Gelişmekte olan ülkelerle fark kapatılabilir mi?

Üzeyir DOĞAN
Üzeyir DOĞAN PİYASANIN İÇİNDEN

Faizler ve volatilite endeksleri, küresel ölçüde hisse senetlerindeki trendin devamı için iyi birer gösterge niteliğinde. Buralarda kalıcı bir bozulma görülmediği sürece global ölçüde hisse senedi piyasalarında olacak geri çekilmelerin, ara düzeltmeler ve alım fırsatları olarak kalmaya devam edeceğini, yüksek çarpanla değerlemelerin yılın geri kalanında da devam edeceğini düşünüyoruz.

Yurt içinde makroekonomik göstergelerin büyük çoğunluğunda en kötünün geride kaldığını düşünüyoruz. Kredi Garanti Fonu (KGF) ve alınan mali ihtiyati tedbirler büyüme tarafında etkisini gösterdi. Yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde %5’lik bir büyüme yakalandı. Yılın ikinci çeyreğine yönelik öncü göstergeler %5’in hafif üzerinde bir büyüme oranını işaret ederken, üçüncü çeyrekte baz etkisi nedeniyle büyümenin yüksek seyrini korumasını bekliyoruz. Bu çerçevede ikinci çeyreğin başında %3,3 olarak tahmin ettiğimiz yıllık büyüme tahminimizi %5,3’e revize ediyoruz. Göreceli olarak yüksek seyreden büyüme, enflasyonda yılın son ayı ile birlikte kalıcı olarak tek haneye düşüş beklentisi ve CDS primlerindeki düşüş sermaye piyasalarımız açısından pozitif bir görünüm oluşturuyor. Makro çerçevedeki bu görünümün sermaye piyasalarındaki pozitif trendin kalıcı bir şekilde negatife dönmesini engelleyeceğini düşünüyoruz.   

Son dönemdeki pozitif performansa ve tarihi zirvelerine ulaşılmış olmasına rağmen BIST’in emsallerine göre iskontosu hala yüksek seviyede. BIST 100’ün ilk yarı sonu itibariyle MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksi’ne göre iskontosu %27 civarında bulunuyor. Bu oran tarihsel ortalamaların hala çok üzerinde. Bu durum BIST’in defansif özelliğini ve potansiyelini artırıyor. BIST’in bu iskontosunun tek bir yükseliş trendi ile sonlanmasını beklemiyoruz. Bu farkın azalması için zamana ve bu süreçte Türkiye’nin iç risklerini düşük seviyelerde tutmasına ihtiyaç var. Bu yılın ilk yarısında CDS primlerindeki düşüş Türkiye’ye yönelik risk algısındaki iyileşmeyi gösteriyor. Geçmiş yıllarda 200’ün altındaki CDS primleri TL varlıkların pozitif ayrışma dönemleri olmuştu. Benzer eğilim son aylardaki CDS primlerindeki düşüşlerde de görüldü.

BIST’in orta ve uzun vadeli potansiyelin devam ettiğini düşünmemize karşın, portföylerdeki hisse oranlarının seçici olmak kaydıyla makul seviyelerde tutulmasını (olası düzeltmelerde bu oranın artırılmasını) tavsiye ediyoruz. Mevcut faiz oranlarını göz önünde bulundurduğumuzda risk/getiri beklentisi dengeli olan bir portföyde mevduat eşdeğeri ürünlerin (mevduat, ÖST, fon vs.) ağırlığının %50+ şeklinde olmasını makul olarak değerlendiriyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar