Dijital göçebelik ve vergi avantajları
Dijital göçebelik, uzaktan çalışmanın ve dijital teknolojilerin hayatın merkezine yerleşmesiyle birlikte son yıllarda hızla yayılan yeni bir yaşam tarzı. Dünyanın herhangi bir köşesinden çalışan bu bireyler, sadece iş yapma biçimlerini değil, vergi sistemlerini de zorluyor. Çünkü dijital göçebeler hem vatandaşı oldukları ülkede hem de yaşadıkları ya da gelir elde ettikleri ülkede vergiyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu da beraberinde çifte vergilendirme riskini ve giderek daha sık tartışılan sınır ötesi vergi sorunlarını gündeme getiriyor.
Dijital göçebe kimdir?
Dijital göçebeler (digital nomad), internet bağlantısının olduğu her yerden çalışabilen, konumdan bağımsız bir yaşam tarzını benimseyen bireylerdir. Genellikle yazılım, grafik tasarımı, içerik üretimi, çeviri, danışmanlık gibi dijital mesleklere sahip olan bu kişiler, sabit bir ofise veya ülkeye bağlı kalmaksızın, farklı şehir ve ülkelerde yaşayarak gelir elde ederler. Minimalist bir yaşam tarzını benimseyen göçebeler, taşınabilirlik ve çevrim içi çalışma olanaklarını merkeze alarak kariyerlerini sürdürülebilir bir seyahat düzeniyle birleştirmektedir.
Gelişmiş ülke uygulamaları
Avrupa Birliği ülkeleri ve gelişmiş ekonomiler, dijital göçebeler için özel vize programları ve vergi teşvikleri sunmaktadır. İspanya’da 2023 yılında yürürlüğe giren Dijital Göçebe Vizesi, beş yıla kadar ikamet hakkı tanımakta; başvuru koşulu olarak gelirlerin en az %80’inin yurtdışından elde edilmesini şart koşmaktadır. Ayrıca ilk dört yıl boyunca %15 oranında gelir vergisi uygulanmaktadır. Portekiz, D7 vizesi ve uzun süre geçerli olan Non-Habitual Resident (NHR) rejimi ile on yıla kadar bazı gelir türlerinde %0 veya %20 oranlarında vergilendirme imkânı sağlamıştır. 2024 itibarıyla bu rejimde kısıtlamalar getirilmiş olsa da uluslararası çalışanlara yönelik yeni bir sistem hazırlanmaktadır.
Yunanistan, dijital göçmenler için ilk yedi yıl boyunca %50 gelir vergisi indirimi uygulamaktadır. Hırvatistan ise bir yıllık dijital göçebe vizesi vermekte, yurtdışından elde edilen gelirleri yerel vergiden muaf tutmaktadır. Estonya, e-Residency programı ile dijital şirket kurulumunu kolaylaştırmakta ve ülke dışı gelirler için vergi alınmamaktadır. Ayrıca bir yıla kadar geçerli dijital göçebe vizesi sunulmaktadır.
Malta, %15 sabit gelir vergisi oranı ile çalışanlara vergi avantajı sağlamaktadır. İtalya’da ise dijital göçebeler için yeni düzenlemeler hayata geçirilmiş; “Impatriate Regime” kapsamında belirli koşulları sağlayan yabancı çalışanlar için %5 gibi düşük vergi oranları öngörülmüştür. Güney bölgelerinde yaşayanlar için bu oran daha da düşmekte ve %90’a varan vergi indirimi imkânı tanınmaktadır.
Teşvik yapısı
Dijital göçebeleri teşvik eden ülkeler, vergisel bakış açılarını genellikle üç farklı modele dayandırmaktadır. Bunlardan ilki, gelir istisnası tanıyan rejimlerdir. Bu modelde, dijital göçebenin yurt dışı kaynaklı gelirleri ya tamamen ya da belirli oranlarda gelir vergisinden muaf tutuluyor. Hırvatistan, Portekiz’in eski NHR (Non-Habitual Resident) rejimi ve Yunanistan bu yaklaşıma örnek gösterilebilir. İkinci model ise indirimli vergi oranları uygulayan sistemlerdir. Bu sistemlerde dijital göçmenler için standart oranların altında, özel olarak belirlenmiş düşük oranlar uygulanır. Örneğin İspanya’da ilk dört yıl için %15, İtalya’da ise bazı durumlarda %5’e kadar düşen vergi oranları mevcuttur. Üçüncü model ise “ertelemeli vergilendirme” esasına dayanır. Bu yaklaşımda, gelir üzerinden vergi yalnızca dağıtım gerçekleştiğinde doğar. Estonya’nın uyguladığı model, kar dağıtılmadıkça vergilendirme yapılmaması açısından dikkat çekici bir örnektir.
Türkiye’de henüz dijital göçebeler için özel olarak tasarlanmış bir vize veya vergi rejimi bulunmamaktadır. Ancak yazılım ihracatçıları ve bazı uluslararası yatırımcılar için gelir vergisi istisnaları ve teknopark teşvikleri mevcuttur. Yine de mevcut düzenlemeler bireysel dijital göçebeleri doğrudan hedeflememektedir. Türkiye’nin sahip olduğu dijital altyapı, iklim, kültürel çeşitlilik ve yaşam maliyetleri dikkate alındığında, dijital göçebeleri teşvik eden bir yasal düzenlemenin hazırlanması hem ekonomik çeşitliliğe katkı sağlayabilir hem de ülkeye nitelikli döviz girişi yaratabilir.