Tahsili gecikmiş alacaklarda yapılandırma sorununa bir öneri: Firmalar finansal yapılandırma için bankaları zorlamalı

UĞUR GÜNDÜZ  / Ekonomist-Bankacı

Son iki yılda bankaların tahsili gecikmiş alacak rakamı yüzde 100, bu rakamın toplam kredilere oranı da yüzde 20 arttı. Birçok firma ile ilgili hukuki süreç devam ediyor. Yapılması gereken finansal yeniden yapılandırmadır. Süreç, en çok borç bulunan ilk üç bankadan birine başvurularak başlatılır, alacaklı bankaların 2/3’ünün yapılandırma koşullarını kabul etmesiyle de sonuçlanmış olur.

 Enflasyon dönemlerin­de bankaların karşılaştı­ğı en büyük sorunlardan biri, tahsili gecikmiş alacakla­rın (TGA) artmasıdır. Bu durum, bankaların bilançolarını olum­suz etkiler, sermaye yeterlilikle­rini zayıflatır ve kredi verme ka­pasitelerini azaltırken birçok iş­letmenin de faaliyetlerine son vermek zorunda kalmasına yol açar.

2022, 2023 ve 2024 itibarıy­la Türkiye bankacılık sektö­ründeki tahsili gecikmiş ala­caklar (TGA) bakiyeleri (TL):

● 2022 yılı sonu: ........152,4 milyar

● 2023 yılı sonu:....... 220,9 milyar

● 2024 yılı Eylül itibarıyla:.........................300 milyar

Tahsili gecikmiş alacak / Toplam krediler oranı (%)

● 2022:.......................................2,9

● 2023: ...................................... 3,1

● 2024 (Eylül): ........................3,5

Yukarıda görüldüğü üzere iki yılda TGA rakamı yüzde 100, TGA’ın toplam kredilere oranı da yüzde 20 artmış ve takibe intikal eden birçok firma ile ilgili hukuki süreç başlatılmıştır.

TGA, bankalar açısından ala­cağın tasfiye, işletmeler açısın­dan ise faaliyetlerini sürdürür­ken borcun ödenmesi sürecidir.

Takibe intikal eden kredilere cari faiz, temerrüt faizi, icra gi­derleri, avukatlık ücreti gibi ma­liyetler de eklenince borç iki ka­tına çıkıyor, yüksek faizli yapı­landırmayla da borç ödenemez noktalara geliyor.

İşletmenin faaliyetlerine de­vam ederek borcu ödemesi iste­niyorsa yapılandırma çok önem­li bir çözümdür. Çünkü faaliyeti duran işletmeler için teminatta bulunan gayrimenkul, fabrika ve makinaların satılmasından baş­ka borcun ödenme şekli yoktur. Bankalar teminatları güçlüyse, faaliyetin devamı için güçlü bir proje sunulmaması halinde, te­minatları paraya çevirecek hu­kuki süreçleri tercih eder. Oysa güçlü teminat firmanın başına dert değil, yapılandırma koşul­larının daha iyi olmasını sağla­yan bir faktör olmalı.

Kritik üç husus: Süre ödeme şekli ve faiz oranı

Burada kritik husus yapılan­dırmanın süresi, ödeme şekli ve uygulanan faiz oranıdır. Ço­ğu yapılandırma sadece zaman kazanmak için kısa vadeli ve te­merrüt faiz oranlarıyla yapıl­makta, ilk ödeme vadesinde ak­samalar başlayınca da tekrar haciz işlemlerine devam edil­mektedir.

Cari faizden borcu ödeyeme­yen firmaların, temerrüt faizi işletilerek iki katına çıkan bor­cu, kısa sürede ödemesini bek­lemek gerçekçi bir yaklaşım de­ğildir.

Yapılandırmanın uzun vade, ödemesiz dönem, esnek ödeme ve makul faiz içermesi halinde başarılı olması mümkündür. Za­ten nakit akış dengesi bozuldu­ğu için ödeme güçlüğüne düşen firmaların, borçlarını daha yük­sek maliyetle ve daha kısa vade­de geri ödenmesini beklemek, hem bankaya hem firmaya za­man kaybettirmekten ve borcu büyütmekten başka bir işe yara­maz.

