Karne zamanı
Avrupa Birliği’nde (AB) daha önce İlerleme Raporu olarak adlandırılan “aday ülkelerin yıllık AB karneleri” her kasım ayı başında olduğu gibi yine AB Komisyonu tarafından açıklandı. “AB Karnesi”nde Türkiye ekonomide “iyi” not alırken, özellikle insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanlarında yoğun eleştirilere yer vererek “zayıf” not verdi.
AB Komisyonu Raporu’nda, demokratik standartların, yargı bağımsızlığının, hukukun üstünlüğünün ve temel haklara saygının sürekli olarak kötüye gitmesinden duyulan ciddi endişelerin dikkate alınmadığına vurgu yapılan raporda, “Önceki raporlarda belirlenen temel konularda gerileme yaşanmış ve önceki raporlarda belirtilen ciddi endişeler daha da artmıştır” ifadelerine yer verildi.
“Türk parlamentosunun resmi olarak yetkilere sahip olmasına rağmen sınırlı bir şekilde kullanabildiği” değerlendirmesi yapılan AB raporunda “Sistemde etkili denetim ve denge mekanizmaları ile seçimler dışında hükümeti hesap verebilir kılmak için gerekli araçlar eksiktir. Cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısal kusurları ve yürütme ile yargı arasındaki güçler ayrılığının yetersizliği giderilmedi. Temel demokratik süreçlere uyum sorgulandı” denildi.
Türkiye’de seçilmişler, muhalefet figürleri, siyasi aktivistler, sivil toplum ve iş dünyası temsilcileri, gazeteciler ve diğer kişilere yönelik tutuklamalar ve suçlamalara yer verilen AB raporunda, “Türkiye’nin demokratik geleneğine bağlılığı konusunda giderek artan soruları gündeme getirmiş ve yargının bağımsızlığı konusundaki endişeleri derinleştirmiştir. Büyük şehirlerde ve ilçelerde muhalefet tarafından seçilen belediye başkanlarına karşı üst düzey yolsuzluk davaları açılırken, büyük şehirlerde iktidar partisinden mevcut veya eski seçilmiş yetkililere karşı hiçbir soruşturma açılmadığı. Bu seçici soruşturmalar/kovuşturmalar, yetkililerin yolsuzlukla mücadelesinin etkinliğine olan güveni sağlamamaktadır” değerlendirmesi yapıldı.
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da dâhil olmak üzere çok sayıda kişinin tutuklu bulunduğu kaydedilen” raporda, “30 yıllık üniversite diploması iptal edilerek cumhurbaşkanlığı yarışına girmesinin engellenmek istendiğinin” altı çizilen raporda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ismi yerine sadece İstanbul Belediye Başkanı” sıfatı kullanılması dikkat çekti.
Türkiye’de “ifade özgürlüğünün gerilediği” ifade edilen AB raporunda, “Medyanın, misilleme veya işten çıkarılma korkusu olmadan bağımsız bir şekilde çalışmalarını sürdürebileceği güvenli ve çoğulcu bir ortamın yeniden tesis edilmesi için adımlar atılmasını” talep etti.
AB Komisyonu Raporu’nda “yargının, yürütmenin kontrolü altında kalmaya devam ettiği”ne dikkat çekilerek, “yargının bağımsızlığını etkileyerek, yargı kararlarının kalitesini tehlikeye attığı” değerlendirmesi yapıldı.
Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamadığına dikkat çekilen AB raporunda, “AİHM’in Selahattin Demirtaş” kararına rağmen tutukluluğunun devam ettiği” ve “Osman Kavala kararı da dahil olmak üzere AİHM kararlarının öncelikli olarak uygulanması”nı istedi.
Barışçıl ve sürdürülebilir bir çözüm süreci
AB Komisyonu Raporu’nda, PKK’nın “AB’nin terör örgütleri listesinde yer aldığını” bir kez daha hatırlatılarak, hükümetin “terörle mücadele hakkı ve sorumluluğunun olduğunu ancak bu yapılırken hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı gösterilmesi gerektiği” ifade edildi.
Raporda, “Türkiye’nin Kürt sorununa barışçıl ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak için iç süreçlere yönelik siyasi çabaları, başarılı olması halinde, güvenlik tehditlerini azaltma potansiyeline sahiptir ve Suriye dahil bölgenin istikrarı için de önemli faydalar sağlayabilir” değerlendirmesi yapıldı.
AB Komisyonu’nun hazırladığı raporda, Türkiye’nin 2024 yılında ekonomik adımları olumlu olarak nitelendirildi. Türkiye'nin, işleyen bir piyasa ekonomisi oluşturduğu ifade edilen AB raporunda “İç siyasi çalkantıların ekonomik etkileriyle karşı karşıya kalan yetkililer, politika duruşlarını daha da sıkılaştırmıştır. Zayıflayan iç talep ortamında ekonomik büyüme yavaşlarken, dış pozisyon güçlenmiştir” değerlendirmesine yer verildi.
AB 2024 yılında da Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olmaya devam ederken, Türkiye, AB’nin beşinci büyük ticaret ortağı. Türkiye 2024 yılında AB ülkelerine 98,4 milyar euro ihracat yaptı. AB ülkelerinden Türkiye’ye ithalat 112 milyar euroya çıktı.
AB üyeliği için 14 Nisan 1989 tarihinde resmen başvuran Türkiye’ye o zaman da “hukukun üstünlüğü”, “ifade özgürlüğü”, “temel haklar”, “AİHM kararları”, “Kürt sorunu” ve “Kıbrıs” eleştirisi vardı, aradan geçen 36 yıl sonra şimdi de var…