“Kriz umrumda değil, büyüyoruz!”
İngiltere’de üretim yapan arkadaşıma sormuştum yıllar önce, “Bu basık, bulutlu, karanlık hava karamsarlığı arttırmıyor mu?”
“Bir dönem öyle geçiyor ama sonra sıkılıyorsun karamsarlıktan!” demişti…
* * *
Komşu ülke / bölge ve ihraç pazarlarındaki sıkıntılar…
Döviz kurundaki yükseliş ve aşırı oynaklık…
İç siyasette yaşananlar…
Sırayla gerçekleşen seçimlerin gerginliği…
Makro ve mikro verilerdeki olumsuzluklar…
Tartışmalar…
Bazı bankaların tavrı…
* * *
Yatırım ve üretim kararında karamsarlığa götürecek her türlü neden…
* * *
Geçtiğimiz hafta, bölgelerinde yaşananlar itibarıyla karamsar olması gereken iki başkanın ve sektör temsilcilerinin diyaloğuna şahit oldum Salzburg’ta…
Salzburg Ticaret Odası Lojistik Sektör Konseyi’nin ve yıllık 500 milyon Euro cirolu Lagermax International’ın Başkanı Alexander Friesz şöyle dedi:
“Sıkıntılı bir dönem olabilir ama her geçen yıl büyüyoruz. Büyüyeceğiz de. Şirket olarak Türkiye'de varız ve daha da büyümeyi planlıyoruz. Temsil ettiğim sektörün temsilcilerinin neredeyse tamamının Türkiye ile ilgili planları var. Lojistik sektörünün geleceği Türkiye odaklı olacak. Sadece Avusturyalı değil Avrupalı şirketler olarak Türk firmalarla partner olma zorunluluğumuz var.”
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık ise, "Başbakanımız başta olmak üzere hükümet üyelerinin sektör ile ilgili açıklamaları, hükümetinde farkındalığını gösteriyor. Karadeniz'i İç Anadolu ve Akdeniz'e bağlayacak karayolları bu farkındalığın yıllar önce başladığının kanıtı. O karayolları tamamlandığında bölgelerin kaderi değişecek ve ekonomiye katkıları inanılmaz boyutlarda artacak. Bu nedenle bizim daha fazla çalışmamız, daha hızlı öğrenmemiz, daha hızlı geliştirmemiz ve dünya ülkelerinde partnerler bularak daha hızlı büyümemiz gerekiyor. Bu nedenle GTO olarak iki yıldır, lojistik sektörü temsilcilerimiz ile gelişmiş ülke ve gelişmiş firma modellerini inceleyip Gaziantep'e uyarlamaya çalışıyoruz." dedi.
* * *
Sektör temsilcilerinin konuşmalarında da ne Avrupa krizi, ne Suriyeliler, ne Irak, Suriye ve Rusya’da yaşananlar, ne döviz kurundaki oynaklık, ne seçim gerginliği ne de herhangi bir olumsuzluk vardı…
Konuşmalarda gelecek ve yapılması gerekenler ön plandaydı…
* * *
Meclis Üyesi Memik Hilmi Taner’in çok konuştuğumuz döviz kuru ile ilgili tespiti ise farklı bir yazı konusu…
Şöyle özetliyor, “Yüzde 10’luk cari açık sürdürülemez ama ‘yüksek döviz kuru’ başta zorlar sonra olumlu adımlar atmamıza yardımcı olur.”
* * *
Ya karamsar olacağız…
Ya da iyimser…
İkisi de bizi bir yere götürecek…
İyimserler, yarının bugünden daha iyi olmayacağına dair bir sebep göremezler…
Geçmişin yaşam dersi olmasına izin verirler…
Her zorluğun üstesinden gelebileceklerine inanırken, karamsarlar “şartların kurbanı” olduklarını düşünürler…
“Sıradaki hamlem ne olmalı? Heyecan verici birçok seçenek var” derken, karamsarlar, “Sıradaki hamlem ne olmalı? Uğraşmak zorunda olduğum birçok problemim var”
Hangisi olmalıyız?