Hiç olmadığı kadar çok satılık şirket var!

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR EKONOMİ GÜNLÜĞÜ julide.yigitturk@dunya.com

Pragma’nın Yönetici Direktörü Kerim Kotan, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye gelmeye devam edeceğini belirterek, “Şu anda Türkiye’de hiç olmadığı kadar satılık şirket var. Her ay kapımızı 10 şirket çalıyor. Satıcı tarafta ‘şimdi satmazsam hiçbir zaman satamayacağım’ algısı oluştu” diye konuştu.

Son 10 yılda toplam büyüklüğü 5 milyar doların üzerinde 75 şirketin birleşme ve devralınmasına aracılık eden Pragma’nın Yönetici Direktörü Kerim Kotan, geçmişte yaşanan her türlü politik, finansal, ekonomik iç ve dış krizlere rağmen Türkiye’nin güçlenerek çıktığını ve yine çıkacağını ifade etti. “Yabancı yatırımcı buraya girdiğinde emin olun ki bu ülkenin risklerini sizden benden daha iyi araştırmış, hesaplamış ve bilerek giriyor” diyen Kotan, Türkiye’de olan stratejik yabancı yatırımcılardan en az 20 tanesinin 15 Temmuz sonrası yatırımlarını arttırdığını söyledi. Kotan, “Çünkü buranın gelişmekte olan bir pazar olduğunu ve zikzaklar olacağını biliyor. Dünyadaki paranın büyük bir kısmının sıfır veya negatif faizde olduğu bir ortamda emin olun ki getiri peşinde yatırımcılar Türkiye’deki iyi şirketlere gelmeye devam edecekler” dedi. Türkiye’de şu anda hiç olmadığı kadar satılık şirket olduğundan söz eden Kotan, “Şirket sahipleri zamanında ‘bu rüzgar sonsuza kadar esmez, satmaya niyetiniz varsa satın’ uyarılarına ragmen yavaştan alarak daha iyi değerlemeleri beklediler. 15 Temmuz sonrası da ‘şimdi satmazsam hiçbir zaman satamayacağım’ diye yanlış bir algı oluştu” dedi. Kendilerine her ay gelen 10 şirketten sadece birini müşteri olarak kabul ettiklerini ifade eden Kotan, “Bizim işimiz; her şirketi satmak değil. Satılabilir olduğunu düşündüğümüz, rasyonel fiyat beklentisi olan şirketleri en iyi şart ve koşullarda satışına veya ortaklığına aracılık edip danışmanlık hizmeti vermek. Kapımızı çalan herkesle konuşup şirketlerinin tam anlamıyla bir MR’ını çekiyoruz” ifadesini kullandı.

Türkiye yüzde 30 negatif ayrıştı

2014-2016 yılları arasında seçimler, gezi, 17-25 Aralık, darbe girişimi, terör olayları başta olmak üzere Türkiye’nin yaşamadığı olay kalmadığına dikkat çeken Kerim Kotan, “2015 yılındaki toplam şirket birleşmeleri 2014 yılının üzerindeydi. 2016 yılında ise artan gerginlik, jeopolitik risk, terör olaylarıyla beraber birleşme ve satın alma (M&A) işlem hacminde bir düşüş yaşandı. 17 milyar dolardan yarı yarıya bir düşüş yaşandı ve yaklaşık 9 milyar dolarlık bir hacim oluştu. Buna rağmen gayet iyi durumdayız. Dünyada M&A işlem hacminde yüzde 20 düşüş yaşandığı düşünüldüğünde Türkiye’nin yüzde 30 negatif ayrışması makul bir rakam” dedi.

Yatırımcı kurda stabiliteye bakıyor

Kerim Kotan, Trump’ın ilk 6 ayının hem gelişmekte olan pazarlar hem gelişmiş pazarlar için bir miktar belirsizlik getirse de Türkiye gibi zaten belirsizlik yelpazesinin en uç tarafında duran bir ülkeye daha fazla etkilemeyeceğini kaydetti. Kotan, “Brexit ve Trump sonrası, politik ve kur risklerine sadece gelişmekte olan ülkelerle limitlememek gerekiyor. Bu riskler artık tartışmasız olarak bütün dünyaya yayılmış durumda… 2017 yılı bütün dünyada politik risklerin tavan yapacağı bir yıl olacak” diye konuştu. Türkiye özelinde ise hesaplananların çok üzerinde TL’de kayıp yaşandığını ifade eden Kotan, “Bu durum daha önceden yatırım yapan yatırımcıların getirilerini dolar ve diğer gelişmiş ülkelerin para birimi bazında negatif etkiledi. Yatırımcılar için kur seviyesinden ziyade kurda stabilite önemli fakat en az o kadar politik stabilite, hukuk sisteminin sağlamlığı ve güvenirliliği, Türkiye’nin hub olarak jeostratejik lokasyonu, lokal pazarın büyüklüğü, yatırım teşvikleri-vergiler vs de önemli ” diye konuştu.

Hasarı tam tersine çevirecek fırsat var

2017 yılına ilişkin beklentilerinin olumlu olduğunu ifade eden Kotan, beklentilerini şöyle özetledi: “Türkiye’de referandum şu veya bu şekilde arkada bırakıldıktan sonra ABD’de Trump’ın gelişiyle beraber ABD, Rusya ve Türkiye’nin ilk önce Suriye’de bir ittifak kurabileceğini, arkasından da bunun bölgeye yayılabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin bu masada ücüncü önemli oyuncu olarak yer alması ülkedeki günlük kişi başına tüketimden tutun da yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakışına, turist rakamlarından ülkenin ruh haline kadar bütün konjektürü biranda 180 derece değiştirebilir. Son 2-3 senedir yediğimiz hasarı, aldığımız darbeyi tam tersine çevirecek jeopolitik bir fırsat var, bu fırsatın kullanılması lazım diye düşünüyorum.”

2017’de 1 milyar dolarlık hacim hedefi

Kerim Kotan, Pragma olarak 2016’da da oldukca iyi bir yıl yaşadıklarını ve toplam 500 milyon dolar büyüklüğünde 9 işlem yaparak (7’si kapandı) uluslararası platformda “Türkiye’nin en iyi M&A danışmanı ödülü”nü aldıklarını dile getirdi. Kotan, “Pazar payımızı artırarak devam ediyoruz. 15 Temmuz 2016’dan beri Türkiye’deki irili ufaklı 20 danışmanlık şirketinin toplamda getiremediği kadar yeni yabancı yatırımcı getirdik” diye konuştu. Kotan, 50-250 milyon dolarlık işlemlere aracılık eden Pragma’nın 2017 yılında da 8-10 şirketin satış ve ortaklık işlemine imza atarak 1 milyar dolarlık hacme ulaşacağını tahmin etti.

Yabancı yılın ikinci yarısında gelecek

2017 yılının ikinci yarısından itibaren ılımlı bir ortam oluşacağını dile getiren Kerim Kotan, “Kendini bir miktar Türkiye’ye karşı soğuk ve mesafeli tutan yabancı yatırımcıların gelmeleri 2017 yılının ikinci yarısını bulacaktır. 2017’de satın alma-birleşme işlemlerinin 2016’dan daha iyi olacağını düşünmekle beraber bu artış yüzde 10 seviyelerini geçmez. 2018 yılında ise 2015 rakamlarını tekrar yakalarız. 17-18 milyar dolarlık işlem hacmi ancak 2018 yılında görülür” açıklamasında bulundu.

Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımı artacak

Son dönemde Türk orta ölçekli şirketlerin de yurtdışında şirket satın alma ya da ortak olma yolunda ciddi bir iştahı olduğunu belirten Kotan, bu işlemlere yönelik şu açıklamada bulundu: “Gözünü Türkiye’den yurtdışına diken şirketler; genelde marka bilinirliliği, dağıtım kanalları ve yeni pazar payları peşindeler. Özellikle son 5 senede bu anlamda çok ciddi işlemler yapıldı. Türk şirketleri artık sermaye biriktirdi ve sadece ‘satın alınan’dan ziyade ‘satın alana’ doğru kayış başladı. Bu yönde bir Batı Avrupa bir de Orta Avrupa’daki iki satın almaya biz danışmanlık veriyoruz. 2017 yılında Avrupadaki yavaşlama ile orada ortaya çıkan fırsatlara istinaden Türkiye’den yurtdışına yapılan satın almalarda da artış bekliyorum.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar