Cambaz ip üstünde oynuyor

“Milei, Fed, Powell, Lisa Cook, finan­sal represyon için yer kalmadı. Deva­mı haftaya” demiştik. İlk sırada Milei vardı, onunla başlayalım.

Rusya üç aya kalmaz batar, Çin çöktü, ne­oliberalizm Arjantin’de serbest piyasa eko­nomisi ile mucize yarattı denirken, liberter­yen Milei’nin veto ettiği engelliler bütçesi ve emeklilere zam kararı kongrede oylanır­ken, Arjantin hazinesinin borç çevirme oranı %70’den %61’e düştü.

Engelliler bütçesinde kız kardeşinin su­istimal ses kayıtları çıkınca, borsa ve peso da çakılınca, ortalık seçim kampanyası ala­nından motorsikletle kaçacak kadar karış­tı. Arjantin’de ekonomik veriler iyi gitmiyor demiştik. Kura baskı ve faizi düşürerek elde edilen liberal (?!) bütçe ve enflasyon başarı­sı (?!) IMF ile bakalım ne kadar sürer? Ana akımda mucizelerine övgü dizenler biz zaten demiştik der mi?

Neoliberalizm versus Jakobenizm

Fed ile devam edelim. Lisa Cook başkan ta­rafından görevden alınmasına rağmen hala görevde. Demek ki neymiş; merkez bankası bağımsızlığı her şeyin üstündeymiş mi deme­liyiz, yoksa bu hukuksuzluk bizim faiz mali­yetimizi, enflasyonumuzu, maaşımızı, emek­limizi, direkt etkiliyor diye mi düşünmeliyiz? Görevden alınan bir Fed guvernörü 16-17 Ey­lül’de faiz kararı için oy verirse, Pulte’nin (U.S. Director of Federal Housing) üçüncü mortga­ge suiistimalini ortaya çıkardığı yerde, alınan kararın şeffaflığından ne kadar söz edilebilir?

Daha önce de yazdık, hazinelerin bağımsız­lığı esas önemli ve kritik olandır, merkez ban­kalarının bağımsızlığı bunun üstünde ola­maz. Ayrıca Fed sadece merkez bankası değil. Aynı zamanda bir düzenleyici ve denetleyi­ci kurum. Liyakat, hukuk, şeffaflık, merkez bankacılığı örneği diyen ana akıma, bugün Fed binası renovasyon bütçesini %30 aşar­ken, InvestAzoria CEO’su James Fishback “kurumlara olan güveni yeniden tesis etme­liyiz” diyor. Hani şu geçen sene, İsveç Mer­kez Bankası tarafından Alfred Nobel anısı­na ekonomi ödülü verilen kurumların önemi var ya. Diğer yandan Ron Paul’ün ABD Ana­yasasına aykırı dediği Fed. Yani hukuksuzluk Trump’ın kararı mı, Cook’un mortgage beya­nı mı yoksa adalet arayışı kurucu babalarının anayasasında mı?

Ekonomi profesörü Daniela Gabor X’te “Merkez bankası bağımsızlığına dair neoli­beral doktrin bir ipliğe bağlı ve kalbine kazık saplayanın Trump olması utanç verici.” yazdı.

Dünya Bankası eski başekonomisti profesör Branko Milanoviç ise X’te “Trump’ın ekono­mik politika yapımındaki sorumluluğu fiilen yürütme ve yasama organına geri getirmek is­temesi, onlarca yıldır merkez bankalarının de­mokratik olmayan yapısından şikayet edenle­rin ise şimdi Fed’in bağımsızlığını savunması ise çok ironik” yazdı.

Dominik A. Leusder’in (28.08.2025) Jaco­bin makalesi “The Long Twilight of Central Bankism” ise muhteşem, kaçırılmaması gere­ken bir özet veriyor ve merkez bankası bağım­sızlığının aslında neoliberalizmin bir diktesi olduğunu anlatıyor.

İktisat biliminde hepsi var

Bugün KKM tartışanlara makro ihtiyati tedbirlerin olduğu bir makaleyi hatırlatalım (Başçı ve Kara, 2011). Faiz koridoru, düşük politika faizi, ROM/ROK (ZK) ile para politi­kası miksi denemesinin ilk bulgularının cari açıkta olumlu sonuç verdiğini yazıyor.

KKM niye başarılıydı, çünkü kur ve faiz ara­sındaki ilişkiyi kırarak bağımsız bir para poli­tikasına imkân sundu. Faiz ile enflasyon ara­sında aslında ilişki olmadığı da iktisat litera­türünde var. Hele arz ve enerji enflasyonunda faize dokunmak gereksiz diyen Bernanke’yi çok yazdık. Düşük faiz, finansal represyon ile bütçede amacına fazlası ile hizmet etti.

KKM için “hesaplamaya gerek yok, mali­yeti ölçülemez” denirken zikredilen rakam(­lar), TCMB yıllık raporlarındaki veriler ile uyumlu değil. KKM gideri merkez banka­sı değerleme hesabında yıllara sari aktiftir, vergilerimizle ödenmez, hazineye yük ol­maz. Başta giren döviz neyse sonda çıkan dö­viz odur. Aradaki fark TL bir varlıktır. Dola­rizasyona dâhil edilmez. Bitirilmesi gereken KKM değil DTH’lardır.

Kur farkı ödeyenle ürünü satan farklı ol­duğundan kayıp olan bir opsiyon primi filan yoktur, çünkü ortada hesaplanan bir “strike price” yoktur, bu yüzden bir örtülü faiz de de­ğildir. Ayrıca finansal yönetimde sadece satı­lan malın maliyetine bakılmaz. Likiditeye, ge­lirlere ve en sondaki kara bakılır.

Yazara Ait Diğer Yazılar