Elektrikli araçlarda batarya durumu, ikinci el fiyatını da belirliyor
Özellikle son günlerde, ülkemizde de çok konuşulan ve basında da gündeme gelen bir konu önümüze çıkıyor.
Büyüyen bir iklim krizi ve dünyadaki ekonomik görünüm ortasında elektriklendirmenin hızı artarken, içten yanmalı araçlardan elektrikliye geçişin de tartışıldığı bir dönemdeyiz. Elektrikli araçların teşvikler ve Çin üretimi araçlarla ne kadar fiyat rekabeti yarattığı göz önüne alındığında, tüketicilerin benzinli veya dizel bir otomobilin yerine elektrikli araca yöneldiğini görüyoruz.
Aracın ikinci el değeri tüketiciler için önemli bir konu ama geçmiş data değil geleceğe bakmak lazım
Aracın ikinci el değeri, araç sahipliğindeki en önemli tartışmalardan biri. Bir araç, satışıyla birlikte kullanımda olduğu sürece elbette doğal olarak değer kaybetmeye başlıyor, zamanla kullanım, kilometre ve aşınma, ikinci el değerini daha da düşürüyor.
Bir aracın amortismanı, ikinci el değerini etkileyen bir faktör iken, aracı satın alırken ödenen tutar ile günümüzdeki piyasa değeri arasındaki farkı ifade ediyor. Dünya genelinde, çoğu elektrikli aracın ilk yılda değerinin yaklaşık %20’ye yakınını kaybettiğini görüyoruz.
Elektrikli araçlarda amortisman etkisi yeni beliriyor
Bir aracın amortisman oranı; kat ettiği kilometre, genel durumu, arz-talep dengesi, markası ve modeli gibi çeşitli faktörlere bağlı. Elektrikli araçlar söz konusu olduğunda ise batarya sağlığı, teknolojik gelişmeler, devlet teşvikleri, yeni uygulamalar ve politikalar gibi ek unsurlar da amortisman üzerinde etkili oluyor.
Global ekonomik ve mali politikalar, satın alma fiyatlarını ve araçların ikinci el değerlerini etkileyerek amortismanı önemli ölçüde etkiler. Ülkelerde, sübvansiyonlar nedeniyle bir elektrikli araç, bir başka araca göre daha ucuzken; diğerlerinde daha pahalı olabilir. İki model arasındaki vergi yükü, ülkenin özel vergi ve teşvik yapılarına bağlı önemli ölçüde değişebiliyor. Mali teşviklerdeki bu farklılıklar, dünya genelindeki otomobillerin yeniden satış değerleri üzerinde önemli bir etkiye sahip.
Çözüm: Elektrikli araçlarda batarya garantisi
Geçmiş dönemde elektrikli otomobiller, doğuşlarından itibaren içten yanmalı araçlara kıyasla farklı bir ikinci el fiyatlama eğrisi izledi. Daha önce gördüğümüz, özellikle batarya teknolojisindeki hızlı gelişmelerle birlikte, daha iyi menzil ve şarj kapasitesine sahip yeni modeller piyasaya çıktıkça, eski elektrikli araçların daha hızlı değer kaybettiği.
Elektrikli araçlarda geleneksel araç garantileri gibi otomobil üreticileri, elektrikli araç bataryalarını belirli bir süre veya mesafe için kapsar şekilde oluşturuyor. Genellikle burada da yaklaşık sekiz yıl veya 160 bin km garanti verildiğini görebiliyoruz. Bunlar çoğunlukla, bir akünün maksimum kapasitesi belirli bir seviyenin altına düşerse (genellikle %70 civarında) üreticinin üniteyi sizin için değiştireceğini veya onaracağını vaat ediyor. Bu adımlarla, elektrikli araç batarya sağlığı ve performansı konusunda son teknolojik gelişmeler bu endişeleri ortadan kaldıracak gibi gözüküyor.
Arz ve talep dengesinin bir sonucu olarak, dünya da Çin’den gelen daha uygun fiyatlı modellerin piyasaya sürülmesi de ikinci el elektrikli araçların yeniden satış değerleri üzerindeki baskıyı artırabiliyor. Araç fiyatlarının yeniden düzenlenmesi, otomobil üreticilerinin yeni elektrikli araçlar için son yaptıkları fiyat indirimleri, ikinci el pazarını da etkileyecektir. Bu düşük fiyatlar tüketiciler için alım açısından da yeni araçlarda cazip imkânlar sağlıyor.
Bataryalar bir elektrikli aracın üretim maliyetinin en büyük payını ve toplamın yaklaşık %40’ını oluşturuyor. Hammadde maliyetlerinin düşmesi ve küresel elektrikli araç üretim kapasitesinin artması, batarya fiyatlarının gerilemesine katkı sağlıyor. Tarihsel olarak elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlu araçlara göre daha hızlı değer kaybetmiş olsa da ikinci el pazarının olgunlaşması ve talebin artmasıyla bu farkın zamanla azalması bekleniyor. Sonuç olarak, araçların gelecekteki değer kaybı büyük ölçüde tüketici taleplerine bağlı olacak. Elektrikli araç teknolojisi gelişmeye devam ettikçe, bu araçların değerlerini daha istikrarlı bir şekilde koruma olasılığı da artacaktır.