Kurumlar vergisi mükelleflerinde stopaj ve mahsubu
Gelir Vergisi Kanunu Geçici 67. madde uyarınca kurumlar vergisi mükelleflerince elde edilen bazı gelirlerden stopaj yapılmaz, bazı gelirlerden de stopaj yapılması yine aynı madde hükmü gereğidir.
Kurumlar vergisi mükellefleri bakımından geçici 67. madde uyarınca yapılan stopaj nihai vergi değildir. Zaten bazı menkul kıymet gelirlerinde stopajı olmamasının veya sıfır stopaj olmasının nedeni de bu gelirlerin beyan ediliyor olmasından kaynaklanmaktadır.
Kurumlar vergisi mükelleflerinde stopaj uygulanmayan bazı temel gelir unsurları
*Her nevi tahvil ve hazine bonosu faizlerinden,
-Toplu konut idaresi ve özelleştirme idaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirlerden,
-Enflasyon oranına bağlı olarak değişken faiz oranı uygulanan bir yıldan uzun vadeli hesaplardan,
-Menkul kıymetler yatırım fonu katılma belgeleri kar paylarından.
Kurumlar açısından en yoğun olarak gelir elde edilen ve stopaj yapılmayan temel gelir unsurlarının başında yatırım fonu katılma belgelerinin fona satışından elde edilen gelirler gelmektedir. Oysa gerçek kişilerce istisna edilen girişim sermayesi fonu, en az %5’i hisse senedinden oluşan fonlar ve gayrimenkul yatırım fonları dışındaki fon katılım payı gelirlerinde stopaj yapılmaktadır. Gerçek kişiler açısından bu stopaj nihai vergilendirme durumundadır. Gerçek kişiler diğer gelirleri nedeniyle beyanname verseler dahi bu gelirlerini dahil etmezler.
Tam mükellef kurumlarda stopaj
yapılan gelir unsurları Tam mükellef kurumlar bakımından stopaj yapılan gelir unsurlarının başında vadeli mevduat ve katılım hesaplarından elde edilen gelirler gelmektedir. Bu gelirler bakımından güncel stopaj oranları en son 9 Temmuz 2025 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiş olup:
-Vadesiz ve altı aya kadar vadeli hesaplarda %17,5,
-Altı ay bir yıl arasındaki hesaplarda %15,
-Bir yıldan uzun vadeli hesaplarda %10,
Bu oranlar 1 Şubat 2025 ila 9 Temmuz 2025 arasında sırasıyla: %15, %12 ve %10 idi.
Tam mükellef yani kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumlar mevduat ve katılım hesaplarından yapılan bu stopajları geçici vergi ve kurumlar vergisi beyanları üzerine hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup ederler.
Kurumlar vergisi mükellefleri bakımından vadeli mevduat ve katılım hesaplarında vade dolmadan önce dönem sonları itibari ile gelir tahakkuku
Bu konuda Vergi Usul Kanunu 281. maddesinde 31 Temmuz 2004 tarihinde yapılan bir değişiklik ile konu netliğe kavuşturulmuştur. Buna göre mevduat ve kredi sözleşmelerini müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleri ile birlikte dikkate alınır şeklinde açık hüküm konulmuştur.
Bu hükme istinaden gerek geçici vergi dönemleri itibari ile ve gerekse dönem sonları itibarıyla vadeli mevduatlarda geçen süreye ilişkin kıst faiz veya kar payı hesabı yapılır. Bu açık hükümden önce vadeli mevduatlarda kıst dönemi için gelir tahakkuku yapılıp yapılmayacağı ciddi tartışma konusu idi. Ağırlıklı görüş kıst dönem için gelir tahakkuku yapılmaması yönündeydi.
Ancak Gelir İdaresinin mademki mevzuatlar için işlemiş faizler ve kar payları için bankalar tarafından gider tahakkuku yapılıyor, o zaman diğer mükellefler açısından da gelir tahakkuku yapılması gerekir, görüşleri verilmeye başlanıldığından ve buna yönelik tebliğ düzenlemesi Danıştay tarafından iptal edilince konu yasal hükme bağlanıp netliğe kavuşturulmuştur. Kurumlar vergisi mükellefleri bakımından stopaj yapılan gelir unsurları beyan edildiğinde bu gelir unsurları üzerinden daha önce yapılmış olan stopajların da beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan geçici vergiden veya kurumlar vergisinden mahsup edilmesi doğal bir sonuçtur. Bunun için temel koşul stopajın yapılmış olmasıdır.
Vadesi dolmayan hesaplarda durum
Burada önemli bir konu vadesi kapanan hesap dönemi içerisinde dolmayan gelir unsurları için beyan edilen gelir kısmına isabet eden ancak henüz fiilen yapılmamış stopajların mahsup edilip edilmemesidir. Yukarıda belirttiğimiz gibi gelir tahakkuku yapılsa da fiilen kesinti yapılmamış olan stopajlar mahsup edilemez. Ancak burada özel bir durum da söz konusudur. O da beyannamenin verildiği tarihe kadar vadeli hesabın vadesinin dolup üzerinden stopaj yapılmış ise o zaman beyan edilen kurum kazancından kıst dönem gelirine isabet eden stopaj mahsup edilebilir. Bu uygulama hakkında niyet açısından da son derece önemli olup Gelir İdaresinin öteden beri uygulaması da bu şekildedir.