Artık utanın

Gürcistan’da, 11 Kasım gü­nü, Karabağ zaferinin ge­çit törenine katılan F-16 uçak­larının bakım personelini ve bakım malzemelerini taşıyan Hava Kuvvetleri Komutanlı­ğımıza ait C-130E kargo uçağı düştü. İçerisinde bulunan 20 askerimizi şehit verdik.

Yüreğimiz bir kez daha yan­dı. İçimize gitmeyen bir yum­ru oturdu. Nefesimiz kesil­di. Dile kolay 31 yılımızı Ha­va Kuvvetleri’nde geçirdim. Benim için tarifi olmayan bir üzüntü ve acı oldu.

C-130 en çok kullanılan uçaklardan

ABD’li Lockheed Martin şirketinin ürettiği C-130’lar ilk kez 1956’da ABD ordusun­da kullanılmaya başlandı ve hâlâ ABD tarafından aktif ola­rak kullanılıyor. Dünyada da çok kullanılan askeri kargo uçakları arasında. Keza bu­güne kadar farklı modellerde 2 binden fazla üretilen uçak, çok sayıda ordunun envante­rinde yer alıyor.

Personel ve malzeme ta­şıma amaçlı uçağın en geliş­miş versiyonu “J” serisi. Türk Hava Kuvvetleri filosunda ise “E ve B” ver­siyonları kulla­nılıyor. Geçen ay Milli Savunma Bakanlığı Birle­şik Krallık’tan 12 adet C-130J uça­ğının alınacağını açıkladı. Uçağın “J” versiyonunda önemli perfor­mans iyileştirmeler ve diji­tal yetenekler bulunuyor. “J” versiyonu daha hızlı ve daha yükseğe tırmanma kabiliye­tine sahip. Bunların yanında daha kısa mesafelere iniş-kal­kış gerçekleştirebiliyor, top­rak veya çime inebiliyor.

C-130’lar güvenilir bir uçak olarak biliniyor. Keza dünyada üretimi uzun süredir devam eden bir askeri uçak ve düşük kaza oranıyla öne çıkıyor. Tür­kiye’de 1968 yılındaki kazay­la birlikte ikinci kazası.

Herkes her şeyi bilmemeli

Bu elim kaza sonrası bu tür olaylarda yaşadıklarımız tek­rarlandı. Sosyal medya hava­cılık uzmanlarının! yorumla­rıyla çalkalanırken, ulusal ka­nallarda ekranlar yine uzman, stratejist vb. unvanlı yorum­cularla doldu. Öyle yorumlar ve değerlendirmelerle kar­şılaştık ki 31 yıllık havacılık geçmişine sahip biri olan ben bile birçok şey öğrendim!

Bilinen ve üzerine yorum yapılabilecek belki de tek ko­nu mürettebatın yardım çağrısı yapmaya bile fırsatı bulamaması. Bu bize çok ani bir olay yaşandığını gösteri­yor. Keza uçaktaki kırılma bi­çimine bakar isek bu tür ka­za-kırımı “son derece sıra dı­şı” olarak niteleyebiliriz. Yani alışıldık kazalardan farklı bir durumla karşı karşıyayız.

Neler söylediler, neler… “Uçağın içerisinde bulunan patlayıcı mühimmat infilak etmiş olabilir” ya da “Uçak dı­şarıdan vurulmuş olabilir.” Olmaz canım kardeşim. Keza Hava Kuvvetlerinin yönetme­lik, yönerge ve talimnamelerin­de uçakta personel taşınacak ise patlayıcı taşınamaz. Eğer böylesi bir durum mevcut ise bunun adı “büyük disiplinsiz­lik” olur ki bu emri verenler de uygulayanlar da suçlu olur.

Nitekim havada patlama ya da dışarıdan vurulma olma­sı durumunda genellikle pat­lamanın olduğu noktadan bir kırılma olur. Uçağın düşerken çekilen görüntülerinde ve enkazın yerdeki dağılımlarına bakıldığında kırılmanın farklı bölgelerde olduğu görülüyor.

Neler söylediler, neler… “Uçağın içerisindeki yükler kaymış olabilir ve iniş takım­larını kırmış olabilir”. Kay­maz canım kardeşim. Uçakta yükleme için profesyonel per­sonel bulunur. Yükler öylesine gerilerek sabitlenir ki seni iki saat öyle gergin vaziyette tut­sak üç gün açılamazsın. İniş ta­kımlarını kırmak mı? Güleyim mi, ağlayayım mı?

Neler söylediler, neler… “Uçak çok yaşlı.” Kardeşim uçak bir otomobil değil. Uçak­ların “yaşlanma” biçimi oto­mobillerden tamamen farklı. Bu uçaklar düzenli moderni­zasyonlardan geçiyor ve gün­cel uçuş standartlarına uygun tutuluyor.

“Uçağın bakımında eksik iş­lem olabilir”, “uçağa yönelik bir sabotaj olmuş olabilir” ve “metal yorgunluğuna bağlı çatlak oluşumu yaşanmış ola­bilir” gibi yorumlar yapılanla­rın içerisinde elle tutulur bir­kaç yorum. Ama hiçbiri bir so­nuç vermez.

En az iki aya ihtiyaç var

MSB açıkladı kara kutunun çözümlenmesi ve uçağın par­çalarının incelenerek bir so­nuca varılması en az iki ay. İşte bu yüzden resmî açık­lamayı beklemeden yapma­yın bilmediğiniz alanlarda yorumlar… Keza yaptığınız cahilce yorumlar her türlü spekülasyonun üretilmesi­ne katkı sağlıyor. Bu Türkiye aleyhtarı çevrelere koz ver­mek anlamı taşır.

Dile kolay 20 şehit verdik. İçimize düşen ateş sizin cahil yorumlarınızla daha da alev­leniyor. Hadi bizden utanmı­yorsunuz, oğullarını toprağa verirken vatan sağ olsun diye­bilen şehitlerin ailelerinden utanın…. Ama artık utanın…

Yazara Ait Diğer Yazılar