Engelli emekliliğinde yeni dönem: Vergi indirimi sona erdi, çalışma gücü kaybı esaslı sisteme geçildi
Türkiye’de engelli bireylerin emeklilik süreçlerinde uzun yıllardır uygulanan “vergi indirimiyle engelli emekliliği” dönemi 14 Ocak 2025 itibarıyla tamamen sona erdi. 15 Ocak 2025 tarihli 7538 sayılı Kanun ile birlikte sistem köklü biçimde değişti ve engellilik statüsü yerine artık “çalışma gücü kaybı oranı” esas alınarak emeklilik mümkün hale geldi.
Bu dönüşüm yalnızca teknik bir mevzuat değişikliği değil; aynı zamanda engelli bireylerin çalışma hayatına, sosyal güvenliğe erişimine, rapor süreçlerine ve aylık bağlama kriterlerine doğrudan etki eden geniş kapsamlı bir reform niteliği taşıyor.
Aşağıda önce nelerin değiştiğini, ardından da yeni dönemde kimlerin çalışma gücü kaybı oranı alabileceğini sistematik biçimde ele alıyoruz.
1.Engelli emekliliğinde neler değişti?
(7538 Sayılı Kanun ve SGK Genelgesi Kapsamında)
Aşağıdaki liste, vatandaşların en çok merak ettiği değişiklikleri özet ve anlaşılır şekilde sunmaktadır: 1. Vergi indirimiyle engelli emekliliği tamamen sona erdi
-193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na dayalı “engelli vergi indirimi belgesi” artık emeklilikte kullanılmayacak.
-Bu tarihten sonra vergi indirimi alsanız dahi emeklilik hakkı sağlamıyor.
2.15 Ocak 2025 öncesinde başvuru yapanlar eski sistemden yararlanacak
-Bu tarihe kadar vergi indirimi belgesiyle başvuru yapmış olan 4/a sigortalıları için eski hükümler geçerli.
-Yani bu kişiler hak kaybına uğramayacak. 3. Yeni sistemde engelli emekliliği yok: Çalışma gücü kaybı oranı var
-Artık emeklilik için %40–59 arası çalışma gücü kaybı aranıyor.
Değerlendirme Erişkinler İçin Engellilik Yönetmeliği kriterlerine göre yapılıyor.
4.Prim ve sigortalılık süresi yeniden düzenlendi İlk kez 2008’den önce sigortalı olan ve artık “çalışma gücü kaybı” ile emekli olacak kişiler için:
-%50–59 kayıp: 16 yıl sigortalılık + 3700 gün
-%40–49 kayıp: 18 yıl sigortalılık + 4100 gün
Böylece vergi indirimine dayalı “3600–3700–4000 gün” yapısı terk edildi.
5.Aylık bağlama oranında alt sınır koruması getirildi Eskiden bazı engelli emeklilerin aylık bağlama oranı çok düşük çıkıyordu.
Yeni düzenlemeyle:
-5400 gün üzerinden bağlanan aylıklar için ABO en az %30,
-2000–2008 dönemi için hesaplanan kısmi aylıkta ABO en az %60 olacak.
Bu, özellikle düşük gelir grupları için önemli bir koruma.
6.Kontrol muayenesi usulleri yeniden tanımlandı
-SGK artık tüm kontrol çağrılarını Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapacak.
-Rapor değerlendirmeleri yalnızca yetkili hastanelerden alınmış belgelerle yapılacak.
-Engel oranı %40 altına düşerse aylık kesilebilecek.
7.Engelli raporlarının formatı standart hale getirildi
-Eski tip raporlar kabul edilmeyecek.
-Tüm değerlendirmeler Erişkinler İçin Engellilik Yönetmeliği çerçevesinde yapılacak.
8.Eski genelgelerin büyük bölümü yürürlükten kalktı
-2018–2019–2020 genelgeleri ile 2020 tarihli özel yazı artık geçersiz.
-SGK tüm uygulamayı tek çatı altında topladı.
-Artık engelli emekliliği yok: “Çalışma gücü kaybı” sistemi var
Yeni sistemin özü şu:
Kişinin hastalığı değil, hastalığın onun çalışma gücünü ne kadar azalttığı ölçülüyor.
Bu nedenle her hastalık otomatik olarak “emeklilik nedeni” değildir; ancak EK-1 Hastalık Listesinde yer alan ciddi rahatsızlıklar genellikle %40 ve üzeri rapor alma potansiyeline sahiptir.
Aşağıda bu hastalık gruplarını, herkesin anlayacağı dille sadeleştirilmiş şekilde sıralıyoruz.
