Artan mevduat faizleri Borsada baskı oluşturabilir

Üzeyir DOĞAN
Üzeyir DOĞAN PİYASANIN İÇİNDEN

ABD ekonomisine ilişkin yumuşak iniş senaryoları gücünü korumaya devam ederken, ekonominin belirli alanlarındaki zayıflama ve Fed’in faiz artışlarının gecikmeli etkileri ile kredi koşullarındaki sıkılaşmanın talep üzerindeki etkisi izlenmeye devam ediliyor.

Enflasyonist baskıların devam ediyor oluşu, istihdam piyasasının genel olarak gücünü koruması ve güçlü seyreden ücret artışları ise faiz artışlarının sürebileceğine ilişkin endişeleri canlı tutuyor. Geçen hafta perşembe günü konuşan Boston Fed Başkanı Susan Collins, daha fazla faiz artışının gerekebileceğini ancak faizleri uzun süre yüksek tutacakları nihai seviyeye yakın olduklarını belirtti.

Fed Başkanı Powell cuma günü Jackson Hole Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, gerektiği takdirde faiz artışına gidebileceklerini ve enflasyonda anlamlı düşüş görülünceye kadar faiz oranlarını yüksek tutmaya devam edeceklerini vurguladı.

Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları sonrasında eylül ayındaki toplantısında faiz oranlarında değişime gidilmeyeceğine ilişkin piyasadaki beklentiler %90’dan %80’e gerilerken, eylül ayının pas geçilmesi halinde yıl sonuna kadar faiz artışına gidilebileceğine ilişkin beklentiler %50’nin üzerine çıkarak faiz artırım ihtimalinin masada kalmaya devam ettiğine işaret etti.

ABD 10 yıllık faizleri de %4,20 üzerinde kalıcılık sağlayarak riskli varlıklar için sıkıntı oluşturmaya devam ediyor. İçeride ise TCMB’nin geçtiğimiz haftaki faiz artışının etkileri izlenmeye devam edilecek.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ağustos ayı toplantısında 750 baz puan faiz artışına giderek politika faizini %17,50 seviyesinden %25,0 seviyesine yükseltmişti. Artan faizlerin bankalar tarafında kredi ve mevduat yansımaları bu haftadan itibaren daha net görülmeye başlayacak.

Özellikle eylül ayı bu taraf için kritik olacak. İçeride artacak olan mevduat faizleri hisse senetleri üzerinde baskı oluşturabilir. Bununla birlikte artan faizlerin etkisiyle yavaşlayacak iç talep de şirketlerin satış ve kar rakamlarını baskılayabilir.

Diğer taraftan düşen risk primi ve makro ekonomik verilerde iyileşme beklentisi daha ağır basabilir. Bu bağlamda 8 Eylül’de değerlendirmesi bulunan kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in kararı dikkatle izlenecek. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 19 Eylül’de New York’tan başlayarak yabancı yatırımcılarla görüşme maratonu gerçekleştirecek. Bu sürecin de yurtiçi piyasalara yönelik beklentiyi artırabileceğini düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar