Ekonomide Ortodoks politikalara dönüş başlarken, enflasyon nitelik değiştiriyor

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist sevket.sayilgan@dunya.com

5 Haziran 2023 de Mayıs 2023 itibarıyla enflasyon oranları açıklandı. Buna göre TÜFE yüzde 39,59, ÜFE yüzde 40,76 düzeyinde gerçekleşti. 2023 yılının başından itibaren düşüş trendi devam ettiğini görmekteyiz.

Bugün biraz enflasyon üzerinde değerlendirme yapmak ve değişen niteliğine vurgu yapmak istiyorum. Enflasyon, genel olarak mal ve hizmetlerin fiyat düzeyinde sürekli ve geniş tabanlı bir artıştır. Enflasyon, bir ülkenin para biriminin değer kaybına neden olur ve bu durum satın alma gücünü azaltır. Enflasyon, ekonomik büyümeye ve işsizlik oranlarına da etki eder.

Enflasyonun nedenleri arasında talep artışı, arz kıtlığı, para arzının artması, faiz oranlarının düşük olması ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar yer almaktadır. Ülkemizde özellikle dışa açık ekonomi (neo liberal) politikaları uygulanmaya başladığından itibaren ki bunu 24 Ocak 1980 kararlarına kadar götürebiliriz döviz kuru ile enflasyon arasında yüksek seviyede geçiş genlik olduğunu görmekteyiz.

Bu da kur hareketleri vasıtasıyla enflasyon sarmalını tetiklemektedir. Özellikle son dönemde Eylül 2021 ile başlayan “Yeni Ekonomi Programı” bir laboratuvar çalışması gibi enflasyon – kur ilişkisini bir kez daha ispat etmiştir. Seçim sonrası belirmeye başlayan ekonomi yönetimi ve uygulanacak politikaların ipuçları tekrar Eylül 2021 öncesine döneceğimiz yönündedir.

Tabi burada bu laboratuvar çalışmasını yapmaya, bilineni tekrar denemeye gerek var mıydı sorusunu da sormadan geçemiyorum… Yaşadığımız enflasyon özellikle maliyet kaynaklı olması (ÜFE>TÜFE) satın alma gücümüzü tüm ekonomi kesimleri yönüyle olumsuz etkilemekte belirleyici olmuştur.

Enflasyon ve satınalma gücü arasında birçok fark ve ilişki vardır. Enflasyon fiyatların genel seviyesindeki artış anlamına gelirken, satınalma gücü bireylerin elindeki gelir ile ne kadar mal ve hizmet satın alabileceğini belirler. Aşağıdaki farklar ve ilişkiler şunlardır: 1. Fiyat düzeyi: Enflasyon yüksek olduğunda, fiyatlar yükselir ve satınalma gücü düşer.

Bunun nedeni, aynı miktarda para ile daha az mal ve hizmet satın alınabileceğidir. 2. Gelir düzeyi: Enflasyon yüksek olduğunda, gelirler de genellikle artış gösterir. Ancak, enflasyonun üstesinden gelmek için yapılan maaş artışları yeterli olmayabilir.

Bu durumda satınalma gücü düşecektir. 3. Faiz oranları: Enflasyon yüksek olduğunda, merkez bankaları faiz oranlarını artırabilirler. Bu da kredi maliyetlerinin artması anlamına gelir ve satınalma gücünü olumsuz yönde etkiler.

4. Tasarruflar: Enflasyon yüksek olduğunda, tasarrufların değeri de düşer. Bunun nedeni, tasarrufların satınalma gücünün azalmasıdır. 5. Ticaret: Enflasyonun yüksek olduğu bir ülkede mal ve hizmetlerin fiyatı düşük olan ülkelere ticaret yapmak daha avantajlı hale gelir. Bunun nedeni, satınalma gücünün daha yüksek olmasıdır. Enflasyon ve satınalma gücü arasındaki ilişkiler karmaşık olabilir.

Ancak, genel olarak enflasyon yükseldiğinde, satınalma gücü düşer ve ekonomik aktivitede azalma görülebilir. Bu nedenle, merkez bankaları enflasyonu kontrol altında tutmak için çaba gösterirler. Enflasyonun 2023 Mayıs sonuçları itibariyle geldiği seviye karşımıza iki durum tespitini getirmektedir.

1- Enflasyonun baz etkisinin yılın ikinci yarısında lehimize etki göstermeyeceği, 2- Enflasyonun maliyet kaynaklı yapısının talep kaynaklı olmaya doğru evrilmesi, 2022 yılının aylık enflasyonlarının 2023 yılının yıllık enflasyonuna etki ettiğini bilerek, 2022 yılının ilk 6 ay enflasyon toplanı %36,55 iken, ikinci altı ayda bu toplam oran yüzde 14,51 seviyesine düşmüştür.

Bu seviye farkı 2023 yılının ikinci yarısındaki enflasyon gerçekleşmelerini ters baz etkisi olarak yansıyacaktır. Mayıs 2023 itibariyle TÜFE ÜFE farkı yüzde 1,17 düştüğünü görmekteyiz. 2023 yılının ikinci yarısında da farkın TÜFE lehine gerçekleşmesi beklenmelidir.

Bunun değişimi alınacak ekonomik kararlarda talep kısıcı önlemlerin daha öncelikli olması yönüyle ağırlık kazanacağı beklenmelidir. Son söz: Enflasyon ekonomide en büyük sorundur, Yapısal çözümleri önceliklendirmeden faiz ve kur dengesi sağlanamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar