“Girişimciliği küresel bir yolculuğa dönüştüreceğiz”
Sanem Oktar, Entrepreneurs’ Organization (EO) Türkiye’nin yeni başkanı olarak girişimcilikte mükemmeliyetçiliği bırakıp, kolektif öğrenme ve dayanışma kültürünü ön plana çıkarıyor. Türkiye’de erken aşama girişimciliğin zorluklarına dikkat çeken Oktar, kadın girişimciliğini güçlendirmeyi ve İstanbul’u küresel girişimcilik merkezi yapmayı hedefliyor.
Dünyanın önde gelen girişimcilik ağlarından biri olan Entrepreneurs’ Organization (EO) Türkiye yapılanmasında önemli bir görev değişimi yaşandı. Tecrübeli girişimci ve sivil toplum lideri Sanem Oktar, EO Türkiye’nin yeni Yönetim Kurulu Başkanı oldu. 10 yılı aşkın süredir EO üyesi olan Oktar, bu yeni görevle birlikte girişimcilik ekosistemine ulusal ve uluslararası ölçekte yeni vizyonlar kazandırmayı hedefliyor.
Oktar, Türkiye’deki girişimcilik potansiyelini küresel EO ağına entegre ederek yerel girişimcilerin işlerini büyütmelerine ve dünyaya açılmalarına destek vermek istediklerini vurguladı. EO’nun global ölçekte 86 ülkede 19 binden fazla üyesi olduğunu belirten Oktar, Türkiye’deki EO üyelerinin yıllık ortalama 18 milyon dolarlık cirolarıyla önemli bir ekonomik etki yarattıklarına dikkat çekti.
“Girişimcilik yalnızca bir iş kurmak değil, aynı zamanda bir değer yaratma yolculuğu. EO Türkiye olarak daha fazla girişimcinin bu global öğrenme ve paylaşım ağına katılmasını hedefliyoruz” diyen Oktar, genç girişimcileri destekleyecek projelerin de gündemde olduğunu belirtti.
“Kadın girişimciliğini daha görünür yapacağız”
Sanem Oktar, geçmişte KAGİDER başkanlığı görevinde bulunmuş, kadın girişimciliği alanında öncü bir isim. Hala Onursal Üye olan Oktar, kadın girişimciliğini EO Türkiye döneminde de özel olarak önceliklendiriyor. Gururla belirttiği bir diğer konu ise EO Türkiye’nin kadın üye oranının Avrupa’daki en yüksek seviyede olması: “Kadın girişimciler sadece işlerini büyütmek değil, aynı zamanda liderlik tanımlarını yeniden keşfetmek istiyorlar. EO Women Summit gibi etkinliklerle bu dönüşüme alan açmak istiyoruz.”
Oktar, EO Türkiye’de kadın girişimciliğini daha da görünür ve güçlü bir yapıya kavuşturmak istediklerini ifade ediyor. Hâlihazırda EO Türkiye, Avrupa’daki en yüksek kadın üye oranına sahip ülke konumunda. Oktar, “EO’nun sunduğu öğrenme kültürü ve dayanışma ruhuyla Türkiye’de daha güçlü bir girişimcilik ekosistemi oluşturulmasına katkı sağlamak en önemli hedeflerimizden biri” ifadelerini kullanıyor.
“Yalnızca yüzde 15’i başarılı oluyor”
Sanem Oktar’a göre, Türkiye’de erken aşamada girişimci olmak büyük cesaret gerektiriyor. Girişimlerin yalnızca yüzde 15’i başarıya ulaşabiliyor. Çünkü iyi bir fikir sahibi olmak yeterli değil; sağlam bir yapı kurmak, finansmana ulaşmak ve istikrarlı bir şekilde büyümek en büyük zorluklar arasında yer alıyor. Oktar, “Türkiye’de girişimcilik potansiyeli çok yüksek. Ancak erken aşama girişimcilerin en temel sıkıntısı, fikirlerini sağlam ve sürdürülebilir bir yapıya dönüştürürken ihtiyaç duydukları desteğe erişememeleri. Net hedefler koymak, doğru ekip kurmak, müşteri bulmak ve finansal sürdürülebilirlik yaratmak ciddi problemler. Risk sermayesi hâlâ çok sınırlı. Bu da birçok potansiyel girişimi yavaşlatıyor” diyor
“Hatalar girişimciliğin en iyi öğretmenidir”
Sanem Oktar, girişimciliğin yalnızca bir iş değil, kişisel bir dönüşüm yolculuğu olduğunun altını çiziyor. Sanem Oktar’ın girişimciliğe dair belki de en çarpıcı uyarısı, harekete geçmeyi erteleyen mükemmeliyetçilik üzerine: “20’li yaşlarımdaki Sanem’e EO etkinliğinde rastlasaydım ona ‘Mükemmeliyetçi olmayı bırak’ derdim. Çünkü mükemmeliyetçilik çoğu zaman harekete geçmenin önünde bir engel. Hatalar girişimciliğin en iyi öğretmenidir. Cesur ol, dene, yanıl ama yola devam et.”
Oktar, girişimciliği yalnız bir mücadele gibi gösteren anlayışa da karşı. Ona göre başarı; doğru toplulukla, güvene dayalı bir öğrenme kültüründe mümkün. Girişimcilik yalnız bir yolculuk gibi görünse de, seni anlayan insanlarla bir araya geldiğinde çok daha güçlü hissedeceksin. EO gibi yapılar, girişimciliği kolektif bir gelişim alanına dönüştürüyor.”
Sanem Oktar’a göre girişimcilik “rağmenlere rağmen” yol alabilme sanatıdır. Özellikle Türkiye gibi ekonomik ve yapısal zorlukların bulunduğu ülkelerde, girişimcilerin yalnızca fikir değil, direnç, liderlik ve stratejik akla da sahip olmaları gerekiyor. Oktar, “Türkiye’de iş kurmak kolay ama büyütmek zor. Girişimciler sadece işleriyle değil, ülkedeki risklerle de mücadele ediyorlar. Risk sermayesinin azlığı da bu süreci zorlaştırıyor. Devletin yatırım ekosistemini teşvik edecek, adil ve güvenli bir sistem kurması çok önemli” diyor.
“Yatırım yaparken fikre değil, girişimciye bakarım”
Bir melek yatırımcı olarak girişimlerde nelere dikkat ettiği sorulduğunda ise, Oktar’ın net bir yanıtı var: “Bir girişime yatırım yapmadan önce ilk dikkat ettiğim şey, girişimcinin kim olduğu ve neden bu işe girdiği. Liderlik becerisi, dayanıklılığı ve öğrenme isteği varsa, başarı ihtimali artar. Çünkü şirketler, girişimcilerinin gücüyle var olurlar.”
Oktar, EO’nun en önemli katkılarından birinin, girişimcilere bireysel dönüşüm alanı sunması olduğunu vurguluyor. Harvard Business School işbirliğiyle yürütülen liderlik eğitimleri gibi programlar, üyelerin küresel rekabet gücünü artırıyor.
“Girişimcilik çoğu zaman yalnız mücadele verdiğiniz bir yol. EO’da kendimizi yalnız hissetmiyoruz. Birlikte öğreniyor, birlikte gelişiyor, birlikte büyüyoruz. Bu dönemden en büyük beklentim; daha fazla girişimcinin EO’nun bu global ağından beslenmesi.”
EO’ya katılmak isteyen ama tereddüt eden girişimcilere de içten bir çağrısı var Sanem Oktar’ın: “EO, sadece işinizi değil, sizi de dönüştürür. Bu bir girişimcilik ailesi. Sizi anlayan, sizi büyütmek isteyen insanlarla aynı masada olmak, bu yolculuğu çok daha anlamlı kılıyor.”
Küresel girişimciliğin merkezi İstanbul olacak
EO Türkiye, bu yıl 11–13 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan “Transcend: Own Your AI, Own Your Future” temalı uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak. Yapay zekânın girişimcilik üzerindeki etkisinin masaya yatırılacağı bu konferansa, Amerika’dan Hindistan’a, Kenya’dan Avrupa’ya kadar 200’den fazla global girişimcinin katılması bekleniyor. Konferansın yalnızca EO Türkiye’nin değil, İstanbul’un uluslararası görünürlüğü açısından da önemli olduğunu belirten Oktar, “İstanbul’un girişimcilik başkenti olması için birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu etkinlik, yeni iş bağlantıları ve yatırımlar açısından da büyük fırsatlar sunacak” dedi.
Oktar'dan girişimcilere tavsiyeler
Mükemmeliyetçiliği bırak, harekete geç! Girişimciliği yalnız başına yürümeye çalışma. Hızlı olmak yetmez, ekibini yanında taşı. Sadece işe değil, kendine de yatırım yap. Farklı bakış açılarına alan açın. Yatırım alırken problemi tanımlama gücünü gösterin. Risk sermayesi kısıtlı olabilir, dayanıklılığınız sınırsız olmalı. Bir öğrenme topluluğunun parçası olun. Sadece iş değil, liderlik tanımını da yeniden kurun. Potansiyelini fark et. Hatalardan korkma.
İki stratejik program: GSEA ve Accelerator
Yeni dönemde EO Türkiye’nin genç girişimcileri desteklemek için iki önemli programı öne çıkıyor: Öğrencilere yönelik düzenlenen küresel girişimcilik yarışması GSEA (Global Student Entrepreneur Awards) ve erken aşama girişimcilere özel büyüme programı EO Accelerator. GSEA’nin her yıl lise, üniversite ve lisansüstü öğrenciler arasında düzenlendiğini ve Türkiye’den katılan adayların son dört yıldır global finalde yer aldığını belirten Oktar, gençlerin bu platformda iş fikirlerini geliştirme ve global görünürlük kazanma fırsatı yakaladığını vurguladı.
EO Accelerator ise yıllık cirosu 250 bin dolar civarında olan şirket sahiplerini ölçekleme sürecinde destekliyor. Bu programın en çarpıcı özelliği, klasik mentorluk sisteminden farklı olarak yapılandırılmış, hedef odaklı ve birbirinden öğrenmeye dayalı bir model sunması. Programa katılan girişimcilerin %16’sı bir yıl sonunda 1 milyon dolarlık ciroyu geçiyor.