Kamunun döviz riski 2020 öncesine döndü

2023 öncesinde uy­gulanan genişlemeci politikalar sonucunda yatırımcılarda belirgin bir dolarizasyon eğilimi oluşmuştu. Bu dönem­de döviz talebini ağır­lıklı olarak kamu karşı­ladı. Kur korumalı mev­duat (KKM) ise döviz riskinin özel sektörden kamuya aktarılmasında önemli bir araç haline geldi.

2023 sonrasında istikrar odak­lı politikalara geçilmesiyle bu eğilim tersine döndü. Bu yıl iti­barıyla da aynı seyrin devam et­tiğini ve kamunun toplam döviz açık pozisyonunun 2019’dan be­ri görülen en düşük seviyeye ge­rilediğini hesaplıyoruz. Bu dü­şüşte hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımcıların TL yönünde portföy tercihlerinin güçlenmesi etkili olmuştur.

Döviz açık pozisyonu nedir? Nasıl hesaplanır?

Döviz varlıkları ile yükümlü­lükleri arasındaki fark olarak ta­nımlanan döviz açık pozisyonu, şirketler kesimi için TCMB tara­fından hesaplanıp yayımlanıyor. 2021 sonunda 117.2 milyar dolar olan açık pozisyon, 2023 sonunda 69.8 milyar dolara kadar geriledi. Sonrasında özellikle döviz cinsin­den yükümlülüklerdeki (krediler) artış nedeniyle döviz riski yeni­den yükselişe geçti. Eylül 2025 iti­barıyla 182.4 milyar dolar olarak hesaplanan şirketlerin döviz açık pozisyonu, 2017 yılındaki 199.5 milyar dolarlık zirveye olduk­ça yakın seviyededir. Yani şirket­ler döviz risklerini belirgin olarak arttırmışlardır.

Bireyler döviz cinsinden borç­lanamadığı için sadece döviz ya­tırımlarına sahiptir ve bu neden­le döviz pozisyon fazlası verir. Bi­reylerin döviz pozisyonunu döviz mevduatları, KKM, yabancı para menkul kıymetleri, yurt dışı port­föy yatırımları ile emeklilik ve ya­tırım fonlarının toplamı üzerin­den hesaplıyoruz.

Bu yaklaşımla hesaplandığında bireylerdeki döviz pozisyon fazla­sının kademeli şekilde arttığı gö­rülüyor. 2021’de 196 milyar do­lar olan toplam döviz yatırım tuta­rı, 2023’te 241 milyar dolara çıktı. 2024’te 221 milyar dolara gerile­yen döviz yatırım tutarı, bu yıl Ey­lül itibarıyla 259 milyar dolara ulaştı. Özellikle üçüncü çeyrekteki 17 milyar dolarlık artış dikkat çeki­ci olmakla birlikte, burada altın fi­yatlarındaki yükselişin de belirgin etkisi olduğunu değerlendiriyoruz.

Fazla değişmeyen ve düşük se­viyede kalan özel bankaların dö­viz pozisyonları da eklendiğinde, özel sektörün döviz pozisyon faz­lası 2021-2023 arasında 89 milyar dolar artarken, 2023 sonundan bu yana 96 milyar dolar gerilemiştir.

Yabancıların TL riski 2017’den beri en yüksek

Yabancı yatırımcıların döviz açık pozisyon riskini, TL cinsin­den yatırımlarının toplamı üze­rinden hesaplıyoruz. Bu kapsam­da uluslararası yatırım pozisyo­nu verilerindeki hisse senedi ve TL cinsi tahvil yatırımlarını, ay­rıca BDDK verilerinden hesapla­dığımız swap (carry trade) pozis­yonlarını dikkate alıyoruz. Burada portföy yatırımlarına odaklanıldı­ğı için doğrudan yatırımlar hesaba katılmamıştır.

Bu çerçevede, yabancı yatırım­cıların toplam TL cinsinden port­föy yatırımlarının 2021-2023 ara­sında fazla değişmediği görülüyor. Yabancılar, zaten daha erken dö­nemde portföylerini belirgin bi­çimde küçültmüştü. Ancak 2023 sonrasında özellikle swap (carry trade) kanalı üzerinden portföy girişleri belirgin hız kazandı ve bu yıl Eylül ayına kadar yabancı­ların TL pozisyonu 68 milyar do­lar arttı. Hesaplanan 94.5 milyar dolarlık yabancı TL pozisyonu, 2017’deki 129 milyar dolarlık zir­veden sonraki en yüksek seviyeye işaret etmektedir.

Kamu döviz bilançosu 2020 öncesine döndü

2021-2023 dönemindeki döviz talebi, kamunun döviz açık po­zisyonundaki 87.7 milyar dolar­lık artışla karşılandı. Kamunun döviz açık pozisyonundaki artı­şın 80.3 milyar doları TCMB’nin döviz pozisyonundaki değişim­den kaynaklandı. 2023 sonra­sında ise hem yurt içi özel sek­törün (özellikle şirketlerin) hem de yabancı yatırımcıların döviz açık pozisyonlarındaki artış so­nucunda kamunun döviz açık pozisyonunun bu yıl Eylül ayına kadar 166.9 milyar dolar azaldı­ğını hesaplamaktayız. Bunun 89 milyar doları KKM’deki çözül­meden, 58 milyar doları ise TC­MB’nin piyasadan aldığı döviz­lerden kaynaklanmıştır. Aynı dö­nemde altın fiyatlarındaki artış da TCMB’nin döviz pozisyonun­daki iyileşmeye katkı sağladı.

Sonuç itibarıyla, 2023 önce­sinde ciddi endişe yaratan kamu­nun döviz açık pozisyonu riski­nin 2020 öncesi seviyelere geri­lemiş olması olumlu bir gelişme niteliği taşıyor. Ancak, şirketle­rin tarihi yüksek seviyelere yak­laşan döviz riskleri ve yabancı yatırımcıların kısa vadeli döviz pozisyonlarının yüksek seviyele­re çıkmış olması, kırılganlık un­suru olarak değerlendirilebilir.

Kamunun döviz riski 2020 öncesine döndü - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar