Enflasyon ve büyüme verileri kafaları karıştırdı

Açıklanan bü­yüme veri­si %4.1’lik yıl­lık beklentilerin üzerinde %4.8 olarak gerçek­leşti. Enflasyon ise %1.75’lik bek­lentinin üzerin­de %2.04 olarak açıklandı.

Bekle­nenden yüksek büyüme ve beklenenden yük­sek enflasyon TCMB’nin fa­iz indirimlerinin patikası ve büyüklüğü konusundaki bek­lentileri değiştirdi. TCMB ne yapar? Bu soruyu yanıtlama­dan önce büyüme ve enflas­yon görünümü üzerinde dü­şümeye gerek var.

Büyüme verileri ne söylüyor?

Yıllık büyüme %4.8 olarak gerçekleşirken çeyreklik bü­yüme %1.6 oldu. Büyümeyi iç talep sürüklerken net dış ti­caret negatif etkiledi. Büyü­meye iç talebi katkısı 6.2 pu­an olurken, dış talep 1.4 puan aşağı çekti. İç talebin katkısı 3.4 puan olarak gerçekleşir­ken trend büyümesinin üze­rinde tüketim artışına işaret etti. Yatırımların büyüme­ye katkısı ise 2.2 puan oldu. Yurt içi siyasi risklerin arttı­ğı, yurt dışında ABD’nin ta­rife politikalarının belirsiz­liğinin yaşandığı bir dönem­de yatırımların artışı dikkate değer. Diğer bir önemi katkı da stoklardan gelen 1.2 pu­anlık artış oldu. Kamu har­camaları büyümeyi 0.6 puan aşağı çekti.

Milli gelir verileri ve öncü göstergeler çelişiyor mu?

TCMB’nin İktisadi Yöne­lim Anketi’nde 23 soru şir­ketlere gelecek 12 ayda sa­bit sermaye yatırımı yapma niyetini soruyor. Bu soruya verilen yanıtlara göre şirket­lerin yatırım yapma eğilimi oldukça düşük seviyelerde. Fakat milli gelir verilerine göre güçlü bir yatırım eğili­mi yaşanmış ikinci çeyrekte.

Türkiye’de ISO tarafın­dan açıklanan PMI verileri imalat sanayi üretimine da­ir bizlere bilgi veriyor. Bu ve­riye göre imalat sanayi son dönemde sürekli daralıyor. Fakat milli gelir verilerine göre sanayi çeyreklik bazda %2.3 büyürken, imalat sana­yi %2.5 büyümüş. Bu sektör­lerin yılık büyüme hızları sı­rası ile %6.1 ve %7.

Kapasite kullanım oran­larına baktığımızda 2023 yılından günümüze dü­şüş eğilimi içinde olduğunu gözlemliyoruz. Kapasite kul­lanım oranı düşerken üreti­min artması için çok güçlü bir yatırım ortamı olması ve yatırımlar ile sürekli kapa­site artarken üretimin daha yavaş artması gerekir. Fakat kendi gözlemlerimiz sahada böyle bir durum olmadığına işaret ediyor.

TCMB çıktı açığı projeksiyonu ve büyüme

TCMB’nin son Enflasyon Raporu’nda çıktı açığının ikinci çeyrekte negatif olduğu (ekonominin potansiyelinin altında büyüdüğü) varsayımı üzerine tahminler yapılmış­tı. Fakat ikinci çeyrek verileri çıktığı açığının ikinci çeyrekte nötr olabileceğine işaret edi­yor. Ekonomist Erkin Işık’ın hesaplamaları da bu yönde. Dolayısıyla, para politikasının ekonomik aktivite üzerindeki etkisi TCMB’nin düşündüğün­den daha zayıf ve dezenfalsyon sürecine tahmin edildiği kadar destek vermiyor.

Gıda ve kira sorun olmaya devam ediyor

Bu köşede uzun zaman­dır konut ve gıda fiyatların­daki artışın yapısal sorunlar­dan kaynaklandığı ve bu so­runların üzerine gidilmediği sürece dezenflasyon süreci­ni olumsuz etkileyeceğini di­le getirmiştik. Ağustos ayın­da da durum değişmedi. Gıda ve alkolsüz içeceklerde aylık artış %3.02, yıllık %33.3. İş­lenmiş gıdada aylık %3.8, yıl­lık %31. Ekmek ve tahıllarda aylık artış %5.77, yıllık %38.8. Kiraların aylık artışı %4.61, yıllık %74.3. Eğitim grubunda yıllık artış %60.9 olarak ger­çekleşti. Maliyet enflasyonu olarak takip ettiğimiz üretici fiyatlarında hafif artış gerçek­leşti. Temmuz ayında %24.19 olan ÜFE Ağustos ayında %25.16’ya yükseldi.

Bu veriler çerçevesinde TCMB ne yapar?

TCMB daha önce yaptığı iletişim ile faiz politikasının veriye dayalı bir şekilde yö­netileceğini söylemişti. Mev­cut durumda büyüme verileri ekonominin TCMB’nin tah­mininden daha canlı olduğu­nu gösteriyor. Yani yurt içi ta­lep koşulları güçlü seyrediyor. Aylık enflasyon eğiliminde ise kayda değer bir gerileme ha­la gözlenmedi.

Çekirdek enf­lasyon göstergeleri gerilese de hizmetler enflasyonu hala yüksek. Tüm bunların üzerine siyasi risk algısında artış var. Tüm gelişmeleri bir araya ge­tirdiğimizde TCMB’nin eylül ayı toplantısında daha tem­kinli davranması ve daha ön­ceki 300bp’lik artış beklenti­sinden daha düşük (250bp ve altında) bir faiz indirimi ile yola devam etmesinin makul olduğunu düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar