KKTC’de öncelik ekonomi olmalı

Bütün yılın yorgunluğunu Eylül ayının ilk haftasında atma şansını bulduk. Yolu­muz ailemizin bir parçasının yaşadığı Kıb­rıs’a düştü. İnsanı bunaltmayan bir hava, üşütmeyen bir deniz. Gerçekten Eylül’de Kıb­rıs mükemmel.

Kıbrıs’a ilk gidişimiz 32 yıl öncesine dayanır. O günden bugüne o kadar çok şey değişti ki insan şaşırmadan edemiyor. Nüfus değişimi en dikkat çeken veri. 90’ların başı ile bugün arasında dört kat fark var. Bugün 500 bine yaklaşan bir nüfus var. Bu nüfus, adanın toplam nüfusunun %36’sı­nı oluşturuyor ki KKTC’de adanın %36’sında kurulmuş durumda. Toprak ile nüfus arasında bir paralellik oluşmuş.

KKTC’nin en önemli sorunu ekonomik istikrar. Keza dış kaynağa bağımlı, ihracatın ithalatı karşı­lama oranı düşük, bütçe dengeleri hiçbir şekilde tutturulamayan bir ekonomik yapı mevcut.

Ekonomik yapı turizm ve yükseköğretime dayanmakta

Turizm sektörü adanın doğal güzellikleri, ta­rihi eserleri ve Akdeniz iklimi sayesinde önemli bir gelir kaynağı. Keza adanın her tarafı bir tu­rizm cenneti. Geçmiş ile bugün arasındaki en önemli farklardan biri bu. 90’ların başında par­makla sayılabilecek kadar büyük tesis varken şimdi 160 büyük tesis bulunuyor. Bugün KKT­C’nin cari açığının %60’ını turizm karşılıyor. Adadaki turizm sektörü 60-65 sektöre etki yapı­yor ki bu da adadaki üreticilerin artmasını sağ­lamış. Anlayacağınız turizmin çarpan etkisi ada insanı için çok önemli.

Turizmin gelişmesi için marina ve yat turiz­mi ile su altı arkeolojisi gibi alanlarda gerçekleş­tirilecek yatırımlar büyük katkı sağlayacak. Di­ğer yandan dünyaya tanıtım ve pazarlamasının yapılması çok önemli. KKTC’nin siyasi durumu bunun önünde engel gibi görülse de Avrupalı tu­ristlerin sayısının artması tanıtımdan vazgeçil­memesi gerektiğini göstermekte.

Türkiye nüfusunun ancak %5’i KKTC’yi gör­müş. Bu noktada KKTC’ye yönelik bir turizm hamlesi fiyat ve ulaşım desteğiyle hareke­te geçirilebilir. Yalnızca Türkiye değil Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üye ülkelerin halkları için de böylesi bir girişim KKTC tu­rizmini daha da yukarıya taşıyabilir. Ada, Türk dünyasının Akdeniz’deki tatil destinasyo­nu olarak konumlandırılır ise turizm olması ge­reken değerini bulur.

KKTC’nin cari açığının %35’ini eğitim sek­törü karşılıyor. İlk ziyaretimizde iki üniversite vardı. Şimdi sayı 24. Bunların içerisinde İTÜ, ODTÜ gibi önemli üniversitelerimizin yerleş­keleri de mevcut. 100 bini aşkın uluslararası öğ­renci bu üniversitelerde eğitim görmekte. Bu durum, KKTC ekonomisine önemli döviz girdi­si sağlamakla birlikte ülkenin yumuşak gücüne ve tanınırlığına katkı sağlamakta. Eğitim sektö­rü için kalite, barınma ve ulaşım sorunları öne çıkıyor. KKTC’de faaliyet gösteren üniversitele­rin mevcut algı yapısını değiştirmesini şart. Ca­ri açığa bu oranda etki yapan bir sektörün artık belirli standartlara ulaşması gerekiyor.

Öğrenciler için barınma sorun. Bunun için öğrenci yurtları önem taşıyor. Bana sorarsa­nız her üniversiteye yurt şartı koyulmalı.

Ulaşım hala pahalı. KKTC’ye direk uçuş ol­madığından uçaklar önce Türkiye’ye iniyor. Sonrasında Türk havayolu şirketleri vasıtasıyla KKTC’ye ulaşılıyor. Bu durumu değiştirebilecek düzenlemeler üzerinde çalışılmalı. Bir öneri Avrupa’dan gelen uçuşlara daha fazla teşvik ve­rilmesi olabilir.

Kıbrıs adası Doğu Akdeniz’de önemli bir liman hüviyetinde

Bu jeopolitik kazanç dikkate alındığında KK­TC’nin dünyada artan deniz ticaretinden pay alması gerekli. Bunun için KKTC’nin Ercan Ha­valimanı, Gemikonağı ve Gazimağusa limanları; Orta Koridor projesinin Akdeniz’e açılan lojistik merkezi haline getirilebilir. Bu limanlarda ortak serbest bölgeler oluşturulabilir. Bu durum siyasi tanınmayı daha kolay hale getirecektir.

Diğer önemli ve gelişen sektör ise inşaat. Sektör, son 10 yılda beş kat büyümüş durum­da. KKTC’de gerçekleştirilen projelerin büyük bölümünü Türkiye’den finanse edilmiş. Dola­yısıyla KKTC’nin hızla büyüyen inşaat sektörü Türkiye için ekonomik gelir kaynağı potansi­yeli taşımakta. Diğer yandan, bu sektörün geli­şimi çevresel hassasiyetleri artırmakta. Bunun için etkin uygulanacak bir “Çevre Master Pla­nı” faydalı olacaktır.

Kuzey Kıbrıs’ta gençler eğitimli ve dona­nımlı. Kendi ülkeleri için katkı vermeye hazır­lar. Mesele bu gençlerin ülkeye olan inanç­ları ve düşünce yapılarını değiştirmek ve onlara bu katkıyı verebilecekleri bir ekonomi sağlayabilmek. Bu görev siyasilere düşüyor. Mecliste oluşturulacak uzlaşma, toplumsal bir uzlaşmaya dönüştürüldüğü zaman birçok so­run Kıbrıs’ın içinde çözülecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar