Vergi ödeyebilmek

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Beklenti kavramının anlamını karıştıranlara sıkça rastlıyoruz…
Beklenti ile beklemeyi aynı kefeye koyuyoruz…
Beklemeyi o kadar seviyoruz ki, beklenti gibi bilimsel bir gerçeği dahi beklemek olarak algılıyoruz!
Yanlış yapıyoruz…
*      *       *
Oturuyoruz…
Elimizde telefon, önümüzde bilgisayar / televizyon her şeyin ya en iyisinin olmasını ya da en kötüsünün olmasını bekliyoruz…
*      *       *
Kelli felli adamlar toplanıp, televizyonlarda, gazetelerde yorum yapıyoruz…  Borsa 90 bin seviyesindeyken, temelsiz olarak 145 binleri konuşuyoruz...
Borsa 61 bin seviyesindeyken, temelsiz olarak 40 binli seviyelere işaret ediyoruz…
Dolar kuru 1.30 lira iken “Kesin 1 lira 1 dolar olur” diye manşet atıyoruz… Dolar kuru 2.20 liraya çıkınca, “Kesin 3 lirayı görür.” diye iddia ediyoruz…
Bir ara “Altın 3 bin dolar olur.” diyenin arkasında duruyoruz…
İki hafta sonra, “Altının maliyeti bin dolarmış.” deyip, “Yakın zamanda oraları görür.” diye ahkam kesiyoruz…  
Ses kayıtları, görüntüler çıktıkça oturup en kötüsünü bekliyoruz...
Yatırımlar azalmaya başlayınca, oturup tamamının durmasını; yatırımlar artmaya başlayınca oturup tüm dünyanın Türkiye’ye geleceğinin hayalini kuruyoruz...
Dedim ya, yumuşak koltuklarımızda bekleyerek, beklerken de konuşarak, boşa zaman harcıyoruz!
Biz bunu iş olarak görüyor ve işimizi seviyoruz!
*      *       *
Oturmayı ve beklemeyi sevmemiz nedeniyle, Türkiye ekonomisinin sağlıklı işleyebilmesi için doğrudan yabancı sermayeye ihtiyaç duyuyoruz.
Ekonomiyi ayakta tutan diğer unsurun ise, yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerden elde edilen vergi gelirleri olduğunu biliyoruz.
Tahakkuk tahsilat oranlarına bakarak, devletin vergi toplamakta güçlük çektiğini de rahatlıkla söyleyebiliyoruz.
*      *       *
Bu da oturmaktan kaynaklı!
Bana göre tahsilatta yaşanan güçlüğün azımsanmayacak bir kısmı, devlet kurumları arasındaki veri paylaşımında yaşanan sorunlar ve kurumların veri tabanının birbirini tutmaması.
Nasıl mı?
Son günlerde sıkça karşılaşıyorum.
İnsanlar akşam evlerine döndüklerinde, konu kısmında trafik cezası yazan bir PTT makbuzu ile karşılaşıyor.
Ancak trafik cezasını internetten veya doğrudan vergi dairesinde ödemek istediğinde, “Borcunuz yok” yazısıyla seviniyor.
Yani Emniyet’in düzenlediği, emniyetin ekranlarında görülen ceza, bunu tahsil etmesi gereken kurumun veri tabanına aylar sonra giriyor.
Oturup beklemeyi iş olarak gördüğümüz için, iki kurumun veri tabanlarının eşleştirilmesi çok önemli bir iş olarak karşımızda duruyor!
*      *       *
Trafik cezasında yaşanan sıkıntılar başka bir boyutuyla Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde de (MTV) gözleniyor.
Bir önceki yıl aldığınız aracın yeni MTV’sini ödemek üzere internete girdiğinizde yine karşınızda “Borcunuz yok” yazısı görülüyor.
Hiçbir ödeme yapılmadığı için bunun mümkün olamayacağı bilinciyle uzun bir araştırmaya dalınınca, alınan arabada plaka değişikliği yapılmışsa, vergi borcunun halen bir önceki plaka üzerinde olduğu anlaşılıyor.
*      *       *
Başka bir sıkıntı…
Geçen yıl trafikten kaydı silinen yani ortada hiç olmayan bir araba için 2014 yılı MTV tahakkuk edilebiliyor.
Yani Emniyet Genel Müdürlüğü aracı trafikten çekmiş ancak bu Maliye Bakanlığı’nın veri tabanına yansımamış oluyor…
*      *       *
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bir yandan insanlar, vergilerini ödeme konusunda duyarlılığa çağrılırken, diğer taraftan vergisini ödemek isteyen insanları kapı kapı süründürüyoruz.
*      *       *
“Oturup beklemekten şikayet ediyordun.  Al sana iş! Kalk, devlete gelir sağlamak için o vergi dairesi senin, bu vergi dairesi benim, dolaş.” dediğinizi duyar gibiyim!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yaş 35… 06 Mayıs 2024