Küresel ticaretin zorlu yolculuğu: Trump-Şi görüşmeleri

Başkan Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında Güney Kore’de gerçek­leşen son üst düzey görüşme, dünyanın en büyük iki ekonomi­si arasındaki tırmanan ticaret sa­vaşlarında nefes alma alanı yara­tan önemli bir dönemeç olarak kayda geçti.

Bu yumuşama, küre­sel ekonominin büyüme hızının yavaşladığı bir dönemde geldiği için, makroekonomik tutarlılık ve uluslararası ticaret perspek­tifinden derinlemesine analiz edilmelidir. Görüşmelerden çı­kan karşılıklı tavizler, kısa vade­de piyasa güvenini desteklese de, uzun soluklu yapısal anlaşmaz­lıkların devam etmesi, küresel ti­caret sisteminin geleceği üzerin­de belirsizlik yaratmaya devam etmektedir.

Geçici yumuşamanın makroekonomik etkileri

Trump-Şi görüşmesinden çı­kan en somut sonuç, karşılık­lı gümrük tarifelerinde indirime gidilmesi ve Çin’in kritik ürün alımları konusunda taahhütte bulunmasıdır.

-Gümrük tarifelerinde indi­rim ve enflasyon: Trump’ın Çin ithalatına uygulanan tarifeleri yüzde 47’ye indirmeyi kabul et­mesi, ABD’deki üreticiler ve tü­keticiler üzerindeki maliyet bas­kısını (ithal girdi ve nihai ürün enflasyonunu) hafifletme potan­siyeline sahiptir. Makroekono­mik olarak bu, ABD’de tüketim harcamalarını destekleyerek bü­yümeye katkı sağlayabilir. Ancak, tarifelerin hala başlangıç seviye­sinin üzerinde olması nedeniyle, küresel tedarik zincirlerinin ye­niden yapılandırılma eğilimi de­vam edecektir.

-Çin'in stratejik alım taahhüt­leri: Çin’in ABD’den soya fasulye­si ve diğer enerji ürünleri alımı­na yeniden başlama sözü, ABD ta­rım sektörüne önemli bir can suyu sağlayacaktır. Bu taahhüt, özel­likle Trump’ın siyasi tabanı olan çiftçiler nezdinde ekonomik ba­şarı göstergesi olarak sunulacak ve ABD’nin kronikleşen ticaret açığını kısa vadede makul ölçüde azaltmaya yardımcı olacaktır. Bu durum, küresel emtia piyasaların­da fiyat istikrarını da destekleye­cektir.

-Nadir toprak elementleri ve küresel arz güvenliği: Otomotiv, yenilenebilir enerji ve ileri tekno­loji endüstrileri için hayati öneme sahip olan nadir toprak element­leri (NTE) ihracatının sürdürül­mesi anlaşması, küresel tedarik zinciri şoklarının önlenmesi açı­sından en kritik adımlardan biri­dir. Bu, küresel üretimde yüksek teknolojili bileşenlerin erişimini garanti altına alarak üretkenliği ve yatırım güvenliğini artıracak­tır. Trump’ın “tüm dünyayı ilgi­lendiren küresel bir durum” tespi­ti, NTE’nin jeo-ekonomik önemi­ni açıkça ortaya koymaktadır.

Yapısal anlaşmazlıklar: Kalıcı rekabet alanları

Ancak bu geçici “ateşkes”, ti­caret savaşlarının temel itici gü­cü olan yapısal sorunları çözmek­ten uzaktır. Nisan ayında plan­lanan Trump’ın Çin ziyareti, bu derin sorunları çözmeye odakla­nacak; aksi takdirde yumuşama kısa ömürlü kalacaktır. Ziyaretin ana gündem maddeleri, aynı za­manda küresel ticaret sisteminin gelecekteki zorluklarını da yansıt­maktadır:

Yapısal ticaret reformları ve FM hakları

ABD, Çin’in ekonomik mode­linin temel direklerini hedef al­maktadır:

