İran

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ ragipkutay.karaca@dunya.com

Türkiye’de uluslararası ilişkiler alanında çalışanlar “konu bulma” açısından dünyanın en rahat araştırmacılarıdır. İbn Haldun’un yüzyıllar öncesi açıklamaya çalıştığı coğrafyanın kader olduğu vurgusunu doğrular bir şekilde çevremizde hiçbir zaman bitmeyen sorunları, çatışmaları araştırmaya ve açıklamaya çalışıyoruz. “Coğrafya kaderdir” cümlesinin ardında iki kelimeden daha fazlasının yattığının belki de en aşikâr örneği Türkiye… Çevremizde yaşananların birbiriyle olan bağlantısı da işin cabası…

Dünya aylardır onbinlerce hayata mal olan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı korkuyla izlerken, bir anda gözümüzü sınır komşumuz İran’a çevirdik. Mahsa Amini’nin polis gözetiminde ölmesi sonucu aylardır protestoların sürdüğü İran’da geçen hafta Azerbaycan Büyükelçiliği’ne silahlı saldırı yapıldı, kuzeydeki Azerşehr’deki petrol rafinerisinde büyük bir yangın çıktı, hemen sonrasında İsfahan kentindeki bir mühimmat üretim tesisine dronelarla saldırı düzenlendi. Üst üste yaşanan olaylar uluslararası ilişkilerde denklemlerin karmaşıklığını da gözler önüne serdi.

İran’da 1979'daki İslam Devrimi›nden bu yana düzenlenen en uzun hükümet karşıtı protestolar üç ayı geçkin bir süredir devam ediyor. 500’den fazla kişinin öldüğü tahmin edilen gösterilerde iki gösterici idam edildi. Onlarca gösterici de idam edilmeyi bekliyor. İran›daki protestolardan nasıl bir sonuç çıkacak, bu kimsenin kestiremediği bir bilmece halinde.

İran yönetiminin kaderi dini ideoloji ve bu ideolojiye bağlı olduğu düşünülen güvenlik güçlerinin tavrı ve tabii ki ekonomik yapıyla doğrudan bağlantılı. İranlı kadınların başörtüsünü mecbur kılan yasayı reddeden tavrı, dini rejimi büyük sıkıntıya soktu. Keza, başörtüsü dini ideolojinin simgesi durumunda. Bu simgenin kaldırılması ise neredeyse ideolojinin çökmesi anlamına gelecek.

Bu bilinçle İran rejimi reform düşüncesi içerisine girer mi? Tarih bize otoriter bir rejimin yıkılması öncesinde yapmaya çalıştığı ama sonuç alamadığı reformların varlığını hatırlatır. Bu nedenle İran yönetimi ne pahasına olursa olsun, rejimi korumak amacıyla baskı uygulayacaktır ki, bunun için en önemli unsur güvenlik güçleridir. Ancak bilinen diğer bir gerçek ise güvenlik güçlerinin yönetimsel bir zayıflık gördüklerinde halkın yanında yer aldığıdır. Bu gerçek, yönetim baskısının daha da artmasına neden olacaktır.

İran’da bu gelişmeler olurken planlı olduğu ve İran güvenlik güçleri tarafından herhangi bir tedbir alınmadığı konusunda birçok uzmanın hem fikir olduğu bir silahlı saldırı Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yapıldı. İran yetkililerinin yaptığı açıklama kimseyi tatmin etmedi.

Azerbaycan-İran ilişkisinin uzun zamandır sıkıntılı olduğu biliniyor. Azerbaycan, İran-Ermenistan iş birliğini Türkiye ve İsrail ile dengeliyor. İran, Azerbaycan›ı üçüncü taraflarla iş birliği yapmakla suçlayarak, ülkeyi NATO ve İsrail yanlısı olarak tanımlıyor. İran›da yaşayan Türklere Karabağ’ın işgaline karşı gösteri ve Hocalı Katliamını anma törenleri yapma izni vermeyen İran, Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yönelik saldırı günü Ermenilerin Azerbaycan karşıtı gösteri düzenlemesine izin verdi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahyan’ın “Ermenistan’ın güvenliğine İran’ın güvenliği gibi bakıyoruz” açıklaması bir anlamda “iki devlet tek millet” söylemine karşı da bir meydan okuma…

Bir de Zengezur Koridoru kaygısı mevcut. İran›a göre bu koridorun açılması, İran’ın Ermenistan ile ortak sınırını ortadan kaldırmakla kalmayacak Azerbaycan’ın Ermenistan’ın kontrolü dışında Hazar Denizi’nden doğrudan Türkiye’ye uzanan bir enerji-ticaret koridoru kurmasına yarayacaktır. Bu durum İran için Rusya’ya ulaşamamak ve Kafkasya’da etki alanının azalması anlamı taşıyor. Tabii en önemlisi İran, Azerbaycan’ın, İran’da yaşayan Azeriler için bir cazibe merkezi haline gelmesinden çekiniyor.

Büyükelçilik saldırısının etkileri soğumadan İsfahan kentindeki bir mühimmat üretim tesisine drone saldırısı düzenlendi. Olay, Tahran yönetiminin bir yanda nükleer programını ilerlettiği, öte tarafta Rusya’ya Ukrayna’da kullanması için dronelar sağladığı bir ortamda yaşandı. Saldırıda hangi örgütün veya ülkenin parmağı olduğu tartışılırken, The Times of Israel bu saldırıyı “Mossad, İsrail’in çıkarları için İran savunma tesisini vurdu” başlığı ile yayınladı. Sonrasında The Wall Street Journal gazetesi de saldırıyı İsrail’in gerçekleştirdiğini yazdı.

İran’da son dönemdeki olaylar İran-Azerbaycan-İsrail üçgeninde yaşanıyor gözükse de Azerbaycan’ın ve İran’daki Türk unsurlarının varlığı Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren bir süreci mecbur kılıyor.

Ancak buradaki denge çok önemli. Keza Ortadoğu’da uzaktan gelenlerin politikaları ancak Türkiye-İran ilişkisinin doğru işlemesiyle dengelenebilir. Bu da akıldan çıkarılmamalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sevgiliye kavuşmak; Şuşa 04 Ağustos 2023