Bütçede ilk dört ayda yüksek açık

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ naki.bakir@dunya.com

Dünyada küresel tica­ret savaşları ve içe­ride siyasi gerilime bağlı olarak ekonomide kırıl­ganlık ve belirsizliklerin zir­ve yaptığı nisan ayında mer­kezi yönetim 174,7 milyar li­ra bütçe açığı verdi, yılın ilk dört ayındaki açık 885,5 mil­yar lira ile rekor bir düzeye ulaştı. Böylece yılın tümünde öngörülen 1,9 trilyon liralık bütçe açığının yarıya yakını ilk dört ayda verilmiş oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlı­ğı’nın açıkladığı verilere göre, nisanda merkezi yönetim büt­çe harcamaları geçen yılın ay­nı ayına oranla yüzde 46,3 ar­tışla 1 trilyon 132,1 milyar lira oldu, bütçe gelirleri ise yüz­de 60,7 artışla 957,4 milyar li­rada kaldı. Nisan ayında faiz dışı bütçe harcamaları yüzde 32,1 artışla 871,5 milyar lira olurken, faiz ödemeleri yüz­de 128,6’lık bir artışla 260,7 milyar lirayı buldu. Aylık baz­da 175 milyar dolayında büt­çe açığına karşılık, faiz dışı bütçe dengesi ise 85,9 milyar lira fazla verdi. Geçen yıl aynı ayda bütçe açığı 177,8 milyar lira olurken, faiz dışı denge de 63,8 milyar lira açık vermişti.

Dört aylık açık yıllık hedefin yüzde 46’sı

Ocak-nisan dönemleri iti­barıyla bütçe harcamala­rı yüzde 45,3 artışla 4 tril­yon 249,7 milyar ve bütçe gelirleri ise yüzde 50,7 ile da­ha yüksek oranda artarak 3 trilyon 364,2 milyar lira ol­du. Bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı yüzde 76,4’ten yüzde 77,2’ye yükseldi. Geçen yılın aynı dö­nemine göre yüzde 28,1 bü­yüyerek 885,5 milyar lira olan bütçe açığı, yılın tümün­de öngörülen tutarın yüzde 45,9’una ulaştı.

Ocak-nisan dönemindeki bütçe giderlerinin 3 trilyon 525,1 milyar lirasını geçen yı­lın aynı dönemine göre yüzde 37,7 artan faiz dışı harcamalar oluştururken, aynı dönemde faiz ödemeleri yüzde 98,8’lik artışla 724,6 milyar liraya ulaş­tı. Toplam bütçe giderleri için­de faizin geçen yıl ilk dört ayda yüzde 12,5 olan payı bu yıl yüz­de 17,1’e yükseldi. Faiz gideri­nin vergi gelirine oranı da yüz­de 19,9’dan yüzde 25,8’e çıktı.

Geçen yıl ocak-nisan döneminde 326,8 milyar TL olan faiz dışı açık bu yıl aynı dönemde 160,9 milyar lira­ya geriledi. Buna göre bütçe açığındaki büyümede esas olarak faiz giderlerindeki hız­lı artış etkili oldu.

Sosyal güvenliğe dört ayda 538,5 milyar

Cari transferler, ocak-ni­san döneminde yüzde 38,9 artışla 1 trilyon 593,5 milyar liraya ulaştı ve yüzde 37,5’le bütçe giderlerinin en büyük bölümünü oluşturmaya de­vam etti. Program sınıflama­sı bazında yapılan hesapla­maya göre bunun 538,5 mil­yar liralık bölümü sosyal güvenlik sistemine transfer edildi. Kamu teşebbüsleri­ne aktarılan görevlendirme giderleri de dört ayda 508,3 milyar liraya ulaştı. Yerel yö­netimler, fonlar ve ilgili diğer kurumlara gelirden ayrılan pay olarak toplam 404,7 mil­yar lira aktarıldı. Transfer­lerin kalan bölümünü hane halkına, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ve yurt dışına ya­pılan aktarmalar ile tarım­sal destekleme ödemeleri ve benzeri oluşturdu.

Dört aylık personel gideri 1,3 trilyon

Kamu çalışanlarının dört aylık personel gideri yüzde 36,8 artışla 1 trilyon 195,1 mil­yar lira, adına yapılan sosyal güvenlik kurumu devlet primi ödemeleri de yüzde 34,8 artış­la 144,9 milyar lira oldu. Böy­lece dört aylık toplam perso­nel gideri 1 trilyon 340 milyar lira olarak gerçekleşti. Ancak primler de dahil toplam per­sonel giderinin bütçe harca­maları içinde geçen yıl ilk çey­rekte yüzde 33,6 olan payı bu yıl yüzde 31,3’e geriledi.

Ocak-nisan döneminde devletin mal ve hizmet alımları da yüzde 54’le genel bütçe büyümesinin üzerinde bir oranda artarak 252,9 mil­yar liraya ulaştı. Dört aylık bütçe gerçekleşmelerinde en hızlı artış ise sermaye trans­ferlerinde yaşandı. Ocak-ni­san döneminde söz konusu transferler 37,5 milyar lira ile toplam bütçe giderinde küçük paya sahip olmakla birlikte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 323,1 artış göster­di. Geçen yılın aynı dönemin­de bu kalem sadece 8,9 mil­yar lira olmuştu. Bu yılki ar­tış, sosyal konut finansmanı için Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) şubat ayında yapılan 22,9 milyar liralık aktarma­dan kaynaklandı. Devletin ya­tırım harcamaları kapsamın­da sermaye giderleri de dört ayda yüzde 62,9 artışla 93,5 milyar lira olurken, borç ver­me kalemi geçen yılın eş dö­nemine göre yüzde 51 azalışla 51,5 milyar liraya geriledi.

Vergide yıllık hedefin dörtte biri

Bütçe gelirlerinin en büyük bölümünü oluşturan vergide ocak-nisan dönemi tahakkuku geçen yılın eş dönemine göre yüzde 44,9 artışla 4 trilyon 245,7 milyar lira olurken, aynı dönemde tahsilat yüzde 53,4 artışla 2 trilyon 810,1 milyar liraya ulaştı. Buna göre geçen yıl ilk dört ayda yüzde 62,5 olan vergi tahsilatının tahakkuka oranı bu yıl yüzde 66,2’ye yükseldi. Ancak yılın geride kalan üçte birlik döneminde, tümünde öngörülen 11,1 trilyon liralık vergi gelirlerinin ancak dörtte biri toplanabildi.

Vergi dışında en büyük gelir kalemi olan ve yılbaşında yüzde 43,93’lük yeniden değerleme oranında artırılan faiz, pay ve cezalarda 258,6 milyar lira ile geçen yılın aynı dönemindekinden sadece yüzde 10,9 daha fazla tahsilat yapılabildi. Teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler, sermaye gelirleri ve alacaklardan tahsilatlarla birlikte toplam “genel bütçe” gelirleri dört ayda yüzde 50,2 artışla 3 trilyon 245,6 milyar liraya ulaştı. İlk dört aydaki özel bütçeli idarelerin öz gelirlerinden 67,2 milyar, düzenleyici ve denetleyici kurum gelirlerinden de 53,1 milyar lira merkezi yönetim bütçesine aktarıldı.

Yüksek açığın sonuçları

 -Devletin gelirinden daha fazla para harcaması oluşan bütçe açığının ekonomik etkilerinin başında artan borç yükü geliyor.

-Açığı kapatmak için sürekli borçlanmaya ihtiyaç duyan devletin sırtına giderek daha yüksek faiz yükü biniyor.

-Oluşan mali istikrarsızlık sarmalı devletin asli hizmetleri için gerekli harcamaların önüne geçiyor; altyapı, eğitim sağlık gibi önemli alanlara yatırım olanaklarını sınırlıyor.

-Biriken borç yükü, ödemekten sorumlu olacakları için gelecek nesiller üzerinde de baskı yaratıyor.

-Bütçe açıkları enflasyonist sonuçlar doğuruyor, enflasyonla mücadeleyi güçleştiriyor.

-Açıkları borçla finanse etme yöntemi, ekonomideki para arzını artırıyor. Sonucunda para biriminin değeri düşüyor, fiyatlar yükseliyor, bireylerin satın alma gücü aşınıyor.

-Yüksek borç düzeyi yatırımcılar, işletmeler ve tüketicilerde belirsizlik ve güven kaybı yaratıyor. Güven eksikliği yatırımları caydırabiliyor, ekonomik büyümeyi baskılıyor.

Son bir yılda faize 1,6 trilyon TL

Nisan sonu itibarıyla son bir yılda ise bütçe harcamaları 12 trilyon 102,4 milyar, bütçe gelirleri 9 trilyon 802 milyar ve bütçe açığı 2 trilyon 300,4 milyar liraya ulaştı. Son bir yılda 1 trilyon 630,6 milyar liralık faiz ödendi, 10 trilyon 471,8 milyar lira tutarında faiz dışı harcama yapıldı; faiz dışı denge 669,8 milyar lira açık verdi. Son bir yıldaki faiz dışı harcamalar içinde en büyük bölümü 4 trilyon 309,8 milyar lira ile cari transferler oluştururken, sosyal güvenlik primleri ile birlikte personel giderleri 3 trilyon 356,9 milyar liraya, sermaye gideri ve transferleri toplamında yatırım gideri 1 trilyon 708,5 milyar liraya, mal ve hizmet alımları 833,6 milyara ulaştı, borç verme kalemi de 263 milyar lira oldu.

Nisan sonu itibarıyla son bir yılda vergi gelirleri 8 trilyon 283,2 milyar liraya ulaşırken, teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, alınan bağış ve yardımlar, faiz, pay ve cezalar, sermaye gelirleri ve alacaklarda toplam tahsilat 1 trilyon 241 milyar lira, özel bütçeli idarelerden aktarma 223,7 milyar, düzenleyici ve denetleyici kurum gelirleri 54,2 milyar lira olarak gerçekleşti. 2025-2027 Orta Vadeli Program’da (OVP), bu yılın tümünde 1 trilyon 930,7 milyar lira düzeyinde bir merkezi yönetim bütçe açığı öngörülüyor. Bütçe gelir ve giderlerinde ilk dört aydaki artış ivmenin durumunda yılın tümünde bütçe açığı 2,7 trilyon liraya çıkabilecek.

Bütçede ilk dört ayda yüksek açık - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar