ABD ile dünyanın geri kalanı arasındaki fark açılıyor

Yazının genel olarak finansal piyasalar açısından olduğunu baştan belirtmem gerekiyor. ABD piyasalarının toplam piyasa değeri tüm dünyadaki piyasaların toplamının %40’ı seviyesinde. Kısa vadeli olarak tarihi zirve seviyelere yaklaşılmasına karşı büyüme oranında yukarı revizyonlar, son yılların en iyi istihdam piyasası ve uzun vadeli tahvil faizlerinin düşük seyrini koruması ile değerlemelerin cazip olmayı sürdürmesi sonrasında yakın bir gelecekte bu oran %50 düzeyine de çıkabilir. Tabii gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında fark bu kadar derin değil. Ancak gelişmekte olan ülkeler açısından para birimlerinin dolar karşısında değer kayıpları büyük ölçüde hisse senetlerinin karlılığını gölgelediği için iki tarafı da dolar bazında kıyasladığımızda fark giderek açılıyor. Dünyada teknoloji sektörünün önde gelen şirketlerinin ABD borsalarında kote olması ve orada işlem görmesi farkı yaratan unsurlardan biri. Tabii arada gelen kar realizasyonları da aynı ölçüde vahşi olabiliyor. Mesela önceki gün Facebook hissesinin bir günde %21 değer kaybı ile piyasa değerinde yaşanan düşüş 151 milyar dolar düzeyinde! Dolayısıyla yakın zamanda Tesla hissesindeki satışlarda olduğu gibi oldukça temkinli olmak şart.

Son aylarda dünya piyasalarını en çok meşgul eden ticaret savaşları konusunda AB komisyonu başkanı Juncker ile ABD başkanı Trump arasında müzakerelerin son derece olumlu bir havada geçmesi ve anlaşmaya varılması risk iştahını olumlu yönde etkilemekte. Çin tarafı ile oluşan gerginlik kısa sürede çözülecek gibi değil ancak son NATO toplantısı sonrasında Almanya ile ilgili sözleri ile cepheyi genişletebileceği kaygıları yaratan Trump açısından bu son gelişme normalleşme adına önemli. Çin Yuan’ında artan volatilite risk primlerini artırmakta, başta Uzakdoğu Asya’daki ülke para birimleri ve emtia fiyatları açısından yuan değer kaybının sonlanması ve belirli bir stabiliteye kavuşması da global olarak risk iştahına olumlu katkıda bulunacaktır.