Brüksel’e siber saldırı
Brüksel uluslararası havalimanına dün bir dostumu bıraktım. Özellikle bayram öncesi “iğne atsan yere düşmeyen” şehirlerarası otobüs terminali düzeninde işlemler yapılıyor, her şey el yazısıyla. İşlem yapılırken görevliyle konuştum, uçak ile hiçbir irtibatlarının kalmadığını ve hatta bir gün önce, “check-in ile apron arasında iletişim olmadığı” için İstanbul uçağının yolcularının bir bölümünü almadan havalandığını anlattı.
Sorunun hafta sonuna kadar devam edeceğini de… Tam 5 ay önce, 24 Nisan’da bu köşede “Brüksel’in ‘hedef olma’ korkusu” başlıklı bir yazı kaleme aldım. O yazımda “Siber saldırı tedirginliği” konusunda, “AB’nin başkenti Brüksel’de ise en çok kafa yorulan soruların başında ‘Brüksel fiziki ve siber saldırılara ne kadar hazırlıklı?’ sorusu geliyor. Brüksel’in olası fiziki saldırılara karşı ‘çelik kubbesi’ veya ‘patriot hava savunma sistemi’nin bulunmadığı biliniyor. Brüksel, sadece füze saldırısı değil aynı zamanda modern çağ silahlarından ‘dron’ saldırısı açısında da açık hedef. Brüksel’in ‘drone’lara ve ‘siber saldırı’ya karşı da korunmasız olması AB yetkililerini ve Avrupa vatandaşlarını tedirgin ediyor.” diye yazdım.
Bilgisayar korsanları 19 Eylül gecesi “check-in teknolojisi şirketi Collins Aerospace”e bir siber saldırı düzenledi. Başta Londra, Berlin ve Brüksel olmak üzere Collins Aerospace tarafından sağlanan ve ortak check-in kontuarları, biniş kapıları ve diğer altyapılarda kullanılan “Muse” yazılımı çöktü. Geçtiğimiz cuma gecesi başlayan “siber saldırı”nın arkasında kimin, kimlerin veya hangi ülkenin olduğuna yönelik henüz herhangi bir açıklama yapılmadı. Bilinen bir gerçek ise taşımacılık ve lojistik sektörünün dünyanın en çok saldırıya uğrayan ilk 10 sektörü arasında yer aldığı. Uzmanlar, dünya çapında yaklaşık 150 havaalanında kullanılan “Muse” altyapısının bir “endüstri standardı” olduğunu hatırlatarak, bilgisayar korsanlarının mevcut aksaklığı çok daha büyük, küresel sistemleri felce uğratacak bir saldırının provası olabileceğine dikkat çekiyorlar.
Siber saldırılar yüzde 600 arttı
Amerikan bulut güvenlik şirketi Netscout’un raporuna göre, 2025 yılının ilk yarısında dünyada 8 milyondan fazla siber saldırı düzenlendi ve Avrupa bu saldırılardan en çok etkilenen kıtası oldu. Saldırıların çoğunun Almanya, Fransa, Polonya, Rusya ve Suudi Arabistan’daki telekomünikasyon şirketlerine karşı 5 ila 15 dakika arasında süren kesintiler yarattığı belirtildi.
Fransız havacılık şirketi Thales’in son raporuna göre, havacılık sektörüne yönelik siber saldırılar son bir yılda yüzde 600 arttı.
Almanya’nın iç istihbarat kurumu “Anayasayı Koruma Teşkilatı”nın ilk Türk kökenli müstakbel Başkanı Sinan Selen, geçtiğimiz ay “Ekonomik Güvenlik İttifakı (AWS)” ile ortaklaşa düzenlenen “Postdam Ulusal Güvenlik Konferansı”nda yaptığı konuşmada, Almanya’yı hibrit saldırılara karşı uyarmıştı.
Hesap edilemeyecek zarar
Yine 5 ay önce yazdığım yazıda belirttiğim gibi, “Brüksel, yalnız AB’nin ve Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı NATO’nun başkenti değil aynı zamanda uluslararası düşünce kuruluşları ve lobi şirketlerinin de başkenti. Elbette bir de finans sektörünün en önemli kurumlarının merkezi de Brüksel’de.
Yurt içi ve yurt dışı bankalara yaptığımız döviz transferi gerçekleştirme işlemleri için kullanılan uluslararası kod “SWIFT sistemi”nin (BIC kodu) merkezi Brüksel’de. Uluslararası finans piyasasının en büyük menkul kıymetler depolama kuruluşu Euroclear Bank’ın merkezi de Brüksel’de bulunuyor. Uluslararası merkezi tahvil depolama şirketi Euroclear, finans piyasasında gerçek zamanlı olarak değiş tokuşu sağlayan, menkul kıymetler için tamamen elektronik bir ödeme ve dağıtım sistemini yönetiyor. Sadece SWIFT ve Euroclaer’e yapılacak ‘drone’ veya ‘siber saldırı’ sonrası ticaretin birkaç saatliğine durması dünyada ‘hesap edilemeyecek zarar’a yol açması anlamına geliyor” uyarısını da kaleme almıştım. Geçtiğimiz hafta sonu başta Londra, Berlin ve Brüksel havalimanlarına yapılan “siber saldırı”nın bir hafta içerisinde çözülmesi bekleniyor.
Aynı saldırının yukarıda belirttiğim finans kurumlarına yapılması durumunda, bir haftalık ekonomik kaybın “hesap edilemeyecek kadar”, milyarlarca hatta trilyon eurolara ulaşması hiç de abartı olmaz…