Tradwife'lar girlboss'lara karşı, ben hepsine karşıyım

Ne zaman ki eğitim, ücret, kariyer, çalışma koşulları, esnek çalışma saatleri, çocuk ve yaşlı bakımı gibi konularda toplumsal düzenlemeler kadınların geleneksel rollere sıkışmasını önler, o zaman

geleneksel ev hanımlığı “tradwife” ve bireysel başarıya odaklı, aşırı hırslı iş kadını “girlboss” gibi yeni türedi kelimelere gerek kalmaz.

Küresel sistemde yaşanan bü­yük alt-üst oluş, geçmişte üzerinde uzlaşılan hemen her ko­nuda farklı fikirlerin ortaya çık­masına neden oluyor.

Kadının toplumsal konumu için de durum böyle. (Kadın politika­larında üç tarz-ı siyaseti Cinsiyet Eşitliği Söyleminin Jeopolitiği başlıklı yazımda ele almıştım.)

"Demir leydi" takaichi

Parlamentoda kadın temsil ora­nı yüzde 10 civarında olan Japon­ya'nın son derece erkek egemen siyasetinde başbakanlık koltuğu­na oturan ilk kadın olan Sanae Ta­kaichi’nin Tayvan’la ilgili sözleri Çin ve Japonya arasında gerilimi tırmandırdı. Ama ben bu yazıda kendine rol model aldığı İngilte­re’nin meşhur başbakanı "Demir Leydi" Margaret Thatcher gibi katı bir muhafazakar olan Takai­chi’den kadınların toplumsal ko­numunun güçlenmesi konusun­da ilerici bir tavır beklememek ge­rektiğini ele alacağım. Japonya’da “cam tavan” sendromunun kırıl­mış olması tabii ki yabana atılacak bir şey değil. Ama Takaichi kadı­nın toplumsal konumu konusun­da geleneksel görüşleri benimsi­yor. Burada bir sistem sorunu gör­müyor. Kabineye sadece iki kadın aldı.

Takaichi tam bir işkolik. Seçim kampanyasındaki deli gibi ça­lışacağı vaadini yerine getiriyor. Geceleri sadece 2-3 saat uyuyor. “İş-özel yaşam” dengesini redde­diyor. Ama sabaha karşı 3’te top­lantı yapması, çalışan kadının ba­kım yükünü yok sayan, iş-özel ya­şam dengesinin adaletsizliğini görmezden gelen ve tüm bunları bireysel hırsla aşılabilecek bir so­runmuş gibi sunan bir tavır.

Takaichi’nin bu işkolikliği akıl­lara iş hayatındaki kadın dayanış­masından nasibini almayan aşırı bireyci ve aşırı hırslı iş kadını “gir­lboss” tiplemesini getiriyor. Ade­ta Takaichi, girişimci girlboss'un aşırı hırsını siyasi alana taşımış.

Tradwife: 1950’lerin ev hanımı tiplemesi

Bu işkolikliğin ve iş hayatın­daki hırsın karşı ucunda ise gele­neksel ev kadınlığını savunan tra­dwifelar var.

Cambridge Dictionary’nin bu sene sözlüğe kattığı kelimelerden birisi “tradwife”. Geleneksel (tra­ditional) eş (wife) kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuş bir kelime. Ekşi sözlükteki “işten güçten bıkan kadınların çıkardığı 'kocam bana bakmalı' akımı” ben­zetmesini pek beğendim.

Geleneksel erkek ve kadın rol­lerine bağlı, erkeğin ailenin rei­si olduğu, çalışıp eve para getir­diği, kadının ev işlerini yapıp ço­cuk baktığı klasik aile modelinin 2020’ler versiyonu. Her şeye sa­hip olma baskısından (“çocuk da yaparım, kariyer de”), kariyer stresinden kaçış. Bu modelin pro­pagandası sosyal medyada ideali­ze edilmiş imajlar üzerinden ya­pılıyor. Paylaşımlardaki estetik görsellik 1950’leri hatırlatıyor.

Tradwife yeni yükselen aşı­rı sağ ile doğrudan ilişkilendiri­lemese de bugünün sorunlarıyla baş edemeyip çareyi eskiye dön­mekte aramak ABD’de yükselen sağ dalganın nostalji, gelenek, es­kiye özlem temaları ile kolayca örtüşebiliyor.

Ama koşullar eskiye dönmeyi mümkün kılmıyor. Sosyal medya­da estetize edilen tradwife olma hali kadınlar için bir tercih ola­rak sunulsa da aslında çoğu za­man tercihi ekonomik koşullar belirliyor. Geleneksel kocalar ve geleneksel çocuklar yokken gele­neksel ev kadınlığına güzelleme hiç inandırıcı değil. 1950’lerde ol­duğu gibi tek kişinin kazancı ai­lenin iyi bir hayat sürdürmesine olanak vermiyor. Çoğu ailede, ka­dının hatta bazen çocuğun da ka­zancına da ihtiyaç duyuluyor. Ya­ni gerçek "tradwife" yaşam tarzı aslında zenginlerin harcı; alt-orta sınıflara lüks kaçar.

Belli ki refah kaybına, ekono­mik kriz korkusuna ve teknolojik değişimin istihdam üzerinde ya­rattığı baskıya çözüm arayışı, eski ve yeninin çatıştığı bu dönemde alternatif çıkışlar yaratıyor.

Toplumsal yapıda kadınlar­la erkeklere aynı hakları ve im­kanları sağlayacak düzenleme­ler olmadıkça kadınlar kendile­rine çıkış yolu aramaya devam edecekler. Bu çıkış bazen erkek­lerin dünyasında erkeklerin ku­rallarıyla oynayan "Demir Leydi" oluyor, bazen kadın dayanışma­sından nasibini almayan, bireysel başarıya odaklı, aşırı hırslı iş ka­dını “girlboss”; bazen de gelenek­sel ev hanımlığı " tradwife". Ama bu bireysel yollar kalıcı çözüm sunmuyor. Ne zaman ki eğitim, ücret, kariyer, çalışma koşulları, esnek çalışma saatleri, çocuk ve yaşlı bakımı gibi konularda top­lumsal düzenlemeler kadınların geleneksel rollere sıkışmasını ön­ler, o zaman tradwife ve girlboss gibi yeni türedi kelimelere gerek kalmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar