“Süper izin” TBMM’den geçti
Gazetenin 1 Mayıs tarihli sayısında “Yatırımcı olmak kolay değil” başlığıyla yayınladığımız yazımızda yenilenebilir enerji yatırımlarında izin süreçlerinin kolaylaştırılmasına ilişkin kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmek üzere olduğunu duyurmuştuk. O yazımızda kanun teklifinin içeriğinde yer alan konuları bir başka yazıda daha detaylı değerlendireceğimiz sözünü de vermiştik.
Bu yazımızda hem bu sözün gereğini yerine getirmek, hem de yasallaşan Kanunun yenilenebilir enerji yatırımlarına ilişkin neler getirdiğini biraz daha ayrıntılı değerlendirmek istiyoruz.
Kanun teklifi geçtiğimiz hafta sonu Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nden geçerek yasallaştı. Cumhurbaşkanı’nın onayını müteakip Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla yürürlüğe girmiş olacak.
Kanunda neler var?
Kanunla düzenlenen en önemli husus birden çok kurumu ilgilendiren ve zaman zaman bürokratik hassasiyetler nedeniyle süreçleri uzatan ve bu nedenle de yatırımcıyı tabiri yerindeyse ciddi anlamda zorlayan bir takım süreçler daha sadeleştirilmiş oluyor.
Bunları satır başı ile şöyle belirtebiliriz:
Orman izni tek aşamaya iniyor
Yatırımcılar için adeta engelli koşu niteliğindeki orman izni süreçleri teke indirilmiştir. Mevcut uygulamada orman izni neredeyse tamamen birbirinin aynı şekilde, önce ön izin, daha sonra kesin izin olmak üzere aynı prosedürler iki defa işlenmekteydi. Yapılan düzenlemeyle bu gereksiz bürokrasi ortadan kaldırılmaktadır.
Mera izni ihale sürecinde çözülüyor
Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ihale edilecek YEKA alanları ile çakışan mera alanlarının mera vasfından çıkarılabilmesi kolaylaştırılmıştır.
Böylece YEKA alanı olarak ilan edilen yerde yatırımcıların uzun uğraşlarla farklı kurumlara gidip gelmesin önü başlangıçta alınmış oluyor. Dolayısıyla Bakanlık ihaleden önce bu alanın gerçek anlamda mera niteliğinde mi olduğu yoksa geçtiğimiz zaman diliminde bazı örnek olaylarda görüldüğü üzere aslında pek mera niteliği olmayan taşlık arazilerin güneş santrali kurulması anlamında değerlendirilebilmesi daha ihale aşamasında mümkün hale getirilebilecektir.
Çed raporu ve izin süreci birlikte yürütülebilecek
Yenilenebilir enerji yatırımlarında çed raporu ön şart olmaktan çıkarılmış, bir yandan ced raporu için gerekli izin süreçleri işletirken, diğer izin süreçleri de eşzamanlı olarak başlatılabilecektir. Bu durum gerçekten yatırım süresini neredeyse başlı başına yarı yarıya kısaltan önemde bir uygulamadır. Günün sonunda çed izni alınmadan zaten yatırım yapılması söz konusu olmayacağından herhangi bir kamu kaybı da ortaya çıkmayacaktır. Sadece prosedürlerin hızlanması sağlanmış olacaktır.
Bakanlık imar ve ruhsat verebilecek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na güneş ve rüzgâr enerji yatırımlarına ilişkin imar yapma, yapı kullanım ruhsatı ve iş yeri açma ruhsatı düzenleyebilme yetkisi verilmektedir.
Bu konuda mevcut tesisler için de kanunun yayımından itibaren bir yıl içerisinde başvurmaları kaydıyla eksikliklerinin giderilmesi ve iş yeri açma ruhsatı alabilmek suretiyle faaliyet gösterebilmeleri sağlanmış olacaktır. Bu konuyla ilgili açılmış olup devam eden davalar “karar verilmesine yer olmadığına” hükmedilmek suretiyle karara bağlanacak bu suretle bir yığın ihtilaf da ortadan kaldırılmış olacaktır.
Sırf bu düzenleme dahi gerçekten belediyeden belediye farklı uygulamalara neden olan, özellikle rüzgâr yatırımlarında çok önemli bir sorunu ortadan kaldıracaktır. Zira rüzgar yatırımlarında tribün alanlarının genişliği nedeniyle birden fazla belediyeyi ilgilendiren durumlar olabilmektedir. Bazı belediyelerce her bir tribünün müstakil iş yeri sayılmak suretiyle ruhsata bağlanılması gibi garip uygulamalar ve bu nedenle ortaya çıkan bir yığın ihtilafın kendiliğinden sonlanması sağlanmış olacaktır.
Ayrıca yenilenebilir enerji tesisleri için münhasıran acele kamulaştırma yapılabilmesine de imkan verilmektedir.
Bu yasal düzenleme gerçekten kamuda bir çok kurumu ilgilendiren bürokratik izin süreçleri sadeleştirilmekte, ülkemizin döviz bağımlılığının azaltılması anlamında önem arz eden rüzgâr ve güneş yatırımlarının daha hızlı bir şekilde devreye alınabilmesinin sağlanması bakımından son derece kıymetlidir. Elbette ki yasal düzenleme devamında buna ilişkin alt mevzuatların da yayınlanması bir süreç olacaktır.
Ancak özellikle mevcut ihtilafların sona erdirilmesi ve en azından bu noktada sıkıntı yaşayan tesisler için Bakanlığa müracaat ile şartları belli olan şekilde izin ve ruhsat süreçlerinin tamamlanabilmesinin imkanı dahilinde olması son derece kıymetli olacaktır. Bu yasal düzenlemede özellikle kurumların bir araya gelmesini öncülük eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederiz.