Otomotivde 2026’da en çok konuşacaklarımız
Otomotiv pazarının büyüklüğünün 2025 yılında 2,75 trilyon dolara ve 2030 yılına kadar 3,26 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Değişen tüketici tercihleri, dijitalleşme, elektrifikasyon, dijital olarak desteklenen kokpit iyileştirmeleri ve bağlantılı araç teknolojileri sektörü farklı bir biçimde şekillendiriyor ve yönlendiriyor.
Otomobil üreticileri, yazılım ve güç elektroniği yol haritalarını finanse etmek için platform konsolidasyonunu hızlandırırken; tedarikçiler yarı iletkenleri ve kritik mineral hammaddelerini güvence altına almak için dikey olarak büyüme yoluna gitmeyi tartışıyor. Üreticiler, batarya tesislerine ve gelişmiş sürücü destek yazılımlarına yöneliyor. Bu da uzun vadeli elektrifikasyon getirilerine olan güveni gösteriyor.
2026’da üreticiler birçok farklı konuyu masaya yatırırken, en çok konuşacağımız konular:
Otomotivde yapay zekâ
Elektrikli ve akıllı araçlarla birlikte yapay zekâyı kullanmak ve bu teknolojiyi yönetmek için birçok otomotiv üreticisi Ar-Ge yatırımlarında bu konuya öncelik veriyor ve strateji adımlarının en önemli başlıkları arasına koyuyor.
Yapay zekâ günümüzde otomotivle beraber çeşitli endüstrilerde dönüştürücü bir teknoloji olarak en çok tartışılan konular arasında yer alırken, 2026’da araç sürüş sistemlerinden servis imkânlarına kadar otomotivde birçok adımda karşımıza çıkacak.
Satış ve finansmandan araç kiralamaya, teşhis süreçlerinden bir sorun tespit edildiğinde önleyici bakım planlarına; servis ekibinin sorunu görmeden önce onarım siparişleri oluşturması ve parça siparişi verilmesi gelecekte çok da zor olmayacak.
Tedarik zinciri yönetimi
Otomotiv sektörü pandemi ile birlikte önemli bir dönüşümden geçiyor. Küresel bir arz sıkıntısı, maliyetleri artırıyor veya aracın fabrikadan ne zaman çıkacağını kimsenin doğrulayamadığı için teslimat tarihini belirleyemediği anları gördü.
Bu arada yarı iletken malzemelerindeki kapasite kısıtlamaları, kısa vadeli üretim hacimlerini düşürürken, değer zincirinin en üstünde yer alan tedarikçiler için fiyatlandırma konusunda endişe yaratıyor.
Otomotiv endüstrisi; yarı iletken kıtlığı, lojistik sorunlar, bölgesel savaşlar ve korumacılık politikalarının temel bileşenlerin sevkiyatını aksatması nedeniyle 2026’da en fazla önem vereceği ve en çok konuşacağı noktanın bu olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bir araçta yaklaşık 25.000'e yakın ayrı parça bulunurken bunların çoğu çeşitli bileşenlerden oluşuyor ve günümüzde otomotiv endüstrisi çok sayıda tedarikçiden aynı anda yararlanma olanağı sayesinde doğrusal yapıdan uzaklaşmış durumda. Artık tedarik zinciri, aynı nihai ürüne ulaşan birçok birbirine bağlı aşamadan oluşan karmaşık bir ağa benziyor.
Tedarik zinciri kesintileri artık çok tanıdık bir sorun olarak öne çıkarken, 2026'da otomotiv üreticileri gerçek zamanlı tedarik zinciri ağları aracılığıyla nihayet üstünlük sağlamaya çalışacakları bir döneme giriyorlar. Yalnızca sevkiyatları takip etmekle ilgili değil; üreticiler, distribütörler, bayiler, lojistik sağlayıcıları ve düzenleyici kurumlar arasında şeffaf bir ekosistemde bağlantı kurmaya odaklanacaklar.
Otomotivde dijital ikizler
Dijital ikizler eskiden sadece mühendislik laboratuvarlarına özgüyken artık gerçek otomotiv işletmelerinde kullanılan pratik araçlar hâline gelebilecek. Dijital ikizler artık sadece bir aracı simüle etmek yerine tüm filoları, servis ağlarını ve hatta müşteri deneyimlerini simüle ediyor olacak.
Bu sayede elektrikli araç batarya ömürleri ve garanti kapsamı hakkında senaryolar çalışılabilirken; üreticiler yeni sürdürülebilirlik girişimlerinin emisyon raporlamasını nasıl etkileyeceğini görebilecek, farklı tüketici kitlelerinde farklı sahiplik, abonelik ve kullanım modelleri altında uzun vadeli satış-gelir planlamalarını yapabilecekler. Özellikle değişen e-mobilite ekosistemi ve sahiplik konularında otomotiv üreticilerine ciddi bir rehberlik sağlayacak.
Müşteri sadakatini artıran müşteri deneyimleri
2026'da otomobil artık her şey değil. Değişen müşteri kitleleri ve yeni kuşaklar, sahiplik, kiralama veya mobilite hizmetleriyle ilgili her etkileşimin basit, şeffaf ve kişiselleştirilmiş olmasını bekliyor olacak. Müşteri sadakati yalnızca aracın performansına değil, onu çevreleyen deneyime de dayanacak.
Görünen o ki; 2026'da otomotiv sektöründe başarı, sattığınız veya kiraladığınız araçlardan daha fazlasına bağlı olacak; üreticilerin bu sadakati markalarıyla ne kadar kusursuz bir şekilde bağlayabildiği daha da önemli hâle gelecek. Üreticilerin ve bayilerin, müşterilerin üreticilerden hâlihazırda aldıkları dijital deneyimi daha da yukarıya çıkarmaları gerekecek.