2026’da gelişen ülke piyasaları gözde olacak
Piyasalar hareketli bir yılı geride bırakırken, dev yatırım şirketleri de 2026 yılı stratejilerini açıklamaya devam ediyor. Kurumlar, gelişen ülke borsalarının 2026’da iyi performans göstermesini beklerken altının yine ilgi göreceğini düşünüyor. Fed’in faiz indirimlerinin süreceğini ve doların küresel piyasalarda zayıflamasını bekleyen yatırım bankaları, Türk Lirası’nın cazibesini koruyacağı görüşünde.
2025 yılı hem Türkiye hem de küresel piyasalar açısından oldukça hareketli geçti. Bir taraftan ekonomik gelişmeler bir taraftan siyasi gelişmeler diğer taraftan jeopolitik gerginlikler. İçeride mart ayı ortasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) merkezli yolsuzluk operasyonu ve CHP Kurultay davası yılın büyük bölümünde piyasalar üzerinde etkili oldu.
Yurtdışında ise Beyaz Saray koltuğuna oturan Donald Trump’ın tüm ülkelere yönelik gümrük tarifeleri silahını çekmesi küresel anlamda dalgalanma yarattı. Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, Filistin-İsrail-İran üçgeninde yaşanan sıcak temaslar yine 2025 yılında jeopolitik gelişmeleri gündemin üst sıralarına taşıdı.
Türkiye sıkı para politikasına bağlı
Türkiye enflasyonu düşürmek için sıkı para politikasına bağlı kalmaya devam ederken ABD sanki enflasyon yaratmak için adımlar attı. ABD’de göçmen girişlerine yönelik alınan sıkı önlemler ucuz işgücü maliyetlerini yukarı iterken ithal ürünlere yönelik artırılan gümrük vergileri, ABD Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin yanında likidite yaratmak için tahvil alımlarına başlaması hep enflasyon aleyhine alınan kararlar olarak öne çıkıyor. Atılan bu adımları, ABD’nin yüksek kamu borcu oranını enflasyon yaratarak düşürme çabası olarak yorumlayan çok sayıda uzman var.
Altın ve gümüş uçtu
İşte böyle bir yılın ardından özellikle değerli metallerde yaşanan sert yükselişler dikkat çekti. Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı 2 bin 614 dolar seviyelerinden başladığı 2025 yılında 4 bin 525 dolara kadar çıktı ve yılbaşına göre yüzde 73 değer kazandı. İçeride dolar kurunda yaşanan yüzde 21’lik artışın da etkisiyle gram altın fiyatları yüzde 100’ün üzerinde yükseldi. Spot gümüş ise 72,75 seviyesiyle zirveyi gördü.
Enflasyonun yüzde 31 civarı tamamlaması beklenen 2025 yılında, euro paritedeki yükselişle yüzde 38 değer kazandı. Bu yıl fiyatı yüzde 151 yükselen gümüş yine en çok konuşulan emtialardan biri oldu. Hisse senedi cephesinde yurtdışında pozitif bir yıl geride bırakılırken Borsa İstanbul TL bazında yüzde 15’lik performansı ile yatırımcılarını hayal kırıklığına uğrattı. İşte böyle bir yılın ardından şimdi 2026 yılının stratejileri oluşturulmaya başlandı.
Çok sayıda yabancı kurum peş peşe 2026 yılına ilişkin beklentilerine yönelik raporlar yayınlıyor. Goldman Sachs, küresel hisse senetlerinin 2026’da olumlu getiriler sunmasını ve daha geniş tabanlı bir boğa piyasası bekliyor. Kurum, ABD doları cinsinden yüzde 13 fiyat getirisi (temettüler dahil yüzde 15) tahmin ediyor ve bu artışın büyük ölçüde değerleme genişlemesinden ziyade kazanç büyümesi tarafından yönlendirileceğini belirtiyor.
Yabancı Türk Lirası’na yatırımı cazip buluyor
Yabancı kurumlar, Türkiye’ye yönelik beklentilerini de açıklıyor. Avrupa’nın en büyük varlık yönetimi şirketi Amundi SA, Türk Lirası carry trade işlemlerinin, Türkiye’nin yerel para birimi cinsi tahvillerinden daha iyi performans göstermesini bekliyor.
Şirketin gelişmekte olan piyasalar sabit getirili menkul kıymetler başkanı Sergey Strigo, şirketin Türkiye’deki tüm varlık sınıflarında pozisyona sahip olduğunu ancak şu anda en iyi risk-getiri dengesinin Türk Lirası’nda olduğuna inandıklarını söyledi. Yapılan hesaplamalara göre, dolar borçlanıp lira yatırım yapmak bu yıl yüzde 17 getiri sağladı.Morgan Stanley de Türk Lirası’nın kontrollü değer kaybı rotasının cazip carry getirileri sunmaya devam ettiğini belirtiyor. Döviz tarafında, kısa dolar/TL pozisyonlarını koruduklarını açıklayan Morgan Stanley, “Merkez Bankası’nın aylık yüzde 1 ila yüzde 1.25 oranında Türk Lirası değer kaybını sürdürmesini bekliyoruz” dedi.
Bankanın politika faizi tahmini 2026 sonu için yüzde 26.50’ye ve 2027 sonu için yüzde 20.50 seviyesinde. Societe Generale ise enflasyonun yavaşlamasıyla beraber politika faizinin 2026 yıl sonunda yüzde 24 olacağını tahmin ediyor. Societe Generale Londra Şubesi CEEMEA Baş Stratejisti Marek Drimal, TCMB’nin 2026’nın ilk dört toplantısında 150’şer baz puan, ardından haziran ve temmuz aylarında 250 baz puanlık faiz indirimi beklediklerini, devamında da her toplantı 150’şer baz puanlık indirime gidileceğini öngördü.
Oyak Yatırım’ın 12 aylık BIST hedefi: 15.407 puan
Türkiye’deki aracı kurumlar yeni yıla ilişkin strateji raporlarını açıklamaya başladı. İlk rapor Oyak Yatırım’dan geldi. Kurum, 2025 yılı için yüzde 3.6 olan büyüme tahmininin, 2026 yılında yüzde 4.2’ye hızlanmasını bekliyor. Büyümenin lokomotifleri olarak dirençli hizmet sektörü, deprem bölgesi inşaat faaliyetleri ve katma değer artışı sağlayan imalat sektörü öne çıkıyor.
Oyak Yatırım’ın 2025 sonu beklentisi enflasyon beklentisi yüzde 31 iken, 2026 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 24.1 seviyesinde. Merkez Bankası’nın 2026 yılı boyunca 8 toplantıda toplam 900 baz puanlık faiz indirimi yaparak politika faizini yıl sonunda yüzde 29’a çekeceği öngörüsünde bulunan Oyak Yatırım’ın 2026 yıl sonu dolar kuru tahmini 53.37 TL seviyesinde.
Söz konusu dolar kuru tahmininin TL’de yıllık yüzde 24 nominal değer kaybı anlamına gelse de, yüksek faiz oranları nedeniyle “carry trade” yatırımcıları için cazibenin süreceği öngörülüyor. Borsa İstanbul’un 2025 yılına göre gelecek yıl daha cazip olduğuna dikkat çeken Oyak Yatırım, BIST100 Endeksi için 12 aylık 15 bin 407 puan hedefi belirledi. Bu da mevcut seviyelere göre yüzde 37’lik bir yükseliş potansiyeline işaret ediyor.
Gelişen ülke borsaları için beklentiler olumlu
Goldman Sachs, görünümün devam eden küresel ekonomik genişleme ve ABD Federal Rezervi’nin ılımlı gevşemesi tarafından desteklendiğini düşünürken Fed’in gelecek yıl mart ve haziran aylarında ikişer 25 baz puanlık faiz indirimi yapacağını tahmin ediyor.
STOXX Europe için 12 aylık tahminini 595 puandan 615 puana yükselten Goldman Sachs’in öngördüğü riskler arasında daha zayıf ekonomik büyüme, artan işsizlik ve yüksek sektör yoğunlaşması nedeniyle potansiyel teknoloji kaynaklı düzeltme yer alıyor. Citi analistleri de gelişmekte olan ülke borsalarının olumlu etkilerin bir araya gelmesi nedeniyle 2026 yılında cazip göründüğünü belirtti.
Bir araştırma bülteni yayınlayan analistler, MSCI EM endeksinde gelecek yıl kabaca yüzde 13 artış potansiyeli görüyor. Analistler, Fed’in faiz indirimlerinin global borsalar için olumlu bir destek rüzgarı olmasını yanı sıra, gelişen piyasa hisse senetlerinin global büyük bölgeler arasında 2026’da en fazla hisse başına kazanç sağlamasının beklendiğini yazdı.
S&P 500 Endeksi’nde hedef 7.500 puan
Wall Street’te Dow Jones Endeksi bu yıl yüzde 14, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq yüzde 22, S&P 500 Endeksi ise yüzde 17.50 yükseldi. Dev kurumlar Wall Street’te olumlu seyrin 2026 yılında da sürmesini bekliyor. 6 bin 900 puanın üzerinde tutunmaya çalışan S&P 500 Endeksi’nin 2026 yılında 7 bin 500 puan seviyelerini test edeceğine yönelik görüşler ağırlıkta. HSBC, JPMorgan, Morgan Stanley, Ameriprise, Natixis ve Scotiabank 2026 için S&P 500 tahmini 7 bin 500 puan, Deutsche Bank’ın 8 bin puan, Goldman Sachs ve Unicredit 7.600 puan, BofA 7.100 puan, Wells Fargo 7.800 puan, CIBC’nin 7.450 puan, Citi’nin 7 bin 700 puan, Societe Generale’nin 7.300 puan, Barclays 7 bin 400 puan, Oppenheimer’ın 8 bin 100 puan seviyesinde.
Altında yükselişin sürmesi bekleniyor
Goldman Sachs analistleri Daan Struyven ve Samantha Dart yayımladıkları notta, merkez bankalarının güçlü alımları ve özel yatırımcıların portföy çeşitlendirme eğiliminin artmasıyla birlikte altın fiyatının Aralık 2026’ya kadar ons başına 4 bin 900 dolara yükselmesi bekleniyor. Petrol cephesinde ise arz fazlası dikkat çekiyor.
Analistler, günlük yaklaşık 2 milyon varillik küresel arz fazlasının fiyatlar üzerinde baskı yaratacağını belirterek, Brent petrolün gelecek yıl ortalama varil başına 56 dolar, ABD ham petrolü West Texas Intermediate’ın (WTI) ise 52 dolar seviyesinde olacağını öngördü. Çin’in kritik metallerde arz güvenliğini sağlamaya yönelik yurt dışı yatırımlarının artmasıyla, bakırın alüminyuma kıyasla daha iyi bir performans sergileyeceği tahmin ediliyor. Goldman Sachs, emtiaların genel olarak ABD ile Çin arasındaki jeopolitik güç mücadelesi ile teknoloji ve yapay zekâ alanındaki küresel rekabetin merkezinde kalmaya devam edeceğini vurguladı.
Dolar yurtdışında değer kaybedecek
Deutsche Bank ve Goldman Sachs gibi diğer Wall Street bankaları, Fed’in faiz oranlarını indirmeye devam etmesi nedeniyle ABD dolarının gelecek yıl güç kaybedeceğini öngörüyor. Tahminlere göre, dolar endeksi 2026 yılının sonuna kadar yaklaşık yüzde 3 oranında zayıflayacak. Doların düşüşünün, bu yıl olduğu gibi geniş çaplı değil, daha sınırlı olması bekleniyor. Piyasa oyuncuları, gelecek yıl Fed’in iki çeyrek puanlık faiz indirimi daha yapacağını fiyatlıyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri sabit tutması beklenirken, Japonya Merkez Bankası faizleri biraz yukarı çekebilir. JPMorgan’ın Londra merkezli küresel makro araştırma başkanı Luis Oganes, “Dolar lehine olan risklerden çok, dolar aleyhine olan risklerin daha fazla olduğunu görüyoruz” dedi.