Finansal Koşullar Endeksi ‘ekonomide sert fren olacak’ diyor

Ekonomide ‘fi­nansal ko­şullar’ dediğimiz kavram, paraya ulaşmanın kolay­lığı ve maliyetiy­le ilgilidir. Faizle­rin yüksek, döviz kurlarının oynak ve bankaların kre­di vermekte isteksiz olduğu bir ortamda finansal koşullar sıkılaşır. Bu da tüketim ve ya­tırımı yavaşlatır. Tersine, fa­izlerin düşük, borsanın can­lı, kredilerin bol olduğu du­rumlarda ise finansal koşullar gevşektir; bu da ekonominin daha rahat bir şekilde büyü­mesine olanak tanır.

Günlük frekansta hesapla­dığımız Finansal Koşullar En­deksi’ne göre, son dönemde koşullar aşırı sıkı bir seviye­ye ulaşmıştır. Bu durum, be­lirli bir gecikmeyle ekonomik aktivitede belirgin bir yavaş­lamanın gündeme geleceğine işaret etmektedir.

Finansal koşulları ölçmek

Teorik olarak son derece anlamlı olan finansal koşul­lar kavramını sayısal hale ge­tirmek kolay değildir. Bu alan­da Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Mer­kezi bünyesinde aylık bazda yayımlanan finansal koşullar endeksi önemli bir katkı sağ­lamaktadır. Merkezin Direk­törü Sayın Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, gazetemizde yayım­lanan son yazısında, bu en­deksin şubat ve mart ayların­da ekonomik aktiviteyi des­tekler nitelikte seyrettiğini, ancak nisan ayında yeniden daralma bölgesine geçtiğini belirtmiştir.

Yüksek frekanslı finansal verilerden oluşturduğumuz bizim endeksimiz de son dö­nemde finansal koşullarda be­lirgin bir sıkılaşmaya işaret etmektedir. Ancak bu bulgu­lara geçmeden önce, endeksi nasıl oluşturduğumuzu kısaca açıklamakta fayda var.

Endeksin hesaplanmasın­da; reel faiz (tahvil, kredi, ban­kalararası piyasa), kredi ris­ki (eurobond, CDS), döviz pi­yasası (oynaklık, reel kur) ve borsa (endeks, işlem hacmi) gibi kalemlerdeki gelişmeleri toplulaştırıyoruz.

En sıkı koşullar, daha da sıkılaşabilir

Bu süreçte Temel Bileşen­ler Analizi (Principal Compo­nent Analysis) yönteminden yararlanıyoruz. Bu yöntem, birbirine bağlı çok sayıda de­ğişkeni, bilgi kaybını en aza indirerek daha az sayıda ba­ğımsız bileşenle temsil etme­ye olanak tanımaktadır. Chi­cago Fed’in Ulusal Finansal Koşullar Endeksi (NFCI) de benzer bir yöntem kullan­maktadır. (https://fred.stlou­isfed.org/series/NFCI)

Bu yöntemle yaptığımız he­saplamalara göre, finansal ko­şullar son dönemde tarihsel ortalamanın 1 standart sap­madan biraz daha fazla üze­rinde bir sıkılıkta seyretmek­tedir. (Grafik)

Daha önceki dönemde ko­şulları gevşetici etki yapan kredi riski ve döviz piyasası oynaklığının, artan yurtiçi ve küresel belirsizlikler nede­niyle son dönemde sıkılaştı­rıcı etkide bulunduğu görül­mektedir. Ancak en belirgin sıkılaştırıcı etki, reel faizle­rin hem şirketlerin, hem pi­yasaların, hem de hanehalkı­nın enflasyon beklentilerinin oldukça üzerine çıkmasından kaynaklanmaktadır.

Geçtiğimiz hafta TCMB’nin döviz talebini sınırlamak amacıyla aldığı makro ihtiyati önlemler, finansal koşullarda ilave bir sıkılaşma yaratacak gibi görünmektedir. Özellik­le, tüzel kişi TL mevduat pa­yı %60’ın altında olan banka­lara yönelik olarak, ilgili payı artırmak üzere getirilen aylık 0.3 baz puanlık artış hedefi; TL mevduat faizlerini, dolayı­sıyla fonlama maliyetlerini ve kredi faizlerini yukarı yönlü baskılayacaktır.

Faizlerdeki yükselişe ve kredi büyümesine yönelik kı­sıtlamalara rağmen, kredi bü­yümesi son dönemde güçlü seyrini korumaktadır. Bu du­rumun, piyasadaki nakit sıkı­şıklığına ek olarak, enflasyona yönelik belirsizlik algısı nede­niyle talebin öne çekilmesiyle ilgili olduğunu düşünüyoruz. Ancak finansal koşullardaki mevcut sıkılaşma eğilimi de­vam ederse, önümüzdeki dö­nemde talep görünümünün korunması zorlaşacaktır. Bu da ekonomik aktivitede belir­gin bir yavaşlama olasılığını artırmaktadır.

Bir süre daha sıkı kalabilir

Geçtiğimiz yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde GSY­H’de çeyreklik büyüme sıfıra yakın seviyelerde kalmışken, son çeyrekte yüzde 1.7 ora­nında oldukça güçlü bir artış kaydedilmiştir. Öncü göster­geler, bu yılın ilk çeyreğin­de de benzer şekilde güçlü bir büyümenin gerçekleşti­ğine işaret etmektedir. Tür­kiye’nin çeyreklik potansiyel büyümesinin %1 civarında (yıllık %4-4.5) olduğunu dü­şündüğümüzde, son iki çey­rekte potansiyelin üzerinde bir büyüme hızına ulaşıldığı görülmektedir.

TCMB de son PPK toplan­tısı notunda bu duruma atıf­ta bulunarak şu ifadeyi kul­lanmıştır: “Öncü veriler, yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörü­lenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisi­nin azaldığını ima etmekte­dir.” Bu da talepte bir miktar yavaşlamanın enflasyon açı­sından istenen bir durum ol­duğunu yansıtmaktadır. Bu yüzden de finansal koşulların bir süre daha sıkı kalmaya de­vam edeceği anlaşılmaktadır.

Finansal Koşullar Endeksi ‘ekonomide sert fren olacak’ diyor - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar