Zeytin Dalı ve yerlileştirme…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Nobel ödüllü bazı iktisatçılar dahil birçok ekonomi duayeni, yerli üretimde kamu alımlarını da, gelişmiş ülkelerin gelişme sebebi olarak ön plana çıkarıyor…

Türkiye’de de savunma sanayinde, yüzde 50 ‘yerli payı’ hedefiyle 10 yıl önce hızlandırılan, (Ki bugün yüzde 65’lere çıkıldı ve yüzde 85’ler konuşuluyor) devlet alımları katkılı Ar-Ge çalışmalarının meyvesinin alınmaya başlandığını, geçtiğimiz Cumartesi başlattığımız Zeytin Dalı Harekatı’nın başarısı kanıtlıyor…

Yıllar önce AR-Ge’si başlatılan, yine kamu alım garantili bazı projelerin ise 3-5 yıl içinde, savunma sanayimizin bugünkü değerini 10’a 20’ye katlayacak müjdelere zemin hazırladığı da vurgulanıyor…

Bu yolla sağlanan teknolojik gelişimin, ihracatı artırdığı; sonraki süreçte ise katlanarak, geometrik olarak artıracağı; cari açıktan istihdama kadar tüm makro verileri olumlu etkileyeceği de biliniyor…

* * *

O yıllarda, bu yöntemin sadece savunma sanayi için kullanılmaması, sivil sanayide de denenmesi çok konuşulmuştu…

Bugüne kadar da konuşuldu…

Offset için, yerlileştirme için, kamu alımlarında yerli malı tercihi için Başbakanlık tebliğinden, ihalelerde yerli ürüne avantaj sağlamaya kadar birçok yol denendi…

Ancak, spesifik ürünler hariç, bürokrasinin direnci kırılamadı…

Yerli ürüne olan güvensizlik, bürokrasideki sorumluluk alamama hastalığı, yaşanabilecek olumsuzluklarda hesap verememe korkusu, ‘yerli ürün’ tercihinden caydıran etkenler oldu…

Dolayısıyla birçok üründe üretim kabiliyeti kaybedildi ve ithalata bağımlı hale gelindi…

* * *
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın geçtiğimiz yılın ilk aylarında duyurduğu 1000 KOBİ 1000 Ürün Projesi bu nedenle çok önemliydi…

Üretebilecekken, ithalata bağımlı hale geldiğimiz ve cari açığı/işsizliği/döviz ihtiyacını/ enflasyonu tetikleyen 1000 ürünü KOBİ’lerimiz üretecekti…

* * *
Hafta başında konuğumuz olan OSTİM Başkanı Orhan Aydın, proje kapsamındaki ürünlerin tamamının OSTİM’de üretilebileceğini söylerken, tek şart olarak ‘alım garantisini’ koymuştu…
Diğer sanayi bölgelerinden de benzer görüşler alıyorduk…

* * *
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 2017 yılı Kasım ayında konuğumuz olmuş, bu proje sayesinde, 134 milyar dolarlık sanayi ürünü ithalatının 102-105 milyar dolarlık kısmının Türkiye’de üretilebileceğini söylemişti.

Bakan Özlü, yerlileştirilecek ürünlerin iç pazara yönelik talep ayağını da oluşturacaklarına dikkat çekmişti…

* * *
Ve dün, nihayet, 43 üründe ‘yerlileştirme’ için ihaleye çıkılacağı açıklandı…

* * *
Neden bu kadar önemli?

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2017 yılı Ocak-Kasım döneminde 20 milyar 534 milyon doları yüksek teknolojili, 24 milyar 658 milyon doları orta yüksek teknolojili ürünler olmak üzere bu kategoride 45 milyar 192 milyon dolarlık açık verildi…

Aralık ile birlikte yıllık açığın 50 milyar dolara yaklaşması bekleniyor…

Bu rakamlar, bu alanda yapamadığımız üretimin, sadece açık tarafımıza etkisini açıklıyor…

Ekonomiler birbirini besleyen parametrelerden oluştuğu için, bu, döviz ihtiyacına, döviz ihtiyacı kurda yükselmeye, kurdaki yükselme enflasyon ve faizlerde artışa, bu artışlar yatırımlarda yavaşlamaya, belirsizliğe yani bir ekonomi için her türlü olumsuzluğun tetiklenmesine neden oluyor…

* * *
Zeytin Dalı Harekatı’nda kullandığımız ürünler, istediğimiz zaman neler yapabileceğimizi gösterirken; “Teknolojisi çok daha basit ürünlerde neden adım atamıyoruz? Adımları, reformları neden bu kadar geciktiriyoruz?” sorusunu sormamıza da neden oluyor?

Öyle ya, SİHA’yı yapabiliyoruz ama, örneğin, kamu binaları ve konutlarda kullandığımız asansörler için yıllık 500 milyon doları yabancıya aktarabiliyoruz! Üstelik onlarca asansör üreticimiz varken. Güneş pilini, rüzgar gülünü, hidrolik santral beynini üretebilecek bu kadar üreticimiz varken. Zeytinyağını, ayçiçek yağını, danayı, koyunu üretebilecek bu kadar üreticimiz varken…Gecikmeli de olsa başlıyoruz galiba.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar