Bir tercihten fazlası: Geleceğini inşa etmek
Puanlar, sıralamalar, tavsiyeler... Her yerden yönlendirmeler geliyor. Ama bu yoğun sesler içinde en kolay kaybolan şey, gençlerin kendi sesi. Çünkü sistem bizden bir meslek adı seçmemizi istiyor, oysa gençler bir yaşam biçimi seçiyor. Bu yüzden tercih yapmak, sadece bölüm seçmek değildir.
Üniversite tercih dönemi… Kimileri için dört yıllık bir eğitim kararından ibaret. Ama aslında bundan çok daha fazlası. Bu dönem, genç bir insanın “Ben kimim?”, “Hayattan ne istiyorum?” ve “Bu dünyada nasıl bir iz bırakmak istiyorum?” sorularıyla ilk kez ciddi bir yüzleşmeye girdiği eşiktir.
Puanlar, sıralamalar, tavsiyeler... Her yerden yönlendirmeler geliyor. Ama bu yoğun sesler içinde en kolay kaybolan şey, gençlerin kendi sesi. Çünkü sistem bizden bir meslek adı seçmemizi istiyor, oysa gençler bir yaşam biçimi seçiyor.
Bu yüzden tercih yapmak, sadece bölüm seçmek değildir. Aynı zamanda nasıl bir zihniyette büyümek istediğini, neye değer verdiğini, kimlerle yan yana yürümek istediğini de seçmektir.
Bölüm bir başlıktır, üniversite o başlığın içeriğidir
Evet, seçeceğimiz bölüm önemlidir. Çünkü hayatı hangi alanda anlamlandırmak istediğimize dair bir yön verir. Ama tek başına bölüm yeterli midir? Değildir. Çünkü bölüm bir başlıktır; asıl farkı yaratan, o başlığın altında yazanlardır.
İşte burada üniversitenin kendisi devreye girer. Çünkü bir bölüm, her üniversitede aynı şekilde okutulmaz. Bazı üniversiteler sadece ders anlatır, bazıları ise yaşamı tartışır. Bazıları müfredat verir, bazıları fikir üretme cesareti verir.
İyi bir üniversite; öğrencisine sadece bilgi değil, ortam, ağ, kültür ve dönüşüm imkânı sunar.
Bu yüzden seçim yaparken sadece hangi bölümü değil, nasıl bir üniversite ortamında o bölümü yaşayacağını da hesaba katmalısın. Çünkü üniversite sadece seni eğitmez, seni şekillendirir. Bölüm seni meslek sahibi yapar; ama üniversite seni dünyayı değiştirmeye aday biri haline getirir.
Gelecek: Roller değişiyor meslekler dönüşüyor
Dünya Ekonomik Forumu 2025 raporuna göre, 2030’a kadar 92 milyon iş rolü kalkacak ama 170 milyon yeni iş rolü doğacak. Yani bir tarafta kayıplar var, ama diğer tarafta muazzam fırsatlar da.
En hızlı büyüyen iş alanları arasında yapay zekâ uzmanları, veri bilimciler, çevre mühendisleri, yenilenebilir enerji teknisyenleri, büyük veri analistleri ve yazılım geliştiriciler var. Ama sadece teknoloji değil. Bakım ekonomisi de ciddi bir büyüme yaşıyor. Hemşireler, kişisel bakım destekçileri, sosyal hizmet uzmanları ve öğretmenler önümüzdeki yıllarda da en çok istihdam sağlayan roller arasında olacak.
Sosyal medya yöneticileri, içerik stratejistleri, medya analiz uzmanları ve marka hikâye anlatıcıları yeni nesil iletişim rollerinin öne çıkanları. Yaratıcı endüstrilerde ise tasarım odaklı meslekler yükseliyor. UX/UI tasarımcıları, oyun geliştiricileri, dijital prodüksiyon uzmanları ve deneyim tasarımcıları, teknolojiyle yaratıcılığı birleştiren hibrit rollerin temsilcisi olarak dikkat çekiyor.
Gastronomi ve hizmet sektöründe de dönüşüm büyük. Sürdürülebilir mutfaklar, sağlıklı yaşam koçluğu, gastronomi turizmi uzmanlığı gibi alanlar, klasik meslek tanımlarını aşan yepyeni kariyer yolları sunuyor.
Üstelik mesele sadece yeni meslekler değil; mevcut mesleklerin dönüşümü. Öğretmenler artık yapay zekâyla birlikte içerik geliştiriyor, psikologlar dijital platformlarda terapi sunuyor, mühendisler sürdürülebilir tasarımlara yöneliyor.
Kısacası meslekler sabit değil. O yüzden gençlere artık "Ne olmak istiyorsun?" değil, "Hangi sorunları çözmek istiyorsun?" diye sormak gerekiyor. Çünkü bugün geleceğin en büyük gücü, sabit roller değil; uyumlanabilen, üretebilen, dönüşebilen bireyler.
Kendini seç hayalini büyüt
Şimdi bir liste yapacaksın. Tercih listesi gibi görünüyor, ama aslında bir tür niyet mektubu bu. Kime dönüşmek istediğinin ilk cümlesi.
O listeye sadece bölüm adları değil, büyümek istediğin ortamları, öğrenmek istediğin dili, dünyaya nasıl dokunmak istediğini yaz. Sadece bir meslek değil, bir yaşam alanı seçiyorsun.
Çünkü gelecek, yalnızca diplomayla değil, duruşla şekilleniyor.
Yalnızca iş bulmak değil mesele, kendini bulmak.
Ve unutma, bu yolculuk burada bitmeyecek. Seçtiğin bölümle başlayacak ama analitik düşünme, yaratıcı çözüm geliştirme, teknolojiyle akıllı ilişki kurma, öğrenmeyi öğrenme gibi becerileri geliştirmedikçe o yol bir noktada daralacak.
Artık hiçbir meslek sabit değil, hiçbir unvan sonsuza dek yeterli değil. Ama dönüşebilen, öğrenebilen, anlam kurabilen insanlar için hâlâ umut çok büyük.
Bu yüzden ne seçersen seç -merak etmeyi, üretmeyi ve gelişmeyi bırakma.
Çünkü geleceğin en güçlü becerisi, bir başkasının sana verdiği değil; senin kendine kattığın şey.