Yine yeni yeniden enflasyon
Siz bu satırları okurken ben çok uzaklarda olmayacağım ama siz eylül ayı enflasyonunu görmüş olacaksınız. TÜİK tarafından açıklanan manşet enflasyon verisinin öncesinde fikir vermesi açısından iki yere bakıyoruz. Öncelikle Türk-İş tarafından Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin beslenme masraflarındaki değişimi ölçmeyi hedefleyen Açlık Sınırı, burada artış yüzde 3 düzeyinin üzerinde. İkinci olarak da ayın başında İTO tarafından açıklanan İstanbul için Ücretliler Geçinme Endeksi, keza buradaki artış da yüzde 3 bareminin üzerinde. ENAG gibi bağımsız kurumlar tarafından gelen rakamlar daha yukarıda, metodoloji açısından çok sorgulanmakla beraber hanehalkının cebine yansıyan hayat pahalılığını en iyi ölçümleyen yer olmakla biliniyor. Özellikle İTO tarafından açıklanan endeksin alt kalemlerinde eğitimin aylık artışı neredeyse yüzde 25 düzeyinde, sadece eylül ayı için yaşanan artıştan bahsediyoruz burada. Özel okulda çocuk okutan biri olarak bu masrafın ağırlığının TÜİK tarafından alındığı gibi yüzde 2 olarak endekse dahil edilmesi ile zaten benim açımdan hiçbir anlamı kalmıyor hesaplamanın. Neredeyse iki milyon çocuktan bahsediyoruz burada, aileleri ile beraber kabaca 10 milyon insan için eğitimin ağırlığı sadece yüzde 2 derseniz, sonra başka kurumlara ölçümleme adına gelen eleştirilerin dayanağı ortadan kalkıyor. Benzer şekilde giyimin ağırlığı yüzde 6 mesela, birden fazla çocuğu olan ve çocuklarına okul üniforması ya da ayakkabı alan insanların yerine koyun kendinizi, eylül ayında maaşınızın ya da gelirinizin yüzde 6 kısmını mı harcadınız buraya? Valla örnekler çoğaltılabilir ama ana fikri anladınız diye düşünüyorum. Enflasyon hesaplamasının toplumun geniş kısmı tarafından kabul görmesi için, ağırlıkların da çoğunluğun gerçekliklerine göre değiştirilmesi gerekiyor. Açlık sınırının asgari ücretin yüzde 25 üstüne çıktığı bir yerde enflasyonu hesaplarken sen gıdaya gelirinin sadece dörtte birini ayırıyorsun dediğinizde ortalama 45 bin TL gelir elde eden 35 milyon çalışan için söylediklerinizin pek bir anlamı kalmıyor.