ABD de İsrail’in suç ortağıdır

İsrail iki yıldır öldürmüyor katliam yapıyor. Ekim 2023'ten bu yana en az 64.803 kişi öl­dü, 164.264 kişi yaralandı. Binlerce kişinin da­ha enkaz altında olduğuna inanılıyor. Filistin topraklarında katliam yapılıyor.

Bununla kalmıyor İsrail… Filistin halkını in­sani her şeyden uzak tutuyor. Aç ve susuz bıra­kıyor. Sağlık hizmeti almalarını engelliyor. Be­bekler, anneler ölüyor. Bunları haber yapmaya çalışan gazeteciler katlediliyor.

Yetiyor mu? Yetmiyor İsrail için… Filistinle­rin kanuni hakları ellerinden alınıyor. Evlerine el konuluyor. Topraklarını terk etmeleri isteni­yor. Anlayacağınız yaşamaları için tüm hayat damarları kesiliyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi soykırım su­çunu ulusal, etnik, ırksal veya dinsel olmak üzere dört grup aleyhine işlenebilecek bir suç olarak tanımlar. Bu dört gruptan herhangi bi­rini kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen “gruba mensup olanların öl­dürülmesi”, “grubun mensuplarına ciddi su­rette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi”, “grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel var­lığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarının kasten değiştirilmesi”, “grup için­de doğumları engellemek amacıyla tedbirler alınması” ve “gruba mensup çocukların zorla bir başka gruba nakledilmesi” fiillerinin soy­kırım suçunu oluşturduğuna karar vermiştir.

Soykırım suçunun oluşabilmesi için bu beş fiilinden herhangi birinin ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek özel kastıyla işlenmesi gerekir.

Bu uluslararası hukuk tanımına göre İsrail’in yaptığı “SOYKIRIM”dır. İsrail, “SOYKIRIM­CI” bir devlettir ve bu suçu işleyenlerin “YAR­GILANMASI” gerekir.

İsrail uluslararası alanda yalnızlaşıyor

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çö­zümün Uygulanmasına İlişkin” New York Bil­dirgesi'ni onaylayan tasarıyı, 10 ülkenin "hayır" oyuna karşı 142 "evet" oyuyla kabul etti. Hayır oyu kullanan ülkelerin başında ABD geldi.

İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa’nın büyük güçleri Filistin devletini tanıyabile­ceklerini açıkladılar. Birçok ülkeye İsrail va­tandaşları turist olarak gidemez duruma gel­di. Spor müsabakalarında ve sanat etkinlikle­rinde İsrail’e büyük tepkiler var ve bu tepkiler giderek büyüyor.

İsrail uluslararası alanda yalnızlaşıyor. Ama bu kararlar bir şey değiştirecek mi? Görünen “hayır”. Niye? ABD desteğini kesmeden katil Netanyahu hükümetini durduracak bir güç yok.

İsrail'in güvenliğine verilen destek, Tru­man'ın başkanlığından bu yana her ABD yöne­timi için dış politikanın temel taşı ve önceliği olmuştur. Bunun nedenini Eski Dışişleri Baka­nı Alexander Haig 35 yıl önce açıklamış; "İsra­il, dünyanın batırılamayan en büyük Amerikan uçak gemisidir, tek bir Amerikan askeri bile ta­şımamaktadır ve Amerikan ulusal güvenliği için kritik bir bölgede yer almaktadır."

Biden, senatörlüğü döneminde Haig’i doğru­lar şekilde, "Eğer bir İsrail olmasaydı, ABD’nin Orta Doğu'daki çıkarlarını korumak için bir İs­rail icat etmek zorunda kalırdık" demişti.

Bu tanımlara uygun bir şekilde ABD, Ha­mas’ın 7 Ekim saldırısından bugüne maddi, manevi, her açıdan İsrail'in arkasında durdu. Bugün ABD’nin “Küresel Yabancı Askeri Fi­nansman” bütçesinde %40 payı İsrail almak­tadır.

Bu yardımlarla birlikte iki ülke arasındaki savunma sanayi ortaklığı da yıkılamaz bir hal­de. Günümüzde İsrail'e yapılan yardımların ne­redeyse dörtte üçü, ABD'de üretilen gelişmiş silahlar ve diğer savunma ekipmanları şeklinde sağlanıyor, bu silahların teknolojileri ortak ge­liştiriliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Mayıs ayında İsra­il'in savaştaki tutumunu değerlendiren bir ra­por yayınladı. Rapor, İsrail'in Gazze'deki tu­tumunu belirli alanlarda eleştirse de İsrail'in ABD yapımı silahları kullanırken uluslararası hukuka uygun davrandığı ve ABD'nin İsrail'e güvenlik yardımının devam edebileceği sonu­cuna varıyordu.

ABD halkı yönetimleri gibi düşünmemeye başladı

ABD-İsrail ilişkisi son yıllarda kolay yöneti­lebilir bir ilişki olmaktan çıktı. Pew Araştırma Merkezi'nin Mart ayında yaptığı ankette, Ame­rikalıların %53'ünün İsrail hakkında olumsuz görüşe sahip oldukları ortaya çıktı. Ağustos ayındaki ankette ise 30 yaşın altındaki Ameri­kalıların %33'ü tamamen veya çoğunlukla Fi­listin halkına sempatilerini olduğunu söylemiş.

Bu kamuoyu tepkisi işe yarıyor mu ya da ya­rayacak mı göreceğiz. Bildiğimiz husus ise ABD yönetiminin Ukrayna-Rusya savaşında ölenler için duyduğu acıyı Filistinliler için duymama­sıdır. Duyacak gibi de görünmüyorlar. İsrail’e kesilecek bir ABD desteği bu çatışmayı bir gün­de bitirir. Desteği keserler mi? “HAYIR”.

O zaman ABD İsrail kadar suçludur.

Yazara Ait Diğer Yazılar