Altın fiyat artışından kim ne kadar kazandı?

Geçtiğimiz haftaki yazımda Türkiye’deki altın stokunun miktarı ve bunun dağılımına iliş­kin güncel hesaplamamı paylaş­mıştım. Bu hafta ise son dönemde altın fiyatlarındaki keskin artıştan hangi kesimin ne kadar kâr etmiş olabileceği konusuna değineceğim.

Kısaca hatırlatmak gerekirse, al­tın dış ticaret ve üretim verileriyle yaptığımız hesaplamaya göre yur­tiçindeki toplam altın stoku Ağus­tos itibarıyla 4,210 ton (456 milyar dolar) düzeyindedir. Bunun 587 to­nu TCMB ve Hazine’nin elindey­ken, 524 ton bankaların mevduat hesaplarında bulunmaktadır. Geri­ye kalan 3,100 tonun ise yastık al­tı altın olduğunu tahmin ediyoruz.

Altın fiyat hareketleri hep gündemde

Türkiye’de altın yatırımlarının geleneksel olarak çok yüksek ol­ması nedeniyle, 2024 yılından iti­baren altın fiyatlarındaki belirgin artışın ciddi bir gelir etkisi yarattı­ğı açıktır. Bildiğim kadarıyla bu ko­nuyu ilk olarak Sayın Kerim Rota, Oksijen Gazetesi’ndeki köşesinde 13 Aralık 2024 tarihinde (Haliç’teki al­tınlar ne zaman su üstüne çıkacak? başlıklı yazısın­da) gündeme getirmişti.

TCMB Şubat ayında yayımlanan Enflasyon Raporu’nda bu konuda ayrıntılı bir çalışma pay­laşmıştır. Burada, altın değer kazancının yanında gayri­menkul ve finansal varlıklardan el­de edilen kazançlara ilişkin hesap­lamalar yapılmıştır.

TCMB, hanehalkı varlıklarının stok değerinde gözlenen toplam değer artışının, varlık etkisi kana­lıyla harcamaları artırarak talepte­ki sıkılaşma kaynaklı yavaşlama­yı geciktirdiğini ve böylece talebin dirençli olmasında etkili olduğu­nu değerlendirmiştir. (Varlık etki­si ayrıca, 14 Mayıs 2025’te TCMB Blogu’nda yayımlanan Altın Fiya­tı Kaynaklı Servet Artışının Konut ve Otomobil Piyasalarına Etkisi başlıklı çalışmada incelenmiştir.)

TCMB bu çalışmasında, 2024 yılı ikinci çeyreğiyle birlikte baş­layan varlık değerleme etkisinde­ki zayıflamanın para politikasının etkinliğini artırarak dezenflasyon sürecini hızlandırmasını bekledi­ğini de söylemiştir. Ancak altın fi­yatlarının tekrar yükselişe geçme­si ile bu etkinin son dönemde tersi­ne döndüğü görülmektedir.

2024 başından beri 212 milyar dolar kâr

Altın stokundaki değişime yö­nelik aylık veri setimizi nasıl oluşturduğumuzu geçen hafta anlatmıştım, bu nedenle tekrar etmeyeceğim.

Fiyat değişimlerinin etkisini ise şu şekilde hesapladık: Ay sonu ton bazlı stok miktarının bir ön­ceki ay sonu değeriyle ortalaması­nı alarak aylık ortalama stok tuta­rını belirledik. Bunu da aylık altın fiyat değişimiyle çarparak aylık değer değişim etkisini hesapla­dık. Bu işlemi kamu, bankalarda­ki mevduat ve yastık altı altın için ayrı ayrı yaptık. Grafikte aylık de­ğer değişimlerinin yıllık toplam­ları gösterilmektedir.

3700 dolara yaklaşan ons altın fiyatını dikkate alarak yaptığımız hesaplamaya göre, son 1 yılda yas­tık altı altın stokundan 104 milyar dolar, bankalardaki mevduattan 17 milyar dolar, kamudaki stok­tan ise yine 17 milyar dolar kâr elde edildiğini görüyoruz. Bu üç kesimin toplam kazancı 138 mil­yar dolar olup, GSYH’nın %9’una denk gelmektedir.

Altın fiyatlarının yükselişe geç­tiği 2024 başından itibaren hesap­landığında ise, yastık altı altın sto­kundan 158 milyar dolar, bankalar­daki mevduattan 26 milyar dolar, kamudaki stoktan ise 28 milyar do­lar kâr elde edilmiştir. Bu üç kesi­min 2024 başından beri toplam ka­zancı 212 milyar dolara ulaşmıştır.

Kamu stokundan elde edilen kâr TCMB bilançosu içinde kalmakta, bütçeye doğrudan yansımamak­tadır. Bu doğrultuda, TCMB’nin önceki yıllarda taşıdığı döviz açık pozisyonunun etkisiyle 2024 ba­şında 800 milyar TL’nin üzerin­deki değerleme zararı, 5 Eylül iti­barıyla 288 milyar TL’lik kâra dönüşmüştür. Ayrıca bu tutar, dö­viz rezervlerini de güçlendirmiş ve brüt rezervlerin son haftalar­da 180 milyar dolar seviyelerine ulaşmasına katkı sağlamıştır.

Asıl önemli olanın ise yüksek boyuttaki varlık etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu etkinin, önü­müzdeki dönemde iç talebi güçlü tutarak enflasyondaki düşüşü ya­vaşlatma riski taşıdığı kanaatinde­yim. Bu da, faizlerin düşüşe geçti­ği bu dönemde makro ihtiyati ön­lemlerin (kredi büyüme sınırları, mevduat TL’leşme oranları) daha da kritik hale geldiğini göstermek­tedir. Talepte güçlenme sinyalleri görülmesi halinde özellikle kredi sınırlarının yeniden gözden geçi­rilmesi ve faiz indirim hızının ya­vaşlatılması ya da indirimlere ara verilmesi gerekebilecektir.

Altın fiyat artışından kim ne kadar kazandı? - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar