Reel getiri tartışması: Külçe altın zirvede, hane halkı tatminsizliği derinleşiyor

Finansal piyasaların en önemli gündem madde­si, birikimleri enflasyona karşı koruma müca­delesidir. Bu mücadelenin resmi karnesi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranla­rı” bültenleridir.

Enflasyonun yüksek seyrettiği bir makroekonomik ortamda, nominal getirilerin ötesi­ne geçerek yatırımcının alım gücünde sağlanan ger­çek artışı ortaya koyan bu veriler, büyük bir ilgiyle takip edilmektedir. TÜİK’in Ekim 2025 verileri, yatırım araçlarının performansını Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile indirgeyerek detaylı bir tablo sunmakta­dır. Ancak bu tablonun teknik doğruluğu kadar, ha­ne halkı nezdindeki güvenilirliği ve yarattığı tatmin düzeyi de süregelen bir tartışma konusudur.

Ekim 2025 raporu: Külçe altın enflasyonun üstünde

TÜİK raporuna göre, Ekim 2025 döneminde ve tüm uzun dönem değerlendirmelerinde, gelenek­sel güvenli liman olan külçe altın yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan araç olmuştur.

Aylık performans özeti

Aylık bazda incelendiğinde, külçe altın, reel getiri oranlarında açık ara liderliği üstlenmiştir:

-Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde reel getiri: %13,63.

-TÜFE ile indirgendiğinde reel getiri: %12,61.

Külçe altını takip eden ve reel getiri sağlayan di­ğer araçlar şunlardır:

-Yİ-ÜFE ile: Mevduat faizi (brüt) %1,50 ve Dev­let İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %0,79.

-TÜFE ile: Mevduat faizi (brüt) %0,59.

Öte yandan, döviz ve hisse senedi piyasaları yatı­rımcılarına kayıp yaşatmıştır:

-Yİ-ÜFE ile: BİST 100 endeksi %3,96, Euro %1,23 ve Amerikan Doları %0,41.

lTÜFE ile: BİST 100 endeksi %4,82, Euro %2,12, Amerikan Doları %1,31 ve DİBS %0,12.

Uzun dönem liderliği

Külçe altın, uzun vadede de enflasyondan korun­ma aracı olma özelliğini korumuştur:

-Üç Aylık Getiri (En Yüksek): Yİ-ÜFE ile %23,62, TÜFE ile %22,19. Aynı dönemde en çok kaybettiren BİST 100 endeksi olmuştur.

-Yıllık Getiri (En Yüksek): Yİ-ÜFE ile %47,46, TÜFE ile %40,94. Yıllık değerlendirmede BİST 100 endeksi, TÜFE ile indirgendiğinde %9,85 kaybetti­rerek en kötü performansı sergilemiştir.

Makroekonomik tutarlılık ve güvenilirlik çıkmazı

TÜİK’in bu hesaplamalarda nominal getirileri alıp, enflasyon oranı ile (TÜFE veya Yİ-ÜFE) indir­geyerek reel getiriyi bulması metodolojik olarak standart ve tutarlıdır. Nominal getiri verileri pi­yasa fiyatlarını temel aldığı için genellikle doğru­dur.

Ancak, reel getiri hesaplamasındaki kilit nok­ta, Türkiye’de uzun süredir tartışma konusu olan enflasyon verisinin kendisidir. Reel getiri he­saplamasında kullanılan TÜFE rakamları, bağım­sız kurumların ve vatandaşın günlük hayatta his­settiği hayat pahalılığı seviyesinin altında kaldı­ğı yönünde yoğun eleştirilere maruz kalmaktadır. Eğer kullanılan enflasyon verisi piyasa gerçekliği­ni tam olarak yansıtmıyorsa, bu rakamlarla hesap­lanan tüm reel göstergeler de gerçekçilik açısından sorgulanır hale gelir.

Hane halkının tatminsizliğinin analizi

Türkiye’de hane halkının TÜİK verilerinden “tat­min olduğu” söylemek zor görünmektedir. Bu duru­mun temel sebebi, reel getiri hesaplamasının ana bileşeni olan enflasyon verisinin piyasa ve kamuoyu nezdinde tartışmalı olmasıdır.

1.Reel Getiri Algısı: Hane halkı, reel getiriyi he­saplamak için kullanılan resmi enflasyon verisinin, kendi harcama sepetindeki (kişisel enflasyon) artışı yansıtmadığını düşünmektedir. Dolayısıyla, resmi olarak hesaplanan reel getirinin (örn. külçe altın­da reel kazanç) gerçeği tam olarak yansıttığına dair tatmin duygusu düşmektedir.

2.Kişisel Tecrübe: Yatırımcılar ve hane halkı, TÜİK’in ortalama istatistiği yerine, kendi yatırım getirisi ile kendi harcama artışını kıyaslamaktadır. Bu kişisel tecrübe, resmî verilerden farklı sonuçlar doğurduğunda, kaçınılmaz olarak kurumsal verilere karşı güvensizliği artırmaktadır.

3.Genel Güven Sorunu: Enflasyon verileri üze­rinden kurumun bağımsızlığı ve güvenilirliği konu­sunda kamuoyunda yaşanan algı erozyonu, Finansal Yatırım Araçları verilerine olan yaklaşımı da olum­suz etkilemektedir.

Sonuç: Şeffaflık elzemdir

TÜİK’in raporu, makroekonomik resimde yatırım araçlarının reel performansını göstermekte teknik olarak başarılıdır. Külçe altın, yatırımcıların enflas­yondan kaçış aracı olduğunu kanıtlamıştır. Ancak, bu teknik tablonun hane halkı nezdinde karşılık bul­ması, hesaplamanın temelini oluşturan enflasyon ve­rilerinin şeffaflığı ve piyasa nezdindeki kabulünün güçlendirilmesine bağlıdır. Güven ve şeffaflık tesis edilmedikçe, reel getirilerin resmi verileri, vatanda­şın kendi cüzdanındaki erimeyi hissetmeye devam etmesi nedeniyle tartışılmaya devam edecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar