Gayrimenkul sektörünün sermaye piyasalarıyla barışması şart
Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su Burak Kutluğ, Türk inşaat sektörünün mevcut modellerle sürdürülemez olduğunu belirtiyor. Sektörün tıkandığını, konuta erişimin zorlaştığını vurgulayan Kutluğ, çözümün finansal piyasalarla entegrasyonda ve kiralık konut gibi yenilikçi modellerde yattığını dile getiriyor.
Türk gayrimenkul sektörü, son dönemde yaşanan dalgalanmalar ve artan maliyetlerle zorlu bir dönemden geçiyor. Sektör temsilcileri, bu durumu aşmanın yolunun finansal piyasalarla entegrasyondan ve yenilikçi modellerden geçtiğini vurguluyor. Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su ve aynı zamanda GYODER Başkan Yardımcısı, KONUTDER Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kutluğ, sektörün artık eski alışkanlıklarıyla devam edemeyeceğinin altını çizdi.
Kutluğ, "Yaşanan dalgalanmalar, alım gücünün azalması, sektörün kalabalıklaşması, arsa ve inşaat maliyetlerinin, iş gücü maliyetlerinin artması gibi çok sayıda başlık var. Bu nedenlerle gayrimenkul sektörü, geliştirme tarafında tıkandı" ifadelerini kullandı. Kutluğ'a göre, sektörün lokomotifi olan B ve C segment, yani beyaz yaka ve küçük esnaf kesimi artık ev alacak durumda değil. Bu durum, Türkiye'de geliştiricilik faaliyetlerinin sona ermesi anlamına geliyor.
Kutluğ, artık erişilebilir konutlara ve devletin yapacağı TOKİ modellerine ihtiyaç duyulduğunu ya da gelir kutuplaşmasından dolayı sadece en üst segmente çalışıldığını belirtti. Kutluğ, Türkiye'de gayrimenkul sektörünün sadece bireyin alımıyla değil, sermaye piyasalarının da işin içine dahil edilmesiyle büyüyebileceğini düşünüyor. "Artık finansal piyasalarla barışarak hareket edilmesi gereken bir dönemdeyiz" diyen Kutluğ, bu entegrasyonun sektöre yeni bir soluk getireceğine inanıyor.
GYO'lar gerçek dönemine giriyor, GYF'ler potansiyel taşıyor
Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının (GYO) sektördeki rolüne de değinen Kutluğ, SPK'nın geçen yıl yaptığı düzenlemeyi önemli buluyor. SPK'nın GYO'ların vergisel avantajını azaltmasına rağmen temettü dağıtılması durumunda vergi dilimini yüzde 10’a çekmesinin GYO’ların gerçek dönemine girmesini ve varlık sebebini kazanmasını sağladığını ifade eden Kutluğ, "Türkiye, gayrimenkulde dünyadaki en önemli geliştiricilerden biri.
Muazzam markalarımız var, çok güçlü kaslara sahibiz ve bölgemizde de söz sahibiyiz. Bu gücümüzü kaybetmemek için sermaye piyasalarında, finans dünyasında yeni modellere geçmemiz gerekiyor" dedi. Kutluğ, gayrimenkulün finansal oyuncuların elinde aşırı türevleştirildiğini ve finansal piyasalarla gayrimenkul oyuncularının barışmak zorunda olduklarını vurguladı.
GYO'lar kadar önemli bir diğer enstrümanın da gayrimenkul yatırım fonları (GYF) ve proje gayrimenkul yatırım fonları olduğunu belirten Kutluğ, "Henüz 3-4 milyar TL'lik bir portföy oluştu, potansiyeli büyük" bilgisini paylaştı. SPK'nın eksikleri düzeltme konusunda çalışmalar yaptığını, bireysel yatırımcılar menkulleştirdiğinde gayrimenkul yatırım fonları adlı yeni bir enstrüman çıktığını ifade etti.
Konuta erişim için "Kiralık Konut Modeli" önerisi
İnsanların konuta erişimini artırmak için yeni yöntemler bulunması gerektiğini dile getiren Kutluğ, GYODER olarak "kiralık konut modelini" önerdiklerini yineledi. Bu modelde, Türkiye'de, özellikle İstanbul'da inşaatların en büyük girdisini oluşturan arsa maliyetinin (bazı bölgelerde yüzde 80'lere varan oranlar) yüksekliği göz önüne alınıyor.
Kutluğ, "Devlet yani kamu arsayı koyuyor, inşaatı müteahhit yapıyor. Aynı yapı – işlet - devret modelinde olduğu gibi sektör finanse eder. Mülkiyet devlete kalır ve kiralama yapar. Kiralayan da kirasını düzgün bir şekilde öder ise devlet konjonktürün müsaade ettiği yerde satın alma hakkını verir. Böylece mülkiyet kazanılmış olur" şeklinde modelin işleyişini anlattı.
Gayrimenkul sektöründe arzın durması halinde tekrar başlamasının büyük zaman alacağını ve bu seviyeye asla gelinemeyeceğini vurgulayan Kutluğ, geliştiricilerin karşılaştığı bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi gerektiğinin de altını çizdi. Sık sık yaşanan ruhsat iptallerinin sektörde büyük mağduriyetler yarattığını ifade eden Kutluğ , "Bir geliştirici ruhsatı alıyor, inşaata başlıyor sonra iptal ediliyor. Sadece gelir kaybı, sermaye kaybı değil; yatırımcı mağdur oluyor, müşteri mağdur oluyor, taşeron mağdur oluyor, ilgili paydaşların hepsi mağdur. Kazanan kimse yok” dedi.
GYO halka arzı için plan 2026’nın ilk çeyreği
Ağaoğlu’nun ikinci halka arzı GYO olacak. Ticari gayrimenkul portföylerinin bir bölümünü Ağaoğlu Avrasya Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na dönüştürdüklerini belirten Kutluğ, “Bu yılın son çeyreği ya da gelecek yılın ilk çeyreğinde halka arzını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Tüm mal varlığımızı koymadık ama oldukça güçlü bir yapı oluşturduk ve zamanla bu yapıya eklemeler de yapacağız.
Şu anda 16-17 milyar TL’lik bir büyüklükten söz ediyoruz. Aslında biz gayrimenkul geliştiricisiyiz ve bunu kalıcı hale getiriyoruz. Yani ikinci kuşakta, üçüncü kuşakta bu markanın devam etmesini sağlayacağız. Bu mıknatıs etkimiz de mevcut varlıklardan gelen sermayeyi, onların akarlarını ve stoklarımızı nakde dönerek hem Türkiye'de hem de kısmen yurt dışında gayrimenkul geliştireceğiz” dedi.
Gelirde enerjinin payı yüzde 50’lere geldi
Ağaoğlu Şirketler Grubu hakkında da bilgi veren Burak Kutluğ, şirketin bir dönüşüm sürecinde olduğunu belirterek, varlıklarının bir kısmını yenilenebilir enerjiye yönlendirdiklerini, tarım ve teknolojide de büyüyeceklerini ifade etti.
Kutluğ, şirketin dönüşümü hakkında şu bilgileri verdi: “Ağaoğlu, 44 yıldır Türkiye'de gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteriyor. Bugüne kadar 7 milyon metrekarede 60 binden fazla konut üretti. Gayrimenkul, Türk kültüründe önemli bir yere sahip, bizler elle tutulabilen şeyleri severiz, “ahirette imam, dünyada mekan” gibi deyimlerimiz, atasözlerimiz var. Ağaoğlu, 2007'de yenilenebilir enerjiyi faaliyet alanlarının arasına dahil etti.
O dönemde Türkiye'de herkes hidroelektrik santrali yaparken biz rüzgarla başladık. 2007'den bugüne kadar 1000 megawatt'a yakın bir portföy geliştirdik. Bunların bir kısmı bugün farklı enerji gruplarının bünyesinde yer alıyor. Birkaç yıl önce yenilenebilir enerjiyi yeniden gündemimize aldık ve önemli adımlar attık. Bu iki sektörün dışında turizm ve yeni başladığımız tarım ile teknoloji geliyor. Şu anda gayrimenkul grup içinde varlık olarak yüzde 80-85 seviyelerinde ancak gelir açısından bakıldığında enerjinin payı yüzde 50'lere geldi.
Holding bünyesinde ciddi bir varlık birikimimiz var ancak son dönemde gayrimenkul tarafından geçen yıl biten Çekmeköy dışında projemiz yok. Biz bu süreçte varlık yönetimine geçtik. Varlık yönetimine geçerken de varlıklarımızın bir kısmını enerjiye kaydırdık. Her ne kadar gelirde enerjinin payı yüzde 50 olsa da varlık olarak da bu payı artıracağız.”
Enerjide sadece Türkiye'de değil Balkanlar'da da büyüyecek
Tatlıpınar Enerji’yi 115 MW'la halka arz ettiklerini ve halka arz gelirinin yüzde 90'ını şirkete enjekte ettiklerini belirten Kutluğ, enerjiyle ilgili hedeflerini şöyle anlattı: “Yaklaşık iki yılda 317 MW kapasiteye ulaştık. Bu kapasitenin sadece 21 MW’ı hidroelektrik, 78 MW'ı güneş, kalan da tamamen rüzgar. Kısa zamanda 350, üç yıl içinde de 1000 MW’a çıkacağız, bunu da rüzgar ve güneşle yapacağız ve tabii depolama alanında da olacağız.
Bu büyümeyi sadece Türkiye üzerinde de yapmak istemiyoruz. Ben Balkanlara çok inanıyorum. Avrupa üzerinde bizim gayrimenkulden gelen marka bilinirliğimizden var, bu da bir mıknatıs etkisi yaratıyor. Çok ciddi baktığımız ülkeler arasında Romanya, Macaristan, Karadağ, Makedonya var, buralarda şirketleşme aşamasındayız.
Önce projeleri oluşturuyoruz. İlgilendiğimiz bir diğer alan ise geleceğin yakıtları arasında yer alan yeşil hidrojen. Bu seviyeye gelmek için gerekli olan yatırım tutarı ise yaklaşık 500 milyon dolar. Geçen yıl bilançomuz TL bazında yüzde 50 büyüdü ama ben hormonlu büyümeye karşıyım, bize iyi büyüme lazım. Zaten 3 milyar dolar varlık büyüklüğünü yönetiyoruz. Bizim büyümemiz akıllı büyüme olmak zorunda.”
Meyve tarımına başladı
Ağaoğlu’nun odağında enerji, gıda, iklim krizi ve barınma var. Bu maksatla Milas'ta yaklaşık 1 milyon metrekarelik bir alanda meyve tarımına başlanmış. Kutluğ, “Henüz yolun başındayız, keçiboynuzu, mandalina ve avokado üretiyoruz, yaban mersinini de eklemeyi düşünüyoruz. Özellikle ithal ettiğimiz ürünlere yoğunlaşıyoruz ayrıca endüstriyel olabilecek marjlı ürünlere. Tarım tarafında önce olayı idrak ettikten sonra büyümeye planlıyoruz ama macera peşinde değiliz” yorumunu yaptı.
Grubun bir diğer odağı ise teknoloji. Burada da gayrimenkul teknolojisini tercih ettiklerini belirten Kutluğ, “Gayrimenkulün ödeme sistemiyle birleştiği özel bir alanı seçtik. Burada da daha önce fiziki olan spor salonlarımızı dijitalleştiriyoruz. Yeni bir alan, yeni bir proje üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.