Bronz ten değil, ‘3. derece yanık’ zamanı mı?
Roma’nın kalbi Via de Corso’da gölgede 35 dereceyi bulan sıcakta ‘saat yerine takvim kullanan’ belediye otobüsünü bir umut beklerken sohbete başladığımız çekik gözlü turist grubundan biri “Hava çok iyi!” diyor. Sıcaktan göz kapaklarımı güçbela aralayarak, hayretle bakıyorum. Kahkahayı basıyor: “Biz Singapur’dan geldik. Bizim için bahar havası gibi. Hiç değilse nem yok.”
Elimde kesin delil yok, ama sanırım geleneksel Avrupa yaz tatili kavramının sonuna geliyoruz. Eskiden mayıs sonundan eylül başına kadar “altın yaz” evresiydi. “Bir haller oldu” diye kıvıracak değilim; tüm insanlık elbirliği ile “pek çok halt ettik” ve iklim zıvanadan çıktı.
2025 yazı itibarıyla Avrupa'nın güneyinde tatil yapmak distopyaya dönüşüyor. Türkiye’den Hırvatistan, İspanya kıyılarına her yer yangın alevlerinin içinde kabusu yaşıyor. Bu aralar Sevilla’da 47, Antalya’da 46, Sicilya’da 45, Atina’da 44 gördük.
“Bugün kaç kişi bayıldı?”
Şu günlerde Avrupa’da tatil yapmaktan memnun tek bir grup varsa, o da Güneydoğu Asya'nın nemli kavurucu ikliminden gelen ziyaretçiler. Japonya’dan güney Çin’den, Singapur ya da Malezya’dan. Kuzeyliler başta olmak üzere Avrupalı yaşlı turistler ellerinde kağıt haritalar terden ıslak mendillere dönmüş halde şehirlerde gölge arıyorlar, gençler telefon ekranlarını güneşten koruma derdinde. Deniz hamam suyu, kaldırımlar kızgın teflon tava… Bir tur rehberi, otel lobilerinde en popüler sohbet konusunu “Bugün sıcaktan kaç kişi bayıldı?” diye aktarıyor.
Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa, özellikle Avrupa’nın emekli turistleri yönünü kuzeye çevirdi. Norveç fiyortları, Finlandiya orman köyleri, Baltık kıyılarında serin rüzgârlar revaçta. Ama her yer ısınıyor. Bu yaz Laponya’da bile 32 derece ölçülmüş, “Noel Baba bile şortla dolaşıyor” esprisi yapılıyor.
Yaz tatili takvimi değişiyor
Euronews’e göre ama esas kırılma, “tatil takviminde” yaşanıyor. Özellikle İngilizler, Almanlar, Hollandalılar son yıllarda yaz tatillerini ağustostan ekime kaydırma derdinde. Serin ama güneşli, eskinin “ölü sezonu” eylül–kasım dönemi revaçta. Otellerde sonbahar rezervasyonları yüzde 20, Ibiza gibi yerlerde yüzde 30 artmış. Seyahat acenteleri yeni broşürlerini artık “Eylül bir mucizedir” temasıyla basıyor.
Peki bu geçici bir trendi mi? Hayır. Avrupa artık dünya ortalamasından iki kat hızlı ısınıyor. Uzmanlara göre her yaz biraz daha fazla “cehennem gibi" olacak, yangınlar erken başlayacak.
Jutarni gazetesine konuşan bir Hırvat turizmcinin yerinde tespitiyle, yaz tatili artık yalnızca “nereye” değil, “ne zaman” diye soru sorduran ince bir strateji işine dönüşüyor. “Güneşe değil, gölgeye yatırım yapan kazanacak gibi görünüyor. Aksi halde Akdeniz yazı artık bronz ten değil, ‘3. derece yanık’ vaad ediyor” diyor.