Bankalar borcu yapılandı­rırken anapara, faiz ve diğer alacaklarında kısmen indi­rim yapmakta, işletme için gerekli olabilecek ilave kredi

 ise (mevzuatları gereği) söz ko­nusu dahi edilememektedir.

Bu tür sorunları aşmak, yani yapılandırmalarda bankaların elini rahatlatmak için 2018 yılın­da finansal yeniden yapılandır­maya ilişkin karar Resmi Gaze­te’de yayımlanmış, 2023 yılında ise bu olanaktan yararlanma sü­resi, 7491 sayılı kanunun yayım tarihi olan 28.12.2023’ten itiba­ren, 2025 yılı Aralık ayına kadar uzatılmıştır.

Gerçekçi yapılandırma koşulları: FYY

Süreç, en çok borç bulunan ilk üç bankadan birine başvurularak başlatılır, alacaklıların (banka­lar) 2/3’nün yapılandırma koşul­larını kabul etmesiyle de sonuç­lanmış olur.

Finansal yeniden yapılandır­ma (FYY) kapsamına alınacak borçluların, mali durumlarının ve bu kapsamda borçlarının ye­niden yapılandırılması veya ye­ni bir itfa planına bağlanması so­nucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağının tespit edilmesi şarttır.

Hiçbir kurum geri ödenme ih­timaline kanaat getirmediği bir faaliyet için zaman kaybetmek istemez. Dolasıyla yapılandırma ile sağlanan avantajların borcun geri ödenmesini sağlayacağını tespit etmek çok önemlidir.

Bu tespitin yapılmasına ilişkin esas ve usuller çerçeve anlaşma­larında gösterilir. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamaya­cağına kanaat getirilen borçlu­lar, finansal yeniden yapılan­dırma kapsamına alınamaz. Çerçeve anlaşmaları ve sözleş­meleri kapsamında aşağıdaki tedbirler alınabilir:

a) Söz konusu kredi borçları­nın vadelerini uzatmak. Borcun geri dönüşünü sağlayacaksa 10 yıla kadar vade verilebilir.

b) Borçluların kredilerini ye­nilemek.

c) Borçlulara ilave kredi ver­mek. Faaliyeti yürütmek ya da başlamak için bir miktar işletme sermayesi kredisi verilebilir.

ç) Anapara, faiz, temerrüt faizi ve kâr payları ile kredi ilişkisin­den doğan diğer her türlü alacağı indirmek veya bunlardan vazgeç­mek. Hiç alınamayacak rakam­larla boğuşmak yerine, borcu tah­sil edilebilir seviyeye çekmek işin özü gibidir.

d) Anapara, faiz veya kâr pa­yı alacaklarını; kısmen veya ta­mamen iştirake çevirmek, aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişi­lere ait aynî değerler karşılığın­da kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çı­karmak.

Borçtan kurtulmanın en efektif yolu

Sonuç olarak; son yıllarda tah­sili gecikmiş alacaklarda mey­dana gelen artış yüzünden hem banka bilançoları bozuluyor hem de birçok işletme faaliyetine son vermek zorunda kalıyor. Yapılan­dırma, takipteki borçlardan kur­tulmanın en efektif yoludur. Çün­kü banka alacağını tahsil ederken işletmelerde faaliyetlerini sür­dürerek, uygun geri ödeme koşul­larıyla borcunu ödeme şansına sahip olur.

Bankaların kendi mevzuatla­rı çerçevesinde yaptığı yapılan­dırmalar bazı kısıtlamalar nede­niyle tam başarıya ulaşamıyor. Bu nedenle finansal yeniden ya­pılandırma, bu anlamda önemli bir imkan sunmaktadır.

Bankalara borcu 100 milyon li­ranın altında olan işletmeler kü­çük ölçekli, 100 milyon liranın üstünde borcu bulunanlar ise büyük ölçekli anlaşma için ilgili bankaya (en yüksek borç bulunan ilk üç bankadan biri) finansal ye­niden yapılandırma kapsamında başvurmalı ve sağlanan imkan­lardan yararlanmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar