Otomotivde yeni dünyanın keşfi
Küresel otomotiv endüstrisinin kalbi, 20. yüzyılın başında, üç büyük otomobil devi tarafından Detroit’te kuruldu. Devrim niteliğindeki T otomobil montaj hattı, büyük ölçekli otomobil üretiminde yeni bir dönemi başlattı ve otomobilleri ulaşılamaz lüks mallardan milyonlarca eve giren kitlesel tüketim mallarına dönüştürdü. Detroit'teki Model T'nin görkemli günlerinde, dünyada yanmalı motorlu araçların bu kadar yoğun bir şekilde seri üretiminin yapıldığı başka bir yer yoktu.
Yeni ticaret politikaları, yeni dünya arayışları
ABD’nin ticaret politikasının neden olduğu çalkantı göz önüne alındığında, otomobil üreticilerinin yeni stratejilere ihtiyacı olduğu açıkça görülüyor. Otomotiv üreticileri "henüz tepki vermeyen" bir "bekle ve gör" yaklaşımını tercih ederek kısıtlama öneriyor. Durum her zamankinden daha belirsiz olduğu için, gelecekteki yatırımları Asya'ya mı, Avrupa’mı yoksa Amerika’ya mı odaklanacak, bunu izleyeceğiz.
Dünyadaki dört büyük otomobil şehri, Detroit, Stuttgart, Torino ve Koromo, otomotiv endüstrisinin kalbi olmaya devam ediyor. Yeni dönemde bu şehirlerin arasında Shenzen de yerini aldı.
Yeni dönemde Ar-Ge faaliyetleriyle otomotiv sektörünün yapay zekâ, elektrikli araçlar ve ekosistem oluşturma yönünde ilerlemesi, gelecekte ülkelerin bu alanda merkez olabilmek için “otomobil şehirlerine” yeni yatırımlar yapmasını kaçınılmaz hâle getiriyor.
ABD’nin yerleşik ticaret uygulamalarından uzaklaşması, dünya otomobil endüstrisinde kalıcı bir etki bırakıyor. Otomobil üreticileri yeni stratejilerle geleceği planlamaya çalışıyor.
Üretimde yeni dönem: Coğrafi çeşitlilik Otomotiv üreticileri artık üretimin daha fazla coğrafi çeşitlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu yaklaşım, herhangi bir ülkenin ticaret kurallarına bağımlılığı azaltmak ve üretimi farklı bölgelere yaymak anlamına geliyor.
Bu çerçevede “sattığın yerde üret” ilkesi — yani araçların satıldığı pazarlarda üretim yapmak — giderek önem kazanıyor. Henüz tam olarak yerleşmiş olmasa da, değer yaratımının giderek araçların pazarlandığı bölgelere kaymaya başladığı açıkça görülüyor.
Sektör için uzun vadeli planlama zamanı
ABD’nin son dönemde hızla değişen ticaret ve ekonomi politikaları, otomotiv sektörünün yeni stratejiler geliştirmeden bu süreci yönetmesini zorlaştırıyor. Bu politikalar karşısında oluşan sürekli belirsizlik ortamı, uzun vadeli planlama yapmak ve karmaşık tedarik zincirlerini koordine etmek zorunda olan üretici ve tedarikçiler için yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
Yeni oluşan ekosistem, otomotiv sektöründeki belirsizliği derinleştiriyor ve bu durum, zaten birçok zorlukla mücadele eden otomobil üreticileri için önemli bir sorun haline geliyor. Uzun vadede yüksek gümrük tarifelerinden kaçınmak isteyen bazı üreticiler, üretimlerini ABD’ye veya farklı coğrafyalara taşımayı değerlendiriyor. Premium segmentteki bazı markalar ise yeni fabrika kurma fikirlerini araştırıyor ve farklı ortaklık modellerini gündemlerine alıyor.
Sonuç olarak, maliyetlerin artmasıyla birlikte fiyatların da yükselmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu durum küresel talebin azalmasına, dolayısıyla gelir ve kârlarda düşüşe yol açabilir. ABD’nin uyguladığı tarifeler, ekonomik gündemin sadece bir parçası olsa da, tek başına bile piyasalarda dalgalanmaları tetikleyerek küresel ticaretin temellerini tehdit ediyor.
Satışlar yükselirken rekabet ne konumda?
2024 yılında küresel araç satışları, 2023 yılına kıyasla %2,5 artışla 74,6 milyon adede ulaştı. 2024 yılında küresel araç üretimi toplam 75,5 milyon adede ulaşırken, AB'deki araç üretimi, belirgin şekilde zayıf kalarak %6,2 düştü. Kuzey Amerika'da üretim %3,2 azaldı ve geçtiğimiz yıl 11,4 milyon otomobil üretildi. 2024 yılında Güney Amerika'daki otomobil üretimi, 2023'e kıyasla %1,7 arttı. Bu artışta, yaklaşık 1,9 milyon otomobil üreten ve %6,3 artış kaydeden Brezilya etkili oldu. %5,2'lik güçlü bir artış kaydeden Çin, %35,4 pazar payıyla dünyanın en büyük otomobil üreticisi konumunu daha da sağlamlaştırırken, Japonya ve Güney Kore'deki üretim sırasıyla %8,6 ve %1,2 azaldı.
ABD, Asya ve Avrupa arasında yeni pazar dinamikleri
Gümrük vergileri her ne kadar yerel üretimi teşvik etse de, üreticilerin tedarik zincirlerini yeniden yapılandırma sürecinde çeşitli aksaklıklar yaşadığı görülüyor. Örneğin, 2032 yılına kadar 233 milyar ABD dolarına ulaşması beklenen ABD elektrikli araç pazarı dikkat çekiyor. Çinli üreticiler, ABD pazarına sınırlı erişim nedeniyle Avrupa, Türkiye ve Güneydoğu Asya gibi alternatif bölgelere yönelmek zorunda kalıyor. Asya’da ise Hindistan, farklı programlarla yerel üretimi artırarak gümrük vergilerinin yarattığı değişimlerden faydalanıyor.
Avrupalı büyük otomobil üreticileri, ABD’ye yaptıkları ihracatlarda artan gümrük vergileriyle karşı karşıya kalırken, bu durum onları Avrupa içi satışları artırmaya ve yeni ortaklıklara yönelmeye teşvik ediyor. Güneydoğu Asya ülkeleri ise, üreticilerin bileşen üretimi ve montaj için gümrüksüz bölgeler arayışı sayesinde yatırım çekiyor. Öte yandan Latin Amerika, Kuzey Amerika pazarına yakınlığıyla elektrikli araç bileşen üretimi için potansiyel bir merkez olarak öne çıkıyor.