Türkiye işgücü piyasasında tuhaf gelişmeler
Konuya bir soruyla girelim: İstihdam azalırken işsiz sayısı da azalır mı? El cevap: Normalde azalmaz. Basit ve akla yatkın bir nedenle: İstihdamın azalması nette iş kayıpları var demektir. İşlerini kaybedenlerin önemli bir kısmının yeni bir iş arayışına girişmesi de olağandır. Bu durumda işsiz sayısı azalmaz, artar.
İstihdam azalırken işsiz sayısının azalması ancak olağandışı durumlarda olur. Örneğin, savaş çıkar, genel seferberlik ilan edilir. Haliyle çalışan ve iş arayan sayısı azalır. Ya da büyük bir pandemi aniden patlak verir. Paniğe kapılan firmalar işçi çıkarmaya başlar ve çalışan sayısında ciddi azalma olur. İşini kaybedenler ile zaten iş aramakta olanların önemli bir kısmı bu koşullarda iş bulamayacaklarını düşüneceklerinden iş armayı bırakırlar. Dolayısıyla işsiz sayısı da azalır. Tıpkı 2020 Mart’ında olduğu gibi.
Hem istihdamda hem işsiz sayısında büyük çapta azalma
Neyse ki ne seferberlik ne de pandemi var. Ama burası Türkiye, “olamaz” denilen pekâlâ olabiliyor. Yılın ilk üç ayında önceki üç aya kıyasla istihdam ve işsizliğin birlikte hem de ciddi ölçüde azalması gibi. TÜİK 2025 1. çeyrek işgücü istatistikleri istihdamın önceki çeyreğe kıyasla 266 bin, işsiz sayısının da 183 bin azaldığını söylüyor (Bkz tablo). İşsiz sayısında azalma göreli olarak oldukça yüksek olduğundan işsizlik oranında üç ay gibi kısa bir sürede, nazar değmesin, yüzde 8,6’den yüzde 8,2’ye büyük bir düşüş gerçekleşmiş bulunuyor.
Aslında bu tuhaflığın 2024’ün 3. çeyreğinde de yaşandığı görülüyor ama hem istihdam hem işsiz sayısında azalış birkaç on binle sınırlı (Tablo). Bu azalışlar tahminlere özgü hata payı içinde sayılabilir. Buna karşılık bu yılın ilk üç ayında istihdam ve işsiz sayısında azalışın hacmi öyle yenilir yutulur cinsten olmadığından ne olduğunu anlamaya çalışmak gerekiyor.
İşgücünden çıkan 449 bin kişi nereye gitti?
İstihdam ve işsiz sayısında toplamda 449 bin kayıp var. Bu kişiler buharlaşmadıklarına göre başka gruplara (statülere) geçmiş olmalılar. İlk bakılacak yer, çalışmayı arzulayan ama iş bulma ümidi olmadığından ya da ailesel nedenlerle iş aramayanların oluşturduğu potansiyel işgücü. Bu grupta 219 bin artış var (Tablo). Kayıp 449 binin bir kısmının bu sayının içinde olduğu tahmin edilebilirAma esas tuhaflık kalan 230 binin nereye gittiği.
Aslında gidecek tek bir yer var: İnaktivite. Belli ki üç ay gibi kısa bir sürede işgücüne mensup bu kadar büyük sayıda kişi işgücü piyasasını tamamen terk etmiş. Üstelik bu kitlenin yarıdan fazlası da erkeklerden oluşuyor. Mevcut istatistiki bilgiler bu kitlenin yaş, eğitim seviyesi, meslek gibi başlıca özelliklerini belirlemek için yeterli değil. Eğer bu tuhaf durum önümüzdeki çeyreklerde de devam edip tüm yıla yayılırsa bu kitlenin özelliklerini mikro veriden öğrenerek işgücünü neden tamamen terk ettiklerine dair bir fikrimiz olabilir.
İşsizlik oranlarından biri düşüyor diğeri yükseliyor
Bu gizemi şimdilik bir yana bırakıp projektörü son üç aydan son bir yıla çevirdiğimizde, istihdamdaki durgunluk, işsizlikte azalma ve potansiyel işgücü genişlemesi açıkça görünür hale geliyor. Tarımda mutlak kayıp var. Sanayide ve inşaatta istihdam bir yıl öncesi ile hemen hemen aynı seviyede. İstihdamı hizmetler destekliyordu. 2024’ün ilk 9 ayında hizmet istihdamı 380 bin artmıştı. 2024’ün son üç ayında başlayan istihdam kayıplarının 2025’in ilk üç ayında da davam ettiği ve hizmetlerin son 6 ayda 110 bin istihdam kaybettiği görülüyor (Betam, Çeyreklik İşgücü Piyasası Görünümü).
Sonuçta istihdamda yıllık kayıp 75 bin ile sınırlı. Ama aynı zamanda işsiz sayısında 245 binlik azalma var. Bu tuhaflık sayesinde standart ya da dar tanımlı işsizlik oranı da yüzde 8,8’den 8,2’ye 0,6 yüzde puan geriliyor. Buna karşılık potansiyel işgücünde büyük bir artış söz konusu. Bir yılda 3 milyon 700 binden 5 milyona yükseliyor. Geniş tanımlı işsizlik oranı da dar tanımlıya adeta nazire yaparcasına yüzde 17,4’ten 19,6’ya 2,4 yüzde puan artıyor.
Evet, burası Türkiye! Pek çok alanda/konuda olduğu gibi işgücü piyasasında da ne olup bittiğini anlamak o kadar kolay değil maalesef.
