Elden ödeme ve düşük prim bildirimi işverenleri büyük risk altına sokuyor

Çalışanlar emek­li aylıklarını nasıl yükseltebilir?**

Türkiye’de uzun yıllardır süregelen önemli sosyal güven­lik sorunlarından bi­ri, çalışanların ücret­lerinin bir kısmının bankadan, bir kısmı­nın ise “elden” öden­mesi uygulamasıdır. İşveren ta­rafından SGK’ya düşük ücretle prim bildirilmesi, çalışanların hem çalışma hayatı boyunca hak kayıplarına yol açmakta hem de emeklilik döneminde bağlanacak aylığın ciddi biçimde düşük olmasına neden olmaktadır.

Bu tablo, hem çalışanlar hem de işverenler açısından ağır hu­kuki ve mali sonuçları beraberin­de getirmektedir.

Gerçek ücret bildirilmediğinde emekli aylıkları dramatik biçimde düşüyor

Somut bir örnekle anlatalım:

* Çalışan, SGK’ya asgari ücret üzerinden bildirilmiş olsun.

* Oysa fiilen asgari ücretin üç katı ücret almaktadır.

* 7.200 prim günü vardır.

* Gerçek ücretinin 22.104 TL’si bankadan, 44.000 TL’si el­den ödenmektedir.

Bu çalışana SGK’nın bağladığı emekli aylığı:

16.881 TL

Oysa prime esas kazanç gerçek haliyle bildirilmiş olsaydı:

Yaklaşık 30.000 TL emekli ay­lığı alacaktı.

Fark, hayat standardını doğ­rudan etkileyen kalıcı bir gelir kaybıdır.

Çalışan ne yapabilir? – Hizmet tespit davası ile haklar geri alınabilir

Gerçek ücretinin düşük bildi­rilmesi nedeniyle emekli aylığı düşük bağlanan çalışanlar, işve­rene karşı Hizmet Tespit Davası açabilirler. Mahkeme sürecinde çalışan:

* Elden ödeme aldığını,

* Primlerinin düşük bildiril­diğini,

* Gerçekte daha yüksek bir ücretle çalıştığını tanık beyanla­rı, banka hareketleri, işyeri ya­zışmaları, bordro dışı ödeme de­lilleri, meslektaş beyanları, ca­mera görüntüleri gibi pek çok delille ispatlayabilir.

Dava kazanıldığında:

* İşveren, eksik bildirdiği primleri gerçek ücret üzerinden SGK’ya ödemek zorunda kalır.

* Prim farkları gecikme zam­mı ve faizleriyle birlikte tahsil edilir.

* Çalışanın emekli aylığı ye­niden hesaplanır ve yükselir.

* Çalışan, geriye dönük emek­li aylığı farklarını da alabilir.

Ayrıca kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin gibi işçilik alacakları da gerçek ücret üzerinden hesaplanır ve iş­veren açısından maddi yük ciddi şekilde artar.

SGK uzun süredir asgari ücret üzerinden bildirimleri yakından inceliyor

SGK son dönemde denetimle­rini artırmış durumda. Uzun yıl­lardır asgari ücretle çalışan kişi­ler için işverenlere soru yönel­tiliyor, işyerlerinde incelemeler yapılıyor. Denetmenler;

* Çalışanın fiili görevi,

* Emsal ücret araştırmaları,

* Çalışanın pozisyonu ve tec­rübesi,

* Yoğun elden ödeme iddia­ları

gibi unsurları değerlendire­rek eksik prim bildirimini tespit edebiliyor.

Bu nedenle asgari ücret üze­rinden prim bildirimi, bugün SGK açısından otomatik bir risk göstergesi hâline gelmiş durumda.

İşverenler bu riski nasıl yönetebilir?

Düşük prim bildiriminin hem mali hem cezai sonuçları çok ağır olduğundan işverenler aşağıdaki adımlarla risklerini azaltabilir:

Gerçek ücret üzerinden prim bildirimi yapmak.

En etkili ve güvenli çözüm bu­dur. İşverenin hem SGK hem iş hukuku kaynaklı cezaları büyük ölçüde ortadan kalkar.

Elden ödeme uygulamasını ta­mamen kaldırmak.

Kayıt dışı hiçbir ödeme huku­ken savunulabilir değildir ve her tür delille kanıtlanabilir.

Ücret ve yan hak süreçlerini şeffaflaştırmak.

Bordroların gerçeği yansıtma­sı ileride doğacak tüm ihtilafları önler.

İşyeri kayıtlarını düzenli ve doğru tutmak.

Denetimlerde, uyuşmazlık­larda ve davalarda işverenin en güçlü savunma aracı doğru ka­yıtlardır.

Çalışanlar için yol haritası

* Elden ödeme aldıklarını is­patlayabilecek her türlü belge ve kaydı muhafaza etmeliler.

* Emsal ücret araştırmaları yaparak kendi pozisyonlarında­ki çalışanların ücretlerini öğren­meliler.

* Hak kaybı yaşadıklarını dü­şünüyorlarsa bir sosyal güvenlik veya iş hukuku uzmanından des­tek alarak Hizmet Tespit Davası açabilirler.

* Emekli aylıklarını gerekirse yeniden hesaplatabilirler.

Uzman desteği artık bir ihtiyaçtan öte bir zorunluluk

Gerek çalışanlar gerek işve­renler için sosyal güvenlik ve iş hukuku alanı giderek daha tek­nik, daha karmaşık ve daha yük­sek mali riskler içeren bir alan hâline geldi. Bu nedenle taraf­ların hak kayıplarını önlemek, ağır cezalarla karşılaşmamak ve süreci doğru yönetebilmek için sosyal güvenlik ve iş hukuku ala­nında uzman kişilerden profes­yonel danışmanlık almaları bü­yük önem taşır.

Bugün Türkiye’de işveren ve çalışanların en güvenli yo­lu, mevzuata uygun davranmak, doğru bilgi almak ve uzman reh­berliğinde ilerlemektir. Bu yak­laşım hem gelecekte ortaya çıka­bilecek uyuşmazlıkların önüne geçecek hem de tarafların ekono­mik güvenliğini sağlayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar