Haziran enflasyonundan faiz indirimine izin çıkacak gibi gözüküyor

Haziran ayında internetten veri kazıma yöntemleriy­le topladığımız fiyatlar doğrul­tusunda oluşturduğumuz enf­lasyon tahminimizi paylaşmak istiyorum. Her ay enflasyon se­petinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan ürünleri doğrudan göz­lemliyoruz. Geriye kalan kalem­leri ise mevsimsel eğilimler ve model bazlı tahminlerle veri seti­mize dâhil ediyoruz.

Haftada iki kez derlediğimiz verilerle elde ettiğimiz sonuçla­rı, raporlarımıza üye olan QNB müşterileriyle ayın üçüncü haf­tasında paylaşıyoruz. Enflasyon­da önemli değişimlerin yaşandığı aylarda ise ön tahminlerimizi ilk iki hafta içinde yayınlıyoruz. Bu süreçte, ana enflasyon rakamının yanı sıra alt gruplar ve çekirdek göstergelerin eğilime dair verdiği sinyaller de büyük önem taşıyor.

Ay içindeki fiyat gözlemleri­mize dayanarak, haziran ayı TÜ­FE enflasyonunun yüzde 1,4 se­viyesinde gerçekleşeceğini tah­min ediyoruz. Bu durumda yıllık enflasyon oranı yüzde 35,4’ten yüzde 35,1’e ge­rileyecek.

Gıda grubunda, seb­ze ve meyve fiyatlarında ürün bazında farklılık­lar görülse de genel eği­lim mevsimsel etkilerle düşüş yönlü oldu. Bu dü­şüşün, diğer alt kalem­lerdeki artışları den­gelemesiyle, gıda ve al­kolsüz içecekler grubunda aylık artışın yüzde 0,5 civarında ger­çekleşmesini bekliyoruz.

Enerji grubunda ise, uluslara­rası petrol fiyatlarındaki artışa paralel olarak akaryakıt fiyatla­rı belirgin şekilde yükseldi. İs­tanbul’da şebeke suyu fiyatlarına zam yapılırken, elektrik ve doğal­gazda ulusal tarifede bir değişik­lik olmadı. Ancak elektrik piyasa takas fiyatlarında bu ay görülen düşüş nedeniyle ortalama elekt­rik fiyatında yüzde 1 civarında bir gerileme yaşanabileceğini öngörüyoruz. (Bu duruma, TCM­B’nin son Enflasyon Raporu’nda yer verilen bir kutu çalışmasında da değinilmişti. Biz de bu hesap­lama yöntemini kullandık.) Bu gelişmeler ışığında, enerji gru­bunda aylık enflasyonun yüzde 2 seviyesine yakın gerçekleşmesi­ni bekliyoruz.

Temel mallar tarafında beklentiler

Temel mallar tarafında, son iki ayda döviz kurundaki artış nede­niyle otomobil fiyatlarında güç­lü yükselişler gözlenmişti. Ancak haziran ayında bu etkinin zayıf­ladığını ve fiyat artışlarının sı­nırlı kaldığını görüyoruz. Beyaz eşya ve elektronik ürünlerde de benzer şekilde, fiyat artışlarının ılımlı seyretmesini bekliyoruz. Giyim grubunda ise mevsimsel artış döneminin sona ermesiy­le birlikte fiyatların bu ay yatay seyretmesini bekleriz.

Hizmet kalemlerinde, geçen ay yavaşlayan lokanta ve yemek hizmetleri fiyat artışlarının bu ay yeniden hızlandığı dikkat çe­kiyor. Tatil dönemi ve mevsim­sel hareketlilik nedeniyle şehir­ler arası otobüs fiyatlarında da belirgin artışlar yaşandığını göz­lemledik. Kira enflasyonunun ise geçen ayki seviyelere yakın sey­retmesini bekliyoruz.

Bu gelişmeler çerçevesinde, C endeksine göre çekirdek enf­lasyonun aylık bazda yüzde 1,7 olacağını ve yıllık bazda yüz­de 35,4’ten yüzde 35,3’e sınırlı bir düşüş göstereceğini hesaplı­yoruz. Geçen ay mevsimsellik­ten arındırılmış aylık enflasyon oranları, TÜFE için yüzde 2, C endeksi için ise yüzde 2,2 olarak gerçekleşmişti. Bu ayki tahmin­lerimiz, söz konusu oranların sı­rasıyla yüzde 2,2 ve yüzde 2,4 olacağı yönünde. Bu da, aylık çe­kirdek enflasyonun mayıs ayına kıyasla hafif artsa da, nisan ayına göre belirgin şekilde daha düşük seyrettiğini gösteriyor.

Paylaşılan ayrıntılar gözlemlerimizle uyumlu

TCMB, son PPK toplantısı no­tunda ve ardından yayımlanan özet bilgilerde, enflasyonun ana eğiliminin mayıs ayında gerile­diğini ve haziran ayında da bu düşüşün sürdüğünü belirtmişti. Paylaşılan diğer ayrıntıların da bizim gözlemlerimizle uyumlu olduğunu görüyoruz.

TCMB, ana eğilim göstergesi olarak B ve C çekirdek gösterge­lerinin yanında, medyan, dina­mik faktör modeli, oynak kalem­leri dışlayan ve kırpılmış ortala­ma göstergelerin ortalamasını takip etmektedir. Bizim C endek­si tahminimizde yükseliş görülse de, diğer göstergeleri tahmin et­mek oldukça zor olduğu için bu ay ana eğilim hakkında net bir yön vermek zor. Ancak talep ko­şullarının daha destekleyici ol­duğunu göz önüne alırsak, ana eğilimde bir düşüş sürpriz olma­yacaktır.

Bu durum, 24 Temmuz’daki PPK toplantısında 250–300 baz puanlık bir faiz indirimi ihtima­lini artırıyor. Piyasada bu sevi­yenin üzerinde bir faiz indirimi beklentisi de var, ancak bu görü­şe katılmıyoruz. Yeni başlayacak bir indirim döngüsünde yapıla­cak ilk faiz indirimi, sonraki in­dirimlerin büyüklüğü açısından da belirleyici olacaktır. Beklen­tilerin hızlı bir indirim süreci­ne evrilmesi, finansal koşullarda ani bir gevşemeye neden olarak, ekonomide hedeflenen yavaşla­ma sürecinin erken sona ermesi­ne yol açabilir.

Son dönemde enflasyon eğili­minde gözlenen iyileşmeye rağ­men, halen düşük enflasyon se­viyelerinden uzak olmamız, pa­rasal koşulların bir süre daha sıkı kalması gerektiğine işaret ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar