80 model amfi tipi iktisat

Ana akımda haberde yo­rum diyordu ki, nüfus artışı ekonomik nedenler­le düşüyor. Oysa literatür­de de yer aldığı gibi genelde ekonomik nedenler ile do­ğum oranları arasında bir ilişki olsa kalkınmış ekono­milerde düşüş değil rekor­lar oluşması lazımdı.

ABD’nin kredi notu düş­tü. Bankalarında yaklaşık 500 milyar dolar birikmiş tahvil zararı var. Fed’in bi­rikmiş olarak bu rakamı ilk çeyrekte 927 milyar. Rasyo­nel olarak enflasyona kar­şı arttırılan faizin sonuçla­rı. Hazinenin faiz ödemele­ri pandemi öncesine göre 2 katına çıkmış, 1 trilyon do­ların üzerinde.

Notun düşme nedeni büt­çe açığının GSYİH’ya ora­nı eksi %6,2 seviyesinde. Bütçe açığı ABD’de daha önce de çok yüksekti. Not niye şimdi düştü? Çünkü faiz maliyeti esas sorun. Trump’ın Powell’a faizi dü­şür demesi de bu yüzden. Bütçe açığının yarısından fazla bir noktada faiz gider­leri. Sanayi üretim endeksi 2022 pandemi çıkışından beri yatay.

Modern Para Teorisyeni heterodoks iktisatçı Stony Brook Üniversitesi’nde ekonomi ve kamu politikası profesörü Stephanie Kelton diyor ki: “Ekonomist Wil­liam Vickrey’nin de dediği gibi, iyi hedeflenmiş açık­lar ek harcanabilir gelir ya­ratacak, sanayi ürünlerine olan talebi ar­tıracak ve özel yatırımı daha karlı hale geti­recek.”

Harvard Üniversitesi’nde iktisat profesörü olan Friedman’ın en büyük mu­haliflerinden olan John Kenneth Galbra­ith diyor ki: “Milton Fried­man’ın talihsizliği, ekono­mik politikalarının denen­miş olmasıdır.” Nitekim ana akımın kamu harcama­ları enflasyonun ana nede­nidir inanışının arkasında asıl sorgulanması gereken açıklar değil nasıl ve han­gi maliyetle finanse edildi­ği olmalı.

ABD’li bankaların stab­lecoin çıkarmayı düşündü­ğü haberi geldi. Esas sebep SEC’in kripto paralara sı­cak yaklaşıp regülasyona dair aksiyonları. Diğer yan­dan hazine bakanı doların küresel dengesi için geçen hafta kripto para merkezi olacağız cümlesi. Fakat ayın karanlık diğer yüzü, bugün tahvillerden kaçış yarın pa­rasından kaçışa döner mi sorusu?

Doğal olarak ana akım neoklasik görüşün cevabı uzun zamandır belli: “ama o baz para”. Fakat baz para­nın itibarı normalde ekono­mik verilerinden kaynak­lanmalı. Yerine ne geçecek ikinci soru olabilir. Altın­daki hareket bu yüzden mi tartışılır ancak ulusal para­larla dış ticaretin önünde bir engel yok. Yani bir sabah uyandığımızda birileri “ar­tık o baz para değil” derse?

Özetle, rezervlerin bu yüzden seviyesinden çok li­kiditesi, kompozisyonu da­ha önemli artık. Yıllardır swapla dönen likiditeyi re­zerv seviyesi ile örtüştü­rüp dert edinen ana akımın esas dert etmesi gereken fa­iz olmalı. Fakat faize yükle­nen bu anlamdan yanlış bir sonuç çıkmasın. Kısa vade­li politika faizi ve para po­litikası her şeyin çözümü değil, olamaz da. Üstelik birçok akademik çalışma­da (Türkiye özelinde) uzun vadeli olarak faiz ve enflas­yon arasında Granger ne­denselliği varken.

İktisat bilimi kurallarına dönüş

Geçtiğimiz haftalarda çe­şitli akademik ve profesyo­nel zirveler vardı. 5. Ulusla­rarası Bankacılık Kongresi “Bankacılık 6.0: Ekosistem Odaklı Dönüşüm” tema­sı ile Uşak Üniversitesinde düzenlendi. 50 farklı üni­versiteden 100 üzeri bildiri ile yine çok başarılı ve içe­rik olarak dolu dolu geçti. Gaziantep’te 11. Uluslara­rası Stratejik Araştırmalar Kongresi düzenlendi. Arel Üniversitesi II. Siyaset ve Yönetim Ulusal Kongre­si: Yerelden Küresele Kal­kınma ve Çevre Dinamik­leri” teması ile gerçekleş­ti. Eduplus Finans Zirvesi ile İnsan Kaynakları ve Di­jitalleşme Zirvesi yine sek­tör profesyonellerini bu­luşturdu.

Katıldığım bu zirvelerde faiz oranı ve karşılıksız çek ilişkisi, enflasyon ve kre­di kartı ilişkisi ve faiz enf­lasyon ilişkisi üzerine üç farklı bildiri sundum. Üçü­nün de konu başlıklarını başlangıç yönüne göre yaz­dım. Hem burada hem bil­dirilerde. İlki üzerine sade­ce Lübnan vakası var, baş­ka çalışma yok. Lübnan’da benzer şekilde faiz oranla­rı karşılıksız çekleri etki­liyor. İkincisi ve üçüncü­sünde ilginçtir belki ama ulusal, uluslararası birçok çalışma ve bulgu var. Bili­min içinde yani bu konular ana akım bilim dışında dese de. Özetle, faiz enflasyonist olabileceği gibi, kredi kartı harcamalarında hane hal­kı daha çok ex-post verileri dikkate alıyor. Yılsonu enf­lasyon beklentisi için geçen senekine benzer oranda yıl­başına göre bir sapma görü­nüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar