Ya kripto varlıklarım çalınırsa?

İskender ADA
İskender ADA iskender@getmagnus.com

”Olamaz mı? Olabilir!” Yazıma Bülent Ortaçgil’in en sevdiğim şarkısı olan “Eylül Akşamı”­nın, bana göre en anlamlı sözleriyle başla­mak istedim.

Her ne kadar net bir sayı vermek müm­kün değilse de yapılan farklı araştırmalarda görüyoruz ki, ülkemizde kripto paralar ve dijital varlıklara ilgi oldukça yüksek. 2022 yılı sonunda yapılan bir araştırmaya göre, dünya üzerindeki 16-64 yaşları arasında herhangi bir kripto paraya sahip kullanıcı­ların oranını gösteren grafikte, Türkiye ilk sırada yer aldı. Bunu destekleyecek şekilde Google aramalarında yapılan bir analize gö­re, kripto varlıklarla ilgili arama sayıları ve nüfus sayısındaki ilişkiye göre, ülkemiz Av­rupa Kripto Endeksi’nde 4’üncü sırada yer alıyor. Araştırma sonuçlarına göre, 2022 itibarıyla kripto parayla işlem yapanların sayısının 8 milyonun üzerinde tahmin edi­liyordu. Kripto borsalarındaki hareketlilik sebebiyle buradaki sayının hızla artacağını söylemek yanlış olmaz.

Ülkemizde regülasyona tabi hisse senedi, bono/tahvil, yatırım fonu gibi enstrüman­lara yatırım yaptığınızda, bu konuda yasal düzenleyiciler tarafından yetkilendirilmiş ve sürekli denetlenen kurumlarda, merkezi otoritelerin kaydi saklama ve kontrol hiz­metleri ile varlık fiyatlarından bağımsız olarak tamamen güvenli bir ortamda bulu­nuyorsunuz.

Kripto varlıklarda ise durum elbette da­ha farklı. Hesap açılış, para veya önceden sahip olunan varlıkların aktarımından son­ra en önemli konu varlıkların saklanma­sı. Kripto dünyanın size sunduğu en güzel olanaklardan biri ise varlıklarınızı işlem platformlarından kendi cüzdanlarınıza ak­tarabiliyor olmanız. Bu cüzdanlar USB ile çalışan çevrimdışı bir “soğuk cüzdan” do­nanımı da olabilir, MetaMask gibi çevri­miçi bir “sıcak cüzdan” da olabilir. Şu bir gerçek ki, merkeziyetsiz saklama olarak ta­nımladığımız bu her iki durumda da siber tehdit altındayız.

Peki ya kripto varlıklarım çalınırsa, ne yapacağım?

Merkeziyetsiz dünyanın en büyük avan­tajlarından biri de şayet elinizde tüm blok zincir ağlarını tarayacak ve verileri analiz ederek, işlemlerin izini sürebilecek tek­nolojiniz varsa çalınan varlıkları getirmek mümkün olabilir. Bu konuda ülkemizde fa­aliyet gösteren ve teknolojisini kendileri geliştirmiş DEFY isimli startup’ın CEO’su ve Kurucu Ortağı Suat Özkan’la yaptığım sohbette yakın zamandaki bir deneyimini paylaştı:

“3 milyon dolarlık Ethereum’un cüz­dandan izinsiz çekilmesi üzerine, bir hu­kuk firmasından bu konunun araştırılması için bize bir talep geldi. Kendi geliştirdiği­miz DEFY servisinden aldığımız raporda gördük ki, çekilen para 5 parçaya bölüne­rek yeni oluşturulmuş paravan cüzdanla­ra aktarılmış. Bu aktarılan paralar da izini kaybettirmek adına mixer cüzdanlara gön­derilmiş. Sonrasında ise kullanılan para­van cüzdanlardan yabancı bir kripto para borsasına aktarılmış görünüyordu.

Paranın son durağa kadar olan hareketini, akış grafi­ğine dökerek miktarları, hareket yönlerini ve hangi TXID’li işlem ile borsaya gittiğini İngilizce rapor olarak sunduk. Hukuk fir­ması, bu raporu kripto para borsasının bu­lunduğu ülke için, hukuki yollar aracılığı ile kişilerin tespit edilmesi üzerine kullan­dı. Bu rapordaki bilgiler yüzde 100 doğru­lukta olup, yoruma dayalı bilgiler olmadığı için hukuki yollar ile başarıya ulaşma ora­nı kripto para borsası ve bulunduğu ülke­nin hukuk alt yapısı ile yakından ilişkili ol­maktadır.”

Yaptığımız sohbette, son dönemde ban­kaların da “kripto varlık saklama” konu­sunda önemli adımlar attığını ve bankalara sundukları “Live AML” hizmeti ile herhan­gi bir cüzdan adresinin kapa para aklama ve dolandırıcılık gibi süreçlere bulaşıp bu­laşmadığını dinamik olarak analiz ederek yasal uyum raporları ürettiklerini paylaştı.

Kripto varlıklara artan bu ilginin yanın­da böylesine önemli güvenlik adımının ül­kemizde sunuluyor olması beni daha da ra­hatlattı.

Güzel bir gelecek için…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Stablecoin dünyası 26 Şubat 2024