-Zorunlu teknoloji transferi ve fikri mülkiyet (FM): ABD’li şir­ketlerin Çin’de faaliyet göstermek için teknoloji ve bilgi birikimle­rini Çinli ortaklarla paylaşma­ya zorlanması (zorunlu teknoloji transferi) ve FM hırsızlığı iddiala­rı, ABD’nin inovasyon temelli re­kabetçiliğini doğrudan tehdit et­mektedir. Bu konularda somut ve uygulanabilir yasal reformlar ol­madan, ABD yönetimi kalıcı bir anlaşmayı kabul etmeyecektir. Bu reformlar, küresel ekonomik yö­netişimin ve serbest ticaret pren­siplerinin korunması açısından kritik öneme sahiptir.

-Devlet sübvansiyonları ve adil rekabet: Çin’in stratejik sek­törlerdeki yerel şirketlere (özel­likle teknoloji ve imalat sanayi­lerinde) sağladığı geniş kapsamlı sübvansiyonlar, küresel piyasalar­da adil rekabet koşullarını boz­maktadır. ABD, bu sübvansiyon­ların azaltılmasını, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına uyumu artırmayı ve piyasa mekanizma­larını güçlendirmeyi talep etmek­tedir.

B.Piyasaya erişim ve tekno­loji rekabeti

Planlanan görüşmelerde, güm­rük tarifelerinin ötesin­de, ABD’li şirketlerin Çin pazarına erişiminin kolaylaştırılması hedef­lenmektedir. Finansal hizmetler, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde kısıtlamaların kaldırıl­ması, ABD›nin hizmet ti­caretindeki gücünü Çin›­de kullanmasını sağlaya­caktır.

Ancak, müzakerelerin en zor­lu kısmı teknolojik ayrışma (de­coupling) olacaktır. Yapay zeka, kuantum hesaplama ve çip tek­nolojileri gibi ulusal güvenlik ile doğrudan ilişkili alanlardaki ABD-Çin rekabeti, ticari tavizler­le çözülemeyecek kadar derindir. ABD’nin Çin’e uyguladığı ihracat kontrolleri ve Varlık Listesi uygu­lamaları, Çin’in teknolojik bağım­sızlık ve askeri modernizasyon ça­balarını engellemeyi amaçladığı için, bu rekabet uzun vadede de­vam edecektir.

III. Gelecek perspektifi ve makroekonomik tutarlılık

Trump-Şi görüşmesi ve plan­lanan ziyaret, kısa vadede “Faz 1” anlaşmasının ötesine geçen ya­pısal reformları içeren daha kap­samlı bir “Faz 2” ticaret anlaşması beklentisini artırmaktadır.

-Pozitif sonuçların etkisi: Zi­yaretten olumlu ve somut sonuç­lar (özellikle FM ve sübvansiyon­lar konusunda) çıkması, küresel ticaret akışındaki belirsizliği bü­yük ölçüde azaltacak ve küresel ekonomik büyüme beklentilerini yükseltecektir. Bu, şirketlerin ya­tırım kararlarını hızlandırması­na ve yeni istihdam yaratılmasına olanak tanıyacaktır.

-Risklerin devamlılığı: Eğer görüşmelerde yapısal konularda ilerleme sağlanamazsa, ABD’nin korumacı eğilimi yeniden güçle­nebilir ve bu durum ticaret savaş­larının yeniden alevlenmesi, yeni tarifeler ve daha kapsamlı tekno­loji kısıtlamaları getirilmesi ris­kini beraberinde getirir. Bu ise, küresel tedarik zincirlerinin kalı­cı olarak bölünmesine ve küresel ekonomik sistemin parçalanması­na yol açabilir.

Sonuç olarak, mevcut yumuşa­ma kritik bir nefes sunsa da, kalı­cı makroekonomik istikrar için li­derlerin siyasi riskten kaçınarak, yapısal anlaşmazlıkları çözme­ye yönelik kararlılık göstermeleri hayati önem taşımaktadır. Küre­sel ticaretin geleceği, sadece tari­fe indirimlerine değil, adil rekabet ve fikri mülkiyet hakları gibi küre­sel ekonomik yönetişim prensip­lerinin korunmasına bağlıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar