Avrupa’nın “sağ”la imtihanı

Fikret AYDEMİR
Fikret AYDEMİR fikret.aydemir@dunya.com

Avrupa Birliği ülkelerinde aşırı sağcı partilerin yükselişi durdurulamıyor. Fransa’da, Belçika’da, Hollanda’da, Macaristan’da ve diğer ülkelerde aşırı sağcı partiler ya iktidara olmaya aday ya da ana muhalefet.

AB’de birçok ülke seçimlere hazırlanırken, en büyük imtihanlarını aşırı sağcı partilerin yükselişleri karşısında alacakları tavırla verecekler. Fransa’da geçen yıl yapılan seçimlerin ilk turunda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yüzde 27.3 ve aşırı sağcı Marine Le Pen yüzde 23.9 oy oranıyla ikinci tura kaldılar. İkinci turda ipi Macron göğüsledi. Hollanda seçmeni bugün (22 Kasım) sandık başına gidiyor.

Milliyetçi, Avrupa Birliği ve göçmen karşıtı Demokrasi için Forum Partisi’nin (FvD) 150 sandalyeli Hollanda Parlamentosu’nda 5 sandalye kazanması bekleniyor. Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin katılmayacağı seçimlerde aşırı sağcı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi’nin (PVV) 28 sandalye çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Seçim kampanyaları döneminde yapılan kamuoyu yoklamalarında “göçmenler ve iltica” yüzde 34 oranıyla en sıcak başlık olarak öne çıktı Hollanda’da. Başbakan Rutte’nin partisi VVD, bir göçmen aile çocuğu Dilan Yeşilgöz-Zegerius liderliğinde giriyor seçimlere.

Belçika’da da durum değişmiyor. Önümüzdeki haziran ayında yapılacak seçimlerden Flaman milliyetçileri Yeni Flaman Birliği’nin (NvA) birinci parti aşırı sağcı Vlaams Belang’ın ikinci parti olacağını gösteriyor yapılan kamuoyu yoklamaları. Avusturya zaten bildiğimiz gibi… Önümüzdeki yıl Avrupa Birliği’nin bütün üye ülkelerinde Avrupa Parlamentosu (AP) için de seçim yılı…

Avrupa Birliği ülkelerinde 6 ila 9 Haziran 2024 tarihleri arasında yapılacak seçimlerde Avrupa Parlamentosu’nda 5 yıl görev yapacak 720 milletvekili seçilecek. AP seçimlerinin kampanyaları birçok AB ülkesinde şimdiden başladı.

Macaristan’da AP seçimleri için başlatılan kampanyada iktidar partisi, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Macar asıllı finansçı George Soros'un oğlu Alex Soros’un birlikte fotoğrafını bilbordlara asarak, “Onların ritmine göre dans etmeyelim” sloganına yer verildi. Macaristan iktidar partisi Macar Yurttaş Partisi’nin (Fidesz) doğrudan AB’yi ve von der Leyen’i kişisel hedef alması Brüksel’in tepkisiyle karşılandı. AB, Viktor Orban liderliğindeki Fidesz’in izlediği politikalar nedeniyle milyarlarca euroluk AB fonlarını askıya aldı daha önce. 

AB’ye “Sovyetler Birliği” benzetmesi

 AB fonlarına erişim engelini kaldırmaya çalışan Başbakan Viktor Orban, “Brüksel’de inşa edilen mevcut Avrupa modeline hayır demesi gerektiğini” açıkladı. Başbakan Orban, AB’nin Macaristan’ı yolsuzluk ve demokrasi konusundaki eleştirilerini geçen yüzyılın “Sovyet Birliği dönemiyle aynı olduğu”nu söyledi.

AB’yi liberal demokrasi modelini empoze ederek Macaristan’ı kimliğinden arındırmaya çalışmakla suçlayan Orban, “Bugün bize Sovyet zamanlarını hatırlatan şeyler ortaya çıkıyor. Evet, bazen tarih tekerrür eder. Neyse ki bir zamanlar trajedi olan şey artık en iyi ihtimalle komediye dönüştü. Moskova bir trajediydi.

Brüksel sadece kötü bir çağdaş parodi. Moskova’nın ıslık sesiyle dans etmek zorundaydık. Brüksel de ıslık çalıyor ama biz istediğimiz gibi dans ederiz, istemezsek de dans etmeyiz!” diye konuştu. Kimin hangi dansı edeceği veya etmeyeceği önümüzdeki yıl yapılacak AP seçimleri sonrası daha net olarak ortaya çıkacak…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar