İngilizlerin ‘ortak ev sahipliği’ modeli Türkiye’ye geliyor

Fuzul Topraktan, konuta erişimi kolaylaştıracak “Ortak Ev Sahipliği” modelini 2026’da Türkiye’ye getiriyor. Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal, sistemin bireylerin adım adım ev sahibi olmasını mümkün kılacağını ve kira öder gibi konut edinmenin önünü açacağını söyledi.

Fuzul Topraktan, Tür­kiye’de konut edini­minin önündeki fi­nansal engelleri aşmak için yeni bir modeli hayata geçir­meye hazırlanıyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fa­ruk Akbal, “Ortak Ev Sahipli­ği (Shared Ownership)” sis­temini 2026 yılı itibarıyla Türkiye’de uygulamaya ko­yacaklarını açıkladı.“Bu mo­delle ev alırken artık ya hep ya hiç demeyeceğiz,” diyen Ak­bal, konut edinimini kademe­li ve erişilebilir hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Yeni model, özellikle İngiltere’de yaygın olarak kullanılan “sha­red ownership” sistemini te­mel alıyor. Bu sistemde alıcı, konutun örneğin yüzde 25’ini satın alarak içinde yaşamaya başlıyor. Kalan yüzde 75 için kira ödemeye devam ederken, gelirine göre zamanla evin ta­mamını kademeli olarak sa­tın alabiliyor. “Ev biriktirme fikrini anlatmaya çalışıyo­ruz,” diyen Akbal, bunun kla­sik finansman modellerinden farklı olarak, kişilere zamanla konut sahipliği hakkı sundu­ğunu vurguladı.

“Ranta değil aidiyete dayalı bir sistem”

Yeni sistemin kiralık ünite­lerle entegre şekilde çalışaca­ğını söyleyen Akbal, bu sayede hem konuta erişimin kolay­laşacağını hem de kiracıların evle olan duygusal bağlarının güçleneceğini belirtti. “Kiracı olarak bir eve yerleştiğinizde genellikle sahiplenemezsiniz. Ama o evin yüzde 20’sini sa­tın aldığınızda, o ev artık sizin olur. Aidiyet duygusu başlar” dedi.

Modelin rastgele konut­lar yerine, Fuzul Topraktan’ın kendi geliştirdiği projeler üzerinden hayata geçirilece­ğini belirten Akbal, bu yak­laşımın hem sürdürülebilir­lik hem de şeffaflık açısından önemli olduğunu vurguladı. Gerekirse sisteme özel konut­lar satın alınabileceğini, an­cak modelin temelinde planlı ve kontrollü üretimin yer ala­cağını belirtti. “Bu sistemi İn­giltere’de deneyimledim. Baş­ta ikna olmadım. Ama içinde yaşayınca modelin gücünü gördüm. Türkiye’de de aynı etkiyi yaratacağına inanıyo­rum” diye konuştu.

Yeni nesil kooperatif modeli

Fuzul Topraktan’ın geliş­tirdiği “Aşamalı Konut Sahi­bi Olma Sistemi”, klasik ya­pı kooperatiflerinin ortaklık ruhunu markalı konut pro­jeleriyle birleştiriyor. Akbal, bu yaklaşımı şöyle özetliyor: “Markalı konutların güve­ni ve kooperatiflerin ortaklık kültürünü harmanladık. Or­taya erişilebilir, sürdürüle­bilir ve duygusal bağ kurulan bir model çıktı.”

“Konuta erişim sorunu çözmek istiyoruz”

Faruk Akbal, konuta erişim sorununu çözmek için hem finansal hem de yapısal ye­ni modeller geliştirdiklerini söyledi. “Konuta erişimin çö­zümü nedir?” sorusuna yanıt ararken, büyük şehirlerin çe­perlerinde yeni yaşam alanları oluşturmanın kaçınılmaz ha­le geldiğini vurgulayan Akbal, şunları söyledi: “Türkiye’de sistem tamamen kat karşılı­ğı modele dönmüş durumda.

Geliştiricinin sermayesi yok, bankalar da bu projelere kredi vermek istemiyor. Biz bu ne­denle doğrudan arsa alımına yöneldik. Piyasada makul ve cazip bulduğumuz bölgelerde, özellikle İstanbul’un çeperle­rinde Arnavutköy, Ispartaku­le, Pendik, Tuzla, Başakşehir ve Esenler gibi lokasyonlarda kendimize bir hat çizdik. Bu bölgelerde uygun arsa buldu­ğumuzda doğrudan satın alı­yor ve projeleri çok hızlı geliş­tiriyoruz” diye konuştu.

“Belediyeler, en büyük tedarikçimiz haline geldi”

Kamu-özel sektör iş birliği­ni artırmak istediklerini be­lirten Akbal, özellikle bele­diyelerin sahip olduğu kul­lanılmayan arsa stoklarının önemine değindi: “Bugün bir­çok belediye bizimle iletişi­me geçiyor. Çünkü ellerinde değerlendirilmeyi bekleyen ciddi bir arsa stoğu var. Ço­ğu ihalede yalnız kalıyoruz. Türkiye’de doğrudan arsa alıp konut geliştirmeyi plan­layan çok fazla kurum yok.” Pendik örneğini veren Akbal, doğrudan alınan bir arsada maliyetin toplam proje mali­yetinin yalnızca yüzde 25’i ol­duğunu, aynı arsayı kat karşı­lığı almanın çok daha pahalıya mal olacağını belirtti.

“Türkiye’nin ilk erişilebilir konut fonunu kuruyoruz”

Faruk Akbal, Türkiye’de gayrimenkul fonlarının gelişmemesinin nedenini, yatırımcıların kısa vadeli kazanca yönelmesi olarak yorumluyor: “Gayrimenkulün yaşam döngüsü uzun. Yatırımcı ise 3-30 günlük vadeleri tercih ediyor. Biz de buna çözüm olarak, yatırımcıların 3 ayda bir gelirlerini çekebileceği bir fon modeli tasarladık.” Uluslararası bir fon kuruluşuyla birlikte geliştirilen bu model, hem likit hem de erişilebilir konut üretimine kaynak sağlayacak. SPK başvurusu yapılan bu fonun ilk aşamada sadece Fuzul projelerinde test edileceğini belirten Akbal, “Gerçekten işliyor mu görmek istiyoruz. Bu, Türkiye’de olmayan yepyeni bir fon tipi” dedi.

"2025 yıl sonu hedefimiz 18 milyar TL satış hacmi"

 Fuzul’ün 2025’in ilk beş ayında ise 2,5 milyar TL arsa satışı gerçekleştirdiğini açıklayan Faruk Akbal, bu rakamların yaklaşık 13 milyar TL’lik hasılata denk geldiğini ifade etti: “Yıl sonunda konut gelirleriyle birlikte 18 milyar TL’lik bir satış hacmine ulaşmayı planlıyoruz. Geçen yıla kıyasla yüzde 100’ün üzerinde büyüme olacak. 2026 ve 2027 içinse her yıl yüzde 50 büyümeyi hedefliyoruz.” Fuzul’ün bugüne kadar yaklaşık 15 bin markalı konut ürettiğini belirten Akbal, özellikle orta ve alt gelir grubunun ihtiyaçlarını yakından gözlemlediklerini söyledi: “Türkiye’de ev sahipliği oranı son 20 yılda yüzde 65’lerden 55’lere geriledi. Biz bu boşluğa cevap veriyoruz. Sahayı iyi biliyoruz ve ihtiyaca uygun projeler geliştiriyoruz.”

Yazara Ait Diğer Yazılar