III. Çalışma gücü kaybı (%40 ve üzeri) alabilen hastalık grupları
Kimler yeni engelli emekliliğinden yararlanabilir!
1.Epilepsi (Sara)
-Ayda 3’ten fazla nöbet
-Bilinç kaybı olan ağır ataklar
2.İnme – felç – beyin damar hastalıkları
-Vücudun bir kısmında kalıcı güç kaybı
-Yürüyememe, konuşma bozukluğu
3.Parkinson ve benzeri hareket bozuklukları
-Titreme, yavaşlık, kas sertliği
-Denge ve yürüme bozukluğu
4.Serebral palsi ve doğuştan nörolojik hastalıklar
-Zeka geriliği, iletişim bozukluğu
-İleri motor kayıp
5.Omurilik yaralanmaları ve kas hastalıkları
-ALS, kas erimeleri
-Kısmi felçler
-Sürekli sonda–TAK ihtiyacı
6.Multipl Skleroz (MS)
-EDSS 5,5 ve üzeri
-Yürüme, görme veya bilişsel kayıplar
7.Demans
-Gündelik hayatı sürdürememe düzeyinde unutkanlık
8.Ağır psikiyatrik hastalıklar
-Tedaviye rağmen işlevselliği bozan:
-Şizofreni
-Şizoaffektif bozukluk
-Bipolar bozukluk (ileri)
-Kronik psikotik bozukluklar
-Otizm spektrumu
9.İleri derecede görme kayıpları
-Her iki gözde 0.1 ve altı görme
-Görme alanı 10° altı
10.İşitme + denge kaybı
-Cihazla düzelmeyen iki taraflı ileri kayıp
-Kanül gerektiren larenks problemleri
11.Kanserler
Neredeyse tüm metastatik ve tedaviye dirençli kanser türleri %80–100 düzeyinde oran çıkartabilir.
12.Ağır kan hastalıkları
-Talasemi majör
-Orak hücre hastalığı
-Aplastik anemiler
-Myelodisplastik sendrom
-Myelofibrozis
13.Uzuv kayıpları
-Kol, bacak amputasyonları
-Çoklu parmak kayıpları
-Yürüme veya el kullanımını engelleyen durumlar
14.Romatizmal hastalıklar
-Skleroderma, lupus, vaskülit
-İleri eklem deformasyonları
-Ankilozan spondilit (belin %50 ve üzeri eğik–sabit olması)
15.Karaciğer ve bağırsak hastalıkları
-İleri siroz
-Karaciğer nakli
-Fistüllü/stenozlu Crohn
-Kısa bağırsak sendromu
-Parenteral beslenme
ihtiyacı
16.Ağır cilt hastalıkları
-Büllöz hastalıklar
-Yaygın sedef hastalığı (artropatik)
-Kutanöz lenfomalar
-Genetik cilt hastalıkları
17.Kalp hastalıkları
-NYHA 3–4 kalp yetmezliği
-EF < %30
-Pulmoner hipertansiyon
-Dirençli ritim bozuklukları
-Kalp kapak hastalıklarının ağır formları
-Kalp nakli
18.Damar hastalıkları
-Büyük arter tıkanıklığı
-Yara ve doku kaybı ile giden iskemiler
-Tedaviye dirençli lenföde
19.Böbrek hastalıkları
-Diyaliz hastaları
-Böbrek nakli
-Kreatinin ≥4 mg/dl olan durumlar
-Nefrotik sendrom (uzun süreli)
20.Endokrin ve metabolik hastalıklar
-Tedaviye rağmen ağır hipokalsemi/hiperkalsemi
-Adrenal bozukluklar
-Üç sistemi etkileyen ileri diyabet komplikasyonları
21.Solunum hastalıkları
lİleri KOAH, astım
-Akciğer nakli
-Kistik fibroz
-Sık pnömoni/hemoptizi atakları
22.AIDS (ileri evre)
-CD4 < 200
-Fırsatçı enfeksiyonlar
Sonuç: Artık ölçüm “hastalık” değil, “çalışma gücü kaybı”dır
Engelli emekliliği döneminin kapanmasıyla birlikte Türkiye, sosyal güvenlik tarihinde yeni bir çerçeveye geçti.
Bu çerçevede:
-Hastalığın adı değil, günlük hayata ve çalışma kapasitesine etkisi ölçülüyor.
-Raporlar standart hale getirildi.
-Prim – süre – oran ilişkisi yeniden düzenlendi.
-Aylık bağlama formülleri iyileştirildi.
-Hak kayıplarını önlemek için geçiş hükümleri oluşturuldu.