ABD seçimleri öncesinde piyasalarda risk iştahı düşük

Global piyasalarda ABD seçimleri öncesinde belirsizlik devam ediyor. FBI tarafından yapılan açıklamaların ardından kamuoyunda Hillary Clinton’ın silinen elektronik postaları olarak dallanıp budaklanan konu yine ön planda. Geçtiğimiz aylarda seçim zaferine neredeyse kesin gözüyle bakılan Clinton’ın son gelen anketlerde oy kaybına uğraması ve Trump’ın seçilmesi halinde uygulamak istediği politikaların en hafif tabirle entresanlığı finansal piyasalarda giderek hızlanan kar satışları görmemize neden oluyor. Bu ortamda Fed faiz artırımı ihtimalinin Aralık ayında %70 üzerinde seyretmesi ve doların genel olarak gücünü koruması da risk iştahının düşük seyretmesine neden olmakta. Belirsizliği seven değerli metaller yükselişte, altın 1306 dolar ons ile son ayların zirvesini test etti.

Euro bölgesinde enflasyonda nihayet kıpırdanma emareleri belirirken, İngiltere ise MB Başkanı Carney’nin görevine devam edeceğinin açıklanmasıyla beraber kısa süreli bir rahat nefes alsa da, halen daha Brexit konusundaki belirsizliği aşabilmiş değil, Japonya’da da merkez bankasının bilançosunun Fed ve ECB ile kıyaslandığında rekor seviyelere çıkması yeni teşvik paketlerinin gelme ihtimalini azaltmakta.

İçeride güney sınırımızda yaşanan hareketlilik jeopolitik belirsizlikleri artırmakta. 2017 yılının ajandasında muhtemel bir anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine dair referandum yerini alırken, TL varlıkların diğer gelişmekte olan ülke piyasalarına paralel bir seyir izlemesi beklenmekte. Tarihi zirve seviyelere yakın seyreden dolar ve Euro kuruna rağmen yurtiçi yerleşiklerin döviz hesaplarında önemli bir azalma yok. İçeride vatandaşın tasarruflarını döviz olarak değerlendirme eğilimi korunduğu ölçüde de sığ piyasada yabancı fonların yıl sonuna doğru pozisyon azaltmak için TL satıp dolar alma talepleri kuru yukarı itmekte. Gelinen seviyeler itibariyle faiz avantajı da göz önünde bulundurulduğunda portföylerde TL ağırlığın artırılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.