Beklentilerden iyi olan, gerçekten iyi midir?
Ekim ayında aylık enflasyon %2.6 ile piyasa anketlerindeki %2.8 beklentisinin hafif altında gerçekleşti. Ben de geçen haftaki yazımda aylık enflasyonu %2.9 olarak tahmin etmiştim.
Ağustos ayında piyasa beklentisinin 0.2 puan, Eylül ayında ise 0.6 puan üzerinde gelen enflasyondan sonra, bu kez sınırlı da olsa aşağı yönlü sapmanın oldukça olumlu bir gelişme olarak değerlendirildiğini görüyorum. Ancak temel eğilimleri yansıtan göstergeleri incelediğimizde, görünümün o kadar olumlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Ekim’de enflasyonun ana eğilimi yüksek kalmaya devam etti
Yazıyı kaleme aldığım sırada TÜİK’in mevsimsel düzeltilmiş verileri ve TCMB’nin Aylık Fiyat Gelişmeleri raporu henüz yayımlanmamıştı. Bu nedenle değerlendirmeleri kendi hesaplamalarımız üzerinden yapıyorum.
Hesaplamalarımıza göre mevsim etkisinden arındırılmış aylık TÜFE enflasyonu Ekim’de %2.1 oldu. Bu oran, önceki ayın %2.7’sinin ve son üç aylık ortalamanın (%2.6) altında. Düşüşte kurlardaki değer kaybının yavaşlamasıyla mal grubu enflasyonundaki zayıflama etkili olurken, hizmet enflasyonu %2.9 ile son ayların hafif üzerinde kaldı.
TCMB’nin enflasyonun ana eğilimi için en güvenilir göstergelerden biri olarak gördüğü medyan enflasyon Ekim ayında da %2 civarında seyrederek son bir yıllık ortalamasına paralel kaldı. Yıllıklandırılmış olarak %27 civarındaki bu oran, enflasyondaki katılığın devam ettiğini ve düşüş yönünde güçlü bir direnç oluştuğunu gösteriyor. (Grafik)
TCMB’nin Aylık Fiyat Gelişmeleri raporunda yer alan ana eğilim göstergesinin de benzer bir tablo ortaya koyacağını hesaplıyoruz. Biz, enflasyonun ana eğilimini ölçmek için mevsim etkisinden arındırılmış hizmet enflasyonu, medyan enflasyon, kırpılmış ortalama, çekirdek B endeksi ve çekirdek C endeksindeki değişimleri birlikte takip ediyoruz. Tahminlerimiz, Ekim ayında ana eğilimin önceki ayki artışın ardından yeniden %2 civarına gerilediğini gösteriyor. Ancak bu seviye son altı aylık ortalamaya oldukça yakın; bu da enflasyonun %25–30 bandında yapışkan hale geldiğini ortaya koyuyor.
Son çeyrekte talep güçlenebilir
Bu katılığın önümüzdeki dönemde kırılıp kırılamayacağı kritik. Piyasanın %22 civarındaki 2026 sonu enflasyon beklentisinin gerçekleşebilmesi için, bu yapışkanlığın çözülmesi gerekiyor. Beklentiler şu an bu yönde, ancak reel göstergeler pek destekleyici değil.
Ekim ayına ilişkin sektörel güven endeksleri, yılın son çeyreğinde büyüme eğiliminin yeniden hız kazandığına işaret ediyor. İmalat sanayisini yansıtan Reel Sektör Güven Endeksi 102.0 seviyesiyle Mart ayından bu yana en yüksek düzeyine çıktı ve üçüncü çeyrek ortalamasının %1.9 üzerinde gerçekleşti. Perakende ticaret güven endeksi, kredi kartı harcamalarındaki güçlü seyre paralel olarak 113.2’ye yükseldi; bu da üçüncü çeyrek ortalamasına göre %4.2 artış anlamına geliyor. Hizmet sektörü güven endeksi 110.7’ye gerilese de, üçüncü çeyrek ortalamasına paralel kaldı. Buna karşılık inşaat sektörü güven endeksi Ekim’de 83.7’ye düşerek sert bir gerileme gösterdi ve 2022 ortalarından bu yana en düşük seviyesine indi.
Talep görünümündeki güçlenmeyi destekleyen diğer göstergeler de var. Dün açıklanan verilere göre toplam otomobil ve hafif ticari araç satışları Ekim’de yıllık bazda %19.4 artarak 116.1 bin adede ulaştı. Bizim hesapladığımız mevsimsel düzeltilmiş veriler, bu rakamın üçüncü çeyrek ortalamasının yaklaşık %3 üzerinde olduğunu gösteriyor.
TCMB’nin faiz indirimleri sonrasında kredi ve mevduat faizlerinin aşağı geldiği görülüyor. Ancak enflasyon beklentilerindeki bozulma nedeniyle reel faizlerdeki düşüş daha belirgin hale geldi. Bu durum finansal koşulları gevşeterek kredi büyümesini destekleyebilir. Kredi büyüme limitleri bulunsa da, bu sınırlardan istisna tutulan kalemler (örneğin ihracat kredileri, kredi kartları veya yeniden yapılandırmalar) aracılığıyla toplam kredi hacminin artması muhtemel. Bu da talebin enflasyon üzerindeki baskısını artırabilir.
Enflasyon raporunda zor dengeler
TCMB, Cuma günü yılın son Enflasyon Raporunu açıklayacak. En çok merak edilen konu yine TCMB’nin yeni tahminleri olacak. Yukarıda bahsettiğim görünüm altında, 2025 ve 2026 yıl sonu için sırasıyla %24–29 ve %13–19 aralığında yer alan enflasyon tahminlerinin yukarı yönde revize edilmesi olası görünüyor.
Bu yıl sonu için %32’nin altındaki bir enflasyon oldukça zayıf bir olasılık. 2026 yılı için belirlenen %16 düzeyindeki ara hedefin ise değiştirilmeyeceği taahhüt edilmişti. Ancak tahmin bantları içinde kalsa da, bu bantların 1–2 puan kadar yukarı çekilmesi beklenebilir. Böylece en azından bantların üst sınırı piyasa beklentilerine daha yakın bir seviyeye gelmiş olur. Daha güçlü bir revizyon ise enflasyonla mücadeledeki kararlılığın sorgulanmasına ve para politikasında daha gevşek bir duruşun beklenmesine yol açabilir.
