiş. Hanelerin sosyoekonomik seviye skoru hesabında her bir bileşene kendi içerisinde 0 (en düşük) ve 100 (en yüksek) olacak şekilde değer atanıyor. Son aşa­mada da hanenin toplam skoru, eğitim skorunun %50’si, gelir skorunun %30’u ve meslek skorunun %20’si alınarak hesaplanıyor. Toplam hane sko­ru “0” ile “300” arasında değer almakta. Skorlar 2022-2023-2024 yıllarının ortalaması.

Türkiye ve il düzeyinde Sosyoekonomik eşitsizlik

Türkiye genelinde sosyoekonomik skor 133. Yani tam puanın yarısı bile değil. İllerin skorları­na gelince, beklendiği gibi Ankara (150), İstanbul (148) ve Kocaeli (146) uzak ara ilk üç sırayı alı­yorlar. İzmir 138 ile dördüncü. Ama Bursa (137), Eskişehir (136), Tekirdağ (135) gibi çok yakın ta­kipçileri var. En düşük skorlar için akla hemen Güneydoğu illeri geliyor. Ama öyle değil. Bu yeni ölçütün ilginç sonuçlarından biri de bu olgu. 115 ile en düşük skor Ağrı, Gümüşhane, Çorum ve Kastamonu’ya ait. Bu illeri 117 ile Aksaray ve Çan­kırı, 119 ile Giresun takip ediyor. Giresun’a şaşır­dım doğrusu. Güneydoğu’da skorlar düşük ama o kadar da değil. Örneğin Hakkâri skoru 128, Diyar­bakır ve Van 125.

Güneydoğu illeri ile bu farklılığın hangi bile­şenlerden kaynaklandığı mikro veriden araştırıl­maya değer. Son sıralarda yer alan bu illerin dışa­rıya göç diğer ifadeyle eğitimli mensuplarını kay­betme nedeniyle sosyoekonomik dinamiklerini kaybetmekte olduklarını tahmin ediyorum. Ama başka nedenler de olabilir. Bu göç etkisi kanımca ilçe düzeyinde de kendini gösteriyor.

Sosyoekonomik seviyenin en yüksek ve en düşük olduğu ilçeler

En yüksek sosyoekonomik skora sahip ilçe 178 ile Çankaya. Onu Kadıköy (176), Beşiktaş (175), Etimesgut (168), Nilüfer (Bursa) (166), Bakırköy ve Güzelbahçe (İzmir) (164) takip ediyor. Bu sı­ralamada ve skorlarda bir sürpriz yok. Ama en düşük skorlarda durum öyle değil. Adını hiç duy­madığım Orta Anadolu ve Karadeniz ilçeleri son sıralarda yer alıyor. Skorları 81 ile 85 arası ilçeler sırasıyla şunlar: Çamoluk (Giresun), Derebucak (Konya), Doğanşar (Sivas), Felahiye (Kayseri), Dikmen (Sinop), Pınarbaşı (Kastamonu), Bayra­mören (Çankırı).

Dikkat ederseniz en düşük skorlara sahip ilçe­ler arasında Güneydoğu ilçeleri yine yok. Bir fikir vermek için üç Güneydoğu ilinde en düşük sosyo­ekonomik seviyeye sahip ilçelerin skorlarını be­lirteyim: Hatay Altınözü (95), Van Başkale 104, Hakkari Derecik (111).

Yazara Ait Diğer Yazılar