Yalnızlıkla başa çıkmak mümkün mü?
PROF. DR. TAYFUN DOĞAN
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü
Yalnızlık, uzun vadeli sonuçları itibariyle zihinsel ve fiziksel sağlık açısından oldukça riskli bir yaşantıdır. Ancak onunla başa çıkabilmek de mümkündür. Yalnızlıkla etkili bir şekilde başa çıkabilmek için öncelikli olarak, yaşanan yalnızlığın nedenleri üzerinde durmak gerekmektedir. Mevcut yalnızlığın nedenleri doğru bir şekilde belirlenebilir ve bu konuda farkındalık sağlanabilirse, ona göre de bir baş etme stratejisi geliştirilebilir. Yani kişinin yaşadığı yalnızlık, sosyal beceri eksikliğinden, yaşlılıktan, sosyal fobiden, depresyondan ya da fiziksel bir hastalığından kaynaklanmasına göre farklı baş etme stratejileri üzerinde durulabilir.
Ruh sağlığı kaynaklı bir yalnızlıkta, bireyin kendisiyle ve yaşamla ilgili işlevsel olmayan düşünce ve inançlarının fark edilmesi ve yalnızlığı besleyen bu olumsuz ve çarpıtılmış düşüncelerin değiştirilmesi hedeflenebilir. Söz gelimi kişi “Kimse beni sevmiyor”, “Ben sıkıcı ve değersiz birisiyim”, “Reddedilmek benim için kabul edilemez” gibi düşüncelere sahip olabilir. Bu düşünceler de onu yalnızlığa itebilir. Bu durumda, yaşadığı ruh sağlığı problemlerini çözüme kavuşturması da sosyalleşmesini kolaylaştırabilir.
Sosyal beceriler öğrenilebilir
Kişinin yalnızlığının kaynağı sosyal beceri eksikliği ise yani kişi sohbet başlatma ve sürdürme, aktif dinleme, beden dilini kullanma, ilişkiyi başlatma ve derinleştirme, ortak ilgi alanları bulma ve güven inşa etme gibi konularda yetersizlik hissediyorsa bu eksikliğini gidermeye yönelik girişimlerde bulunabilir. Bu konularda yazılmış kitaplar okuyarak ya da videolar izleyerek bibliyoterapi yöntemiyle sosyal becerilerini geliştirebilir. Sosyal beceri eğitimlerine katılmak da bir çözüm olabilir. Adı üzerinde bunlar beceridir ve öğrenilebilir, öğretilebilir ve geliştirilebilirler.
Bunların dışında, ortak ilgi alanlarına yönelik gruplara (kitap kulübü, fotoğrafçılık kulübü, spor ekibi vs.) katılmak sosyal bağları güçlendirir. Özellikle büyük şehirlerde bu tür kulüplerden haberdar olmak ve onlara katılmak daha kolaydır. Yine gönüllülük faaliyetlerine katılmak da yalnızlıkla başa çıkmada en etkili yollardan biridir. Yaşlılarla sohbet etmek, çocuklara ders vermek, görme engelliler için kitap okumak ya da bir dernekte görev almak bu kapsamda yapılabilecek etkinlikler arasında sayılabilir. Başka birilerine fayda sağlamak, kişiyi anlam duygusuyla donattığı gibi aidiyet hissini de artırır. Ayrıca bu tür gönüllülük faaliyetleri yeni insanlarla tanışmaya ve dostluklar kurmaya yardımcı olabilir.
Günümüzde, aşırıya kaçmadan kullanıldığında sosyal medya da iletişim kurmaya yardımcı olabilmektedir. Sosyal medyada bazı canlı etkinliklere katılma, canlı yayınlar yapma ve yazı yazıp paylaşma gibi bazı faaliyetler kişinin yalnızlık duygusundan uzaklaşmasına yardımcı olabilir. Sosyal medyada yalnızca pasif kullanıcı ya da tüketici olarak değil, aktif kullanıcı ve üretici olmak da sosyalleşmeyi sağlayabilir.
Yalnızlık bir fırsat bile olabilir
Yeni ilgi alanları oluşturmak ve hobi sahibi olmak da yalnızlıkla başa çıkmada etkili olabilmektedir. Bir hobinizin olması, aynı hobiye sahip başka insanlarla tanışmanıza ve etkileşime girmenize yardımcı olabilir. Ortak ilgi alanı üzerinden kurulan arkadaşlıklar, genelde daha samimi ve sürdürülebilir olur. Yalnızlık, genellikle kişinin kendisiyle baş başa kaldığı zamanlarda kendini gösterir. İlgi alanlarına ve hobilere sahip olmak, kişinin can sıkıntısı yaşamasının önüne geçer. Ayrıca yalnız hissetmeye neden olan zaman dilimini üretken, keyifli ve yaratıcı bir sürece dönüştürür. Hatta bir meşguliyet ve hobi söz konusu olursa, yalnızlık bir sorun olarak değil, bir fırsat olarak bile görülebilir.
Yalnız hisseden insanların bile hayatlarında iletişim kurdukları birileri vardır. Kibirle insan ayrımı yapmadan bu insanlarla olan mevcut ilişkileri canlandırmak ve derinleştirmek de yalnızlıkla başa çıkmada bir seçenek olabilir. Unutmayın, Aldous Huxley’in deyimiyle “kusursuz dost arayan mükemmel bir yalnızlık yaşar.” İnsanları kusurlarıyla ve eksiklikleriyle kabul etmek ilişki ağımızı zenginleştirecektir.
İmkân varsa, bir sporla ya da sanat dalıyla ilgilenmek de yalnızlıkla başa çıkmada güçlü bir yol olabilir. Çünkü bu tür meşguliyetler ister istemez pek çok insanla etkileşime girmeyi zorunlu kılar. Bu ilişkileri derinleştirerek kalıcı arkadaşlıklar ya da dostluklar kurulabilir.
Yaşanan yalnızlık bu bahsettiğimiz yollarla giderilemeyecek derecede yoğunsa ve kendi başınıza bununla baş etmede yetersizlik hissediyorsanız, profesyonel psikolojik bir destek alabilirsiniz. Bu destek sürecinde, sizi yalnızlığa iten duygu, düşünce ve belki de farkında olmadığınız başka nedenleri ele alabilir ve neler yapılabileceğini değerlendirebilirsiniz.
Sonuç olarak, yalnızlığın da diğer duygular gibi bize bir şeyler söylemeye çalıştığını, bir mesaj verdiğini unutmamak gerekir. Yalnızlık, acı verici doğası itibariyle bize acilen sosyalleşmemiz gerektiği mesajını vermektedir. Bu mesajı alıp sosyalleşmenin yollarını aramak ve bunun için çabalamak bize düşen bir görev olarak görülebilir. Yazımızı Orhan Veli’nin dizeleriyle bitirelim:
Